Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '12

 
Kategori
Güncel
 

Memur hayal kırıklığı yaşamaya neden mahkum...

Memur hayal kırıklığı yaşamaya neden mahkum...
 

Memurun gözü aydın! Nihayet tiyatro bitti. 12 Eylül anayasa referandumunda kanal kanal gezip “Kamu Hakem Kurulu olsaydı memur %16 daha fazla maaş alacaktı” diye “evet” propagandası yapan Memur Sen Başkanı Ahmet Gündoğdu tarihi ödevini yerine getirdi. Hayırlı olsun!

 

Hey gidi günler hey, 90’lı yıllarda sendika kurulamaz denilirken bugünün KESK ve üyelerinin bedeller ödeyerek elde ettikleri sendika kurma hakkı fiili olarak hayata geçince bir gecede kurulan Kamu Sen’in iktidarlar ile özdeşleşen rolü artık Memur Sen tarafından oynanıyor.

 

İktidarlara biat ederek/eklemlenerek hak elde edeceği yanılgısının tekrar tekrar tedavüle sürülmesinde kamu çalışanlarının/memurların vebali görmezden gelinemez. Tamam, birileri sendika yönetimlerine kurulup üyelerinin çıkarlarını savunmak yerine iktidarın/hükümetin politikalarının destekçisi rolünü değme oyunculara taş çıkartırcasına oynuyor, oynuyor da memur yurttaşlar neden her defasında oynanan oyunda figüran olup, yoksulluk sınırının altında yaşamayı seçiyorlar/yeğliyorlar? Üzerinde gerçekten düşünülmesi gerekmez mi?

 

Herhalde bireyin/memurun insanca yaşayacağı bir ücreti, kısaca ekonomik ve demokratik talepleri önce içselleştirip doğal ve vazgeçilmez hak olarak görmesiyle ilişkili olsa gerek bu paradoks.

 

Yeterli mi? Değil elbette, ülkeyi dünyayı da kavramak gerekir. Devlet denen aygıt/araca kutsallık addederek oluşmaz doğal olarak bu bilinç. Yurttaş olarak, çalışan olarak insanın vazgeçilmez haklarını korumak, gözetmek zorunda olan devlet anayasal/uluslararası kazanımları yok sayamaz. Çalışanına/memuruna/asgari ücretlisine yoksulluk sınırının altında yaşamayı dayatan iktidarın dünyanın neresine giderseniz gidin meşruluğu tartışılır hale gelir.

 

Türkiye’de ortaya çıkan tablo memuru rencide etmiştir, aşağılamıştır. Gazetecileri “tasmalı” betimleyen egemen anlayış, memuruna da adeta dolaylı olarak “tasmalı” muamelesi çekmiştir. 

 

Çalışanları kapıda bekleyen işsizlerle tehdit eden, buyurduğu gibi yaşamayı emreden, insanını ‘ölümden korkutup sıtmaya razı eden’ anlayış uygulanan neoliberal politikaların yaşama yansımasından başka bir şey değildir.

 

 

Uzatmak mümkün, MB sayfalarında bugünlerin yaşanacağına dair onlarca yazım mevcut. “İleri demokrasi, memura grev hakkı, darbecilerin yargılanması vb.” konularda söylediklerimizin gerçekleşmesi nedeniyle egomu şişirecek değilim.

 

Koca koca üniversite profesörlerinin, yandaşların, liberallerin “yetmez ama evet”, “evet” beyin yıkaması ile herkes aldatıldı. “Torba yasa”lar geçerken memur adeta olacakları kavramaktan kaçındı. Seyretti.

 

Şimdi sendikalara, konfederasyonlara düşen gerçekten sendikacılık/emek mücadelesi yapmaktır. Üyelerinin haklarını savunmak, almak için her zamankinden daha fazla mücadele etmeleri gerekiyor. Üyelere/çalışana/memura da asıl görev düşüyor; sizin umudunuzu masada bırakanlara karşı istifa edip gerçekten haklarınızın mücadelesini edecek olanlara omuz verin. Çok bilinen “hak verilmez alınır”  sloganının gerçekliğini %4’lük artışlarla anlamak zorunda kaldık, nokta.

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..