- Kategori
- Dostluk
Menfaat dünyası
Ahmet, güzel yüzlü, iyi huylu insan sevgisiyle donatılmış birisiydi. Dostluğa, dostluklara çok önem verirdi. Her kez tarafından da sevilirdi.Daha ufak yaşlarda memleketinde iyi bir terzinin yanında çıraklığa başladı.Hemen kavramıştı işleri.Gün geçtikçe daha da ilerletiyordu kendisini, sanki bir modelist okulunda okumuş gibi modeller çıkarıyordu. Ustası da hayrandı kendisine.Yaşı ilerlemiş evlilik çağına gelmişti. Bu arada da tam anlamıyla terzi olmuştu. İlk önce kendi memleketinde kendi atölyesini açmak istedi. Ama vazgeçti, kendine güveniyordu.Ticarete aklı yatıyordu. Büyük oynadı. Memleketinden bir kızla evlenip, İstanbul’a taşındı. Orada ilk önce ufak bir atölye açtı. İşte o atölyeyi açtığı gün Allah “yürü ya kulum” demişti.
Yanına birkaç işçi almıştı. İşleri çok iyi gidiyordu. Daha sonra iyice ilerletti işini yanına 70-80 tane işçi çalıştıracak kadar büyüttü.Markalara elbiseler dikiyordu.Artık koca şehir İstanbul’da patron olmuştu.
İstanbul’un en güzel semtinden evler aldı. Altına o hiçbir zaman vazgeçemediği BMW’yi de almıştı. Etrafında bir sürü insanlar olmaya başladı. Bir sürü arkadaş, dost…
Kendisi farkındaydı bu yalancı gülüşlerin ama içindeki insan sevgisi gözünü kör ediyordu.
Memleketine gideceği zamanlarda, arkadaşlarına geliyorum diye arardı. Arkadaşları Jet Ahmet gelecek diye taa memlekete 10-20 km. kala yoldan karşılarlardı.Herkese yardımcı olduğu için, kim sıkışsa her derdine koştuğu için Jet Ahmet lakabını takmışlardı. Ahmet’i el üstünde tutarlardı.Eğlence yerleri, çiftlikler, tatil köyü hiç fark etmez, Ahmet alırdı dostlarını yanına, bindirirdi BMW’ sine gezerlerdi.
Gün geldi bir şeyler ters gitmeye başladı.Farkına varmadan elindekiler teker teker azalıyordu.Sonunda koca atölye yok oldu.Aldığı yazlıklar, evler BMW’si hepsi gitti.Etrafında baktığında “sen bizim biricik dostumuzsun” dediği insanlarda kaybolmuştu.
Memleketine ziyarete giderken arkadaşlarının her zaman karşıladığı yere baktı.Hiç kimse yoktu.Çarşıya çıktığında dostum dedikleri, görmemezlikten geldiler.Sinirleri bozuldu.Yazıklar olsun böyle dostluklara dedi.Ama kimseye ben size bunları yaptım siz beni görmemezlikten geldiniz, demedi.Hep kendi içiyle kavga etti.
Bu olaylar üzerinden yıllar geçti ama yaşı ilerlemesine rağmen halen yakışıklı hala 20’sinde ve halen iyi bir dost.Eskisi gibi zengin değil ama yüreği hala aynı.Ne zaman muhabbet etsek kaybolup giden işinden değil, yalancı dostluklardan, yalancı dostlarından bahseder.Dünyanın menfaat dünyası olduğunu, dostlukların maddiyata dönüştüğünü söyler.Ama şunu iyi bilirim, kendisi de iyi bilir, biz iyi bir arkadaş ve iyi bir dostuz.Menfaatsiz ve çıkarsız bir dost.