- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Menteşe Beyliği'nden ve Antik Stratonikeia aşk kentinden çıkan şair Ayhan Çıkın hocam için...
Milas’ın tüm uygarlıklara saygılı duruşunun ardında bilim insanları vardır. Bilim insanlarına ise saygım sonsuzdur.
Ben Beçin’de görmüştüm bu saygıyı. Tarihe saygı bu olmalı, dediğim Beçin’e yıllarca kendini adayan ve tarihi gün ışığına çıkaran, yaptığı işi yeryüzünde insanlığın mirası olarak sergileyen bilim insanlarına saygım sonsuzdur.
Milas önceki yıllarda birçok bilim insanlarının bir araya gelmesiyle Tarihi Kentler Birliği Buluşmasına tanıklık etmişti.
Milas’ın uygarlığına verdiği şiirleri ile bir bilim insanı Ayhan Çıkın hocam. Kooperatifçilik konusunda Türkiye'deki bir isim. Doğduğu topraklarına saygılı.
Aşk kenti Stratonikeia’ya şiirler yazmış. Bu uygarlıklara dönüşü şiiri ve kalbi ile olmuş.
Milas Yüksek Okulu’nda önceki gün de düzenlenen toplantı sevgili hocam Ayhan Çıkın içindi. Bu konuda katılımcı ve konuşmacıydı Hamdi Topçuoğlu ve Nevzat Çağlar Tüfekçi yazılarında ayrı ayrı dillerde sevgili hocam Ayhan Çıkın’ı ve şiirlerini, hayatını dile getirdiler.
Bu nedenle biraz farklı tutmak istediğim yazımda Milas Yüksek Okul öğretim Görevlisi Mustafa Karataş hocam bir sunumunda şöyle söylüyordu; Şiir gönül ve yürek işi. Kalp deyince öncelikle bir organ anlıyoruz . Aşk,şiir kalbim dediğimiz böylesine duygu yüklü bir yol, bir ışık, bir yaşam ezgisi var örülen. Algılamak istediğim, duygusundan.
Çok güzel bir sunumla gerçekleştirilen bir program Milas’ta ve gençlerin kalbinde özel heyecanlar ve özel anılar bırakarak yaşandı.
Şiirlerini Milas Yüksek Okulu öğretim Görevlisi Mustafa Karataş hocamın öğrencileri gençler seslendirdi. Şiire yeni boyutlar kattı. Şiirler benim değil okuyanlarındır, demişti hocam.
Ayhan Çıkın hocamın kalbi bir organ değil hep bir aşk ve şiirdi, yaşamdı. Belki de kalbi sevgili Cem’den nakledildi. Ancak şiirlerinden ve sunumundan anladığım sevgili hocam o kalbe, o düşlere, o sevdalara , o yaşama aşk, evren, sevgi, duygu, düşünce , yaşam izleri ,yeni tohumlar, yeni zaman, yeni ışık yaktı.
Hocamın yaşam felsefesi “ölene dek çok iyiyim” diyerek sonsuz güzelliklere, yaşanılan coğrafyaya, insanlığa yol gösterir bir yol ve ışık. Sevgili hocam bir bilim insanı olarak ve şiire öz ve dolgunluk vermiş bir şair olarak olgulara, olaylara, yeni ışıklar tutmuş.
Anlayacağım Ayhan Çıkın hocamın yaşamı süresince boylu boyunca uzanmış, hayat değerleri içinde örülmüş hep bir kalbi vardı. O kalbe uzatılan şiirler mavileşen , yaşamı tutacak kadar yakın nefes olmuş bir serüven, bir süreç, bir yaşam Ayhan Çıkın hocamla yeni bulgular, yeni bilgiler, yeni belgeler , yeni izler ekmiş .
O gün şiirlerinde en çok kırların hayat olgusu vardı. Dağların çiçekleri vardı. Coğrafyanın örtüsü.
Sevgili Hocam Ayhan Çıkın yaşama ve şiirlerine dökmüş varlığını. Varlığının içindeki kelebeklerin beneklerini kondurmuş o dağlardaki sarı , deli başaklara…Aşılamış güzel kır kokan yaşadığı yere benzeyen kendini, şiirlerini… Bir ara şiirle uğraşamadım demişti hocam. Bilim insanı olarak yol aldım, hayatta diyordu.
Ayhan Çıkın hocamla tanışmam yüz yüze, göz göze Muğla Konakaltı Kültür Merkezi bahçesinde idi. O yıllardır Ayhan hocama sevgi ile öylesine yakınım ki, o günkü toplantının verdiği TAT ise sanırım aynı zamanda Mustafa Karataş hocamın sunumu ile gerçekleşti.
Bu güzel , anlaşılır sunum herhalde çok özeldi. Misafirlere ve gençlere yeni ışıklar yaktı. İzler düşürdü.
Ayhan hocamın şiirleri ile o coğrafyayı, o tarihi yaşadım desem , uygarlıkların içinde sahne oldu bir yaşam dalgalandı ve kıvılcımlarla yeryüzüne, gökyüzüne sesleniyordu “ ben yaşadığım yere aitim.”
Sevgili hocam Ayhan Çıkın’a nice güzel bir ömür, nice bir beraberlikle birlikte tüm sevenlerine, şiirleri ile yükselen duygularına bu coğrafya parçasından biz de saygı ile selamlar gönderiyoruz...