Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '09

 
Kategori
Siyaset
 

Memleketimden siyaset manzaraları!

Memleketimden siyaset manzaraları!
 

Recep...


Seçimler yaklaştı ya, Recep Tayyip Erdoğan Mardin meydanında meydan okudu Deniz Baykal’a: “Çözümünüz yoksa lüzumsuz yere konuşmayın... Eğer işsizliğe bir çaren varsa açıkla, o çareyi eğer yerine getirmeyen bir Tayyip Erdoğan varsa, ben siyaseti bırakmaya hazırım.” İnsan duyunca kulaklarına inanamıyor ve iktidarın ana muhalefet partisine krize çare bulmak için işbirliği önermesinden, böyle içtenlikli ve böyle demokratik bir tavırdan ötürü gurur ve mutluluk duyuyor.

Bunun üzerine Baykal memleket hayrına ve böylesine iyi niyetli bir çağrıya duyarsız kalacak değil ya, kalktı grup toplantısında ekonomik krize, işsizliğe iktidarla birlikte bir çözüm bulma hevesiyle 7 maddelik bir öneri paketi açıkladı ve tüm iyi niyetiyle de ekledi: “Bunları uygulayarak işsizliğe bir katre de olsa çare bulmasını bekliyorum, bu konuda da kendisine her türlü katkıyı, desteği vermeye de hazırız.” Ne güzel değil mi? Uzatılan zeytin dalına aynı incelikle yanıt veren ve krize karşı çözüm önerileri olan bir ana muhalefetimiz var!

Hani bir gün önce “İşsizliğe çaren varsa açıkla, uygulamazsam istifa ederim” diyen Erdoğan vardı ya, çağrısı üzerine gelen çözüm paketini uzmanlarına inceletip uygulanabilir nitelikte ise uygulamalı, uygulanabilirliği yoksa önerilerinin cılk çıktığını ilan ederek –ne de olsa siyasi rakibi!- seçim öncesi Baykal’ı tuş etmeliydi değil mi? Doğrusu, olması gereken ve beklenen buydu ama çok beklersiniz!

Sanki bir gün önce “Çaren varsa açıkla” diyen kendisi değilmiş gibi Afyonkarahisar’da “Baykal kalkmış bana akıl veriyor, sen işine bak! Daha kırk fırın ekmek yemen lazım” diyerek amacının aslında işsizliğe çare bulmak değil de laf olsun torba dolsun meydan okumalarla Baykal’a çatmak olduğunu ortaya koyuverdi, ülke sorunlarına çözüm bulmaktan sorumlu olan Başbakan.

Ama asıl ilginci, o meydanda hiç kimsenin “Allah Allah, yahu benim Başbakanım hem çare sordu, hem de Baykal cevap verince soran kendisi değilmiş gibi şimdi kalkmış ‘Sen işine bak’ diyor” diye normal akıl sağlığına sahip bir insanın sorması gereken soruyu sormayı aklından bile geçirmeden avuçları patlayıncaya kadar “Baykal’ın ağzının payını veren” Başbakanını alkışlaması!

Demem o ki; siyasetçilerin siyaseti dürüstçe yapıp yapmadıkları elbette önemli, hem de çok önemli ama o siyaseti kimin önünde yaptıkları daha da önemli. Nitekim Erdoğan’ın bu kel alaka yanıtı üzerine “bozulan” Baykal da üslup düzeyini filan boş verip Sinop’ta çıtayı alçalttıkça alçalttı. “Başbakanın üslubu maganda üslubudur. Maganda üslubu kendisine yakışıyor olabilir ama Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına yakışmıyor. Sen iktidar olmuşsun ama adam olamamışsın. Kırk fırın ekmek yesen de olamazsın. Senin işin talan, gücün yalan-dolan, adın da Recep Tayyip Erdoğan!”

Breh, breh, breh! Ekonomik krize, işsizliğe çare tartışmasına, iktidar muhalefet diyaloguna, Türkiye’de demokrasinin kalitesine bakar mısınız? Daha bitmedi, medyadan öğreniyoruz ki Tayyip Erdoğan çanak tuttuğu Baykal’ın bu yanıtı üzerine hemen tazminat davası açmış. Neden? Çünkü Baykal konuşmasında “Erdoğan'ın şahsiyet haklarına tecavüz niteliğinde, şeref, haysiyet ve onuruna yönelik gerçek dışı, tahkir ve tezyif edici isnat ve ithamlara, fevkalade ağır, katlanılması ve tahammülü gayri kabil hakaretlere” yer vermiş...

Pekiyi liderlerini izleyen ve 29 Mart’ta tercihini sandıkta gösterecek olan yurdum seçmeni ne yapıyor bu arada? O halinden gayet memnun olarak gündüz alanlarda, akşamları da Recep İvedik’i oynatan sinema salonlarında maganda üslubunu alkışlamakla meşgul... Ya siz miting alanlarını ve o filmin gösterildiği sinema salonlarını dolduranların kim olduklarını sanmaktasınız? Alkışa devam.

 
Toplam blog
: 195
: 688
Kayıt tarihi
: 04.10.07
 
 

Dünyanın internet sayesinde küçüldüğü günümüzde büyüyen sorunlara ilişkin duygu ve düşüncelerimi pay..