Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Nisan '12

 
Kategori
Güncel
 

Memurlara müjdeler olsun!

Memurlara müjdeler olsun!
 

AKP hükümetinin kamu çalışanları için çıkardığı sendika yasasının dünyada eşi benzeri yok.

Anayasa değişikliği paketine “dolgu malzemesi” olarak konulan bir madde nedeniyle memurlara sözde toplu sözleşme hakkını veren yasa, “mevcut durumu” farklı kelimelerle izah etmekten öte bir anlam taşımıyor.

Aylardır gündeme gelmesi beklenen yasa, bırakın kamu çalışanlarına grevli-toplu sözleşme hakkını tanımayı, var olan hakları bile daraltarak, kullanılamaz hale getirmiş.

Çıkan yasada emekçinin en büyük silahı olan “grev” kelimesinin adı yer almadığı gibi, pek madde dolaylı olarak grevin yasaklandığı hissettiriyor.

Kamu çalışanlarının masa başında müzakere edilmesi gereken ekonomik, özlük ve sosyal hakları, konulan maddelerle doğrudan 657 sayılı yasaya bağlanmış.

Taraflar konusunda ise “Toplu Görüşme” komedisinin bile gerisinde kalınmış.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın sırtlarını sıvazladığı ve önceden müjdesini verdiği gibi yandaş/kandaş konfederasyon büyük“yetki”lerle(!) donatılmış.

Artık toplu sözleşmenin memur kanadını ağırlıkla bu arkadaşlar temsil edecekler.

Bugüne kadar hükümetin en önemli “sivil toplum” ve “ideoloji”  ayağını oluşturan bu arkadaşların toplu sözleşme masasında izleyecekleri politika, her durumda hükümeti kızdıracak, üzecek şekilde olmayacaktır.

Zaten bu kadar “sevilmeleri” de bu  “uyumlu” yapılarından ileri gelmiyor muydu?

Varsayalım ki masada hükümetin istemediği bir manzara oluştu.

Hiç önemli değil, sorun “Kamu Görevlileri Hakem Kurulu”na gidecektir.

11 üyeli bu kurulda ağırlığı hükümetin seçtiği üyeler oluşturacağından, doğal olarak onların hükümeti zora sokacak aykırı bir kararı söz konusu olamayacaktır.

Yasaya göre bu kurulun vereceği karar “kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir.”

Türkçesi bu kurulun kararlarına itiraz etmenin, başka bir makama, yargıya gitmenin şansı bulunmuyor.

Sonuçta grevin adı bile olmadığından, memurlar, hükümetin maliye politikasına uygun gördüğü zam oranına boyun eğmek zorunda kalacaklardır.

AKP hükümetinin memurlara reva gördüğü bu yasadan en fazla zarar gören kesim, yerel yönetimlerde çalışan memurlar olacak.

Çünkü yaklaşık 17 yıldır uluslar arası sözleşmelerin şemsiyesinde toplu sözleşme hakkını kullanan yerel yönetimlerdeki kamu emekçileri, yasaya eklenen maddelerle tuhaf bir “sözleşme”ye(!) mahkûm edildiler.

Yasa bu uyduruk “sözleşme” için bakın ne ölçütler belirlemiş:

“İlgili mahalli idarenin; vadesi geçmiş vergi, sosyal güvenlik primi ile Hazine Müsteşarlığına olan borç toplamının gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin yüzde onunu aşması, ödeme süresi geçtiği halde ödenmemiş aylık ve ücret borcu bulunması veya gerçekleşen en son yıla ilişkin toplam personel giderinin, gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin belediyelerde yüzde otuzunu, il özel idaresinde yüzde yirmibeşini aşması hallerinde bu madde kapsamında sözleşme yapılamaz.”

Hadi diyelim ki devletin bile sahip olmadığı bu şartları sağlayan yerel yönetimler buldunuz, esas darbe arkasından geliyor:

“Sosyal denge tazminatının ödenebilecek aylık tutarı, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununa göre yapılan toplu sözleşmede belirlenen tavan tutarı geçmemek üzere ilgili belediye ve il özel idaresi ile ilgili belediye ve il özel idaresinde en çok üyeye sahip kamu görevlileri sendikası arasında anılan Kanunda öngörülen hükümler çerçevesinde yapılabilecek sözleşmeyle belirlenir.”

Uzun cümlelere takılı kalmayın, sözün özü şu:

Belediyelerde KESK’e bağlı Tüm Bel Sen uluslar arası hukuka ve ihtiyaçlara uygun toplu iş sözleşmesi, AKP hükümetinin “iyi” çocukları da “sosyal denge sözleşmesi” adı verilen ve işveren ağzını kullanan sözde toplu sözleşmeler yapıyordu.

Yasayı çıkaranlar aslında yerel yönetimlerde serbest TİS yapılmasını istemiyorlardı.

Ancak Tüm Bel Sen’in kazandığı AİHM Büyük Daire kararında, “toplu iş sözleşmesinin sendikal örgütlülüğün ayrılmaz bir parçası olduğu”, dolayısıyla çıkarılacak bir engelin yine bu mahkemeye takılacağı bilindiğinden ”hülle” şeklinde bir formül icat edildi.

Buna göre -bulunabilirse eğer- şartları taşıyan yerel yönetimlerde vali ya da belediye başkanının önerisi üzerine, üstelik o yıl memurlara verilen zam oranını geçmemek üzere “sosyal denge tazminatı” adı verilen bir “sözleşme”(!) yapılabilecek.

Özetle, sendika cephesinde bu yasayla değişen bir şey yok.

Suskun kalıp direnme göstermeyen, mücadeleden kaçan, küçük menfaatler için yandaş sendikalara üye olmayı tercih eden memurlar, yine “bordro mahkûmu” olarak yaşamaya devam edecekler.

Onlar da bir gün biber gazı ve cop yemeyi göze alırlarsa,  elbette çok şey değişecektir.

 
Toplam blog
: 152
: 700
Kayıt tarihi
: 17.07.08
 
 

Trabzonluyum ve bu kentte yaşıyorum. Kamuda inşaat mühendisi olarak çalışıyorum. Resmi görevimin..