Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

perihan reyhan ALKAN

http://blog.milliyet.com.tr/pra

17 Temmuz '08

 
Kategori
Güncel
 

Menopoz kadınlığın hele ki hayatın sonu hiç değil!!!

Aynı duyarlılıkla kucaklayacak mı beni bu gece, eskiden olduğu gibi? Belki de ürkecek içimdeki cinsiyetsizlikten. Bir kadınla sevişmiyor gibi gelecek, bir tuhaf olacak duyguları bedeniyle birlikte. Çekecek ellerini bedenimden, gözlerimdeki duygusuz hatta irkilmiş gözleriyle birlikte, saçımı okşamak bile gelmeyecek içinden belki de.

Kim bilir?!

Kadına dair ne varsa söküp aldılar bugün içimden. Acımasız!.. Kesip biçerken, ayırırken bedenimden, bir başka bedene beşik olmuş, bir başka bedene hayat vermiş kadınlığımı, biraz şefkat var mıydı yüreklerinde? Ya da kesilen kurbanın içini boşaltırca bir duyarsızlık mıydı hissettikleri?


Kim bilir!


Beni içimde cinsiyetsiz bıraktıklarının 9. günü, eve dönüşümünse 6. günü. 6 gündür evdeyim ve hâlâ…” Böyle başlıyordu öykülerimden biri. Cerrahi menopoz sonrası bir kadını öykülüyordum. Duygularını, yaşadıklarını, eşinin duyarsızlıklarını. O seven hatta tapan eşinin, birdenbire sihirli bir el değmişçe değişimini!

Kadın bilinçliydi, biliyordu çocuk doğuramama dışında hiçbir şeyin değişmeyeceğini, hatta bazı şeylerin daha iyi, daha güzel daha doygun olacağını. Biliyor, düşünüyor, düşlüyordu. İkinci bir çocuk sahibi olamayacaktı. Olsundu. Olana Allah ömür versindi. Mutsuz olunacak, ahlanıp vahlanacak bir şey yoktu. O kanser denen illetten ve o çok özel paylaşımlarının hazzını daraltan doğurganlıktan kurtulmak, daha mutlu, daha doygun kılacaktı üstelik birlikteliklerini. Eşinin bakış açısının farklı olacağını, çevre bilinçsizlerinin acıyan bakışlarını hissetmeleri, bu teselliyle avutmaya çalışıyordu kadınlığı kesilip alınmış kadın!

Teselli de değil, işin gerçeği de buydu. Ama olaya herkes onun gibi bilinçli yaklaşmıyordu. Bilgisizdi bu konuda pek çoğu. Bir tek kendisinin bilmesi yetmiyordu huzurlu, düzgün, doygun yaşamaya. Üstelik bu döneminde kendisinin ihtiyacı vardı anlayışa, hoşgörü ve sabırla yaklaşıma. Ama o hepsini unutmuş, onları teselli eder, bilinçlendirmeye çalışır bulmuştu kendisini bu en zor döneminde.

Pek çok kadının yaşadıklarıydı bu ve benzer şeyler hayatlarının bir döneminde; ama cerrahi, ama doğal. Onları, o kadınları öykülemeye, anlatmaya çalışmıştım.Niye anlamadan dinlemeden, araştırıp bilgilenmeden, ön yargıyla yaklaşırız her olaya. Kadınlığın sonu değildir menopoz, doğurganlığın dışında. Kadınlık ise doğurganlıktan ibaret değildir. Hatta bilinçli, aklı başında ise kadın ve erkeği, en güzel, en paylaşımcı hazlarla örülü dönemidir evliliğin!

Bir sağlık dergisinde okumuştum. Kadın olmayı sadece doğurgan olmaktan ibaret sanmayın diyor, olayın bilgi ve bilincinde olan kadınlar için çok güzel, çok doygun bir dönem başlangıcı olarak niteliyordu. Bu bilincin de menopoz sendromlarını, sıkıntı ve depresyonlarını daha kolay atlatmaya yardımcı olduğunu. Ve ilâve ediyordu, cinselliğin bitmeyip, hatta % 5 kadında daha da artarak, yaşarsa 85 yaşına kadar sağlıkla devam ettiğini.


Haydi düşünmeye!..

Ve siz beyler, ; olayın gerçeğini ve eşlerinizi biraz daha anlayıp sağlıklı bir adım atmaya. Ve de eşlerinizin ellerini hiç bırakmayıp, bu döneminde daha sıcak, daha sevecen ve şefkatle tutmaya.


Mutlu, doygun ve hazlı paylaşımlarınız olsun efendim, sağlıklı yaşamınızla birlikte.

 
Toplam blog
: 290
: 553
Kayıt tarihi
: 11.03.08
 
 

İlk ve orta öğrenimimi Gölcük/ Kocaeli, lise ve üniversite öğrenimimi Ankarada gördüm. İlk okuldan..