Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Haziran '10

 
Kategori
Güncel
 

Memurlara AKP’den kadifeye sarılmış kazık!

Memurlara AKP’den kadifeye sarılmış kazık!
 

Sosyal Güvenlik Kurumu(SGK) üç ay önce memurların kesin rakamını vermişti.

Buna göre Türkiye’de 2 milyon 234 bin memur çalışıyor.

72 milyonluk koca ülkeye hizmet eden bu kamu personeli sayısı, AB’de kişi başına düşen memur sayısı bakımından en alt seviyede olduğumuza işaret ediyor.

Ancak rakamlar bu dev işletmenin uygulanan düşük ücret politikası ve yozlaşmış bürokrasisi ile çalışanlarına hayatı zehir eden bir mekanizma olduğu gerçeğini, hantallığından dolayı da halkına nitelikli hizmet sunamamasını ifade etmiyor.

Bütün bunlara karşın bu dev işletmede görev almak isteyenlerin talebi inanılmaz boyutlara ulaşmış.

Oysa kamu personelinin içinde yaşadığı ekonomik, sosyal ve özlük sorunlar aslında bu talebi hak etmemesini gerektiriyor.

Ortalama maaşın 1500 lira seviyesinde bulunduğu bir işletmeye girmek için insanlar neden bu denli istekli olurlar?

Geçen hafta bir kamu kurumunda KPSS’yi kazanıp memuriyet hakkını elde eden bir kişinin sevinç çığlığına tanık olmuştum.

Oysaki memuriyeti kazanan arkadaş o kurumda işçi olarak çalışıyordu, muhtemelen aldığı maaş da memurlardan fazlaydı.

Ama arada bir fark vardı; daha düşük ücret almakla birlikte memur olmak işgüvencesine sahip olmak, kaygısız, korkusuz çalışmak demekti.

Kuralları önceden belli yani bir statü içinde bulunmak, en azından huzur ve saygınlık demekti.

En önemlisi de işverenin, patronun istediği zaman işine son verememesi demekti.

Varlığını ve devamını para kazanmak üzerine inşa eden kapitalist sistemin vahşi sürümü olan neo-liberalizm, özel sektördeki kuralsız ve güvencesiz çalıştırmayı kamuda da uygulamak istiyor.

Gelişmiş kapitalist ülkeler gösterilecek sosyal tepkilerden dolayı işi ağırdan alıyorlar.

Ama ülkemizde durum farklı.

Yıllardır ABD ve AB’nin titizlikle uyguladıkları özelleştirmelerin Türkiye’de “vurgun” misali hızla “başarılması”(!), ardından özel sektörde kadrosuz-taşeron işçi çalıştırılması karşısında ciddi tepkilerin oluşmaması sıranın kamuya gelmesini sağladı.

Ustaca hazırlanan yönlendirme siyasetleri ile iktidara servis veren sağcı paralel sendikaların payandalıkları, vahşi çalıştırma düzenini piyasaya yerleştirmekte oldukça işe yaramıştı.

Toplum başörtüsü, laiklik, terörle oyalanırken AKP, Almanya ve Fransa’nın bile ancak ucundan bulaştığı kadrosuz çalışmayı istisna olmaktan çıkarıp, temel istihdam biçimi olarak uygulamaya başladı.

Kadrolu memur alımı sınırlandırılarak bunların yerine sözleşmeli, geçici işçi ve personel alımı yoluna gidildi.

AKP’nin hükümet olduğu 2002 yılından bugüne kadar nüfusumuz 7 milyon arttığı halde, kamudaki kadrolu memur sayısı 2 milyon 372 binden 2009 sonu rakamlarıyla 2 milyon 241 bine düştü.

Buna karşılık son 3 yıl içinde kamudaki sözleşmeli personel sayısı arttı.

Başta eğitim ve sağlık olmak üzere kamudaki sözleşmeli-işgüvencesiz sayısı 120 binden 202 bine çıkarak yüzde 67 oranında bir yükseliş gösterdi.

Son günlerde AKP’nin hazırladığı kamu personeli reformu(!), içindeki kazıkları saklamaya yönelik olarak “memurlara müjde”(!) şeklinde servise verildi:

“Babalık izni 10 güne çıkarılacak, ayrıca her çocuk için memura para verilecek”.

Ama gizlenen amaç; verilecek birkaç kuruş rüşvet karşılığında kadrolu memurların yarısını yani 1, 3 milyon civarındaki memuru sözleşmeli personel haline getirmek.

Elbette karşılığında da işgüvencesinden ve statülü çalışmaktan çıkmak, siyasi güçlerin, hükümetlerin insafına terk edilmek.

Unutmayalım ki piyasadaki çalışma düzeninin gözü her zaman kamuda olmuştur.

Devletin ortadan kaldıracağı ya da yumuşatacağı işgüvencesinin piyasadaki karşılığı zaten sigortasız çalışmaya başlayan kölelik düzeninin iyice insafsızlaşacağıdır.

 
Toplam blog
: 152
: 700
Kayıt tarihi
: 17.07.08
 
 

Trabzonluyum ve bu kentte yaşıyorum. Kamuda inşaat mühendisi olarak çalışıyorum. Resmi görevimin..