Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '18

 
Kategori
Siyaset
 

Meral Akşener Atarlanıp Duruyor Kendi Kendine!

Meral Akşener Atarlanıp Duruyor Kendi Kendine!
 

İnşallah bir gün o, Türkiye'nin ilk kadın Cumhurbaşkanı olur.


Meral Akşener atarlanıp duruyor kendi kendine!

İktidara atar. Muhalefete gider. Milletvekiline fırça. Basına babalanma. Millete, seçmene serzeniş. Bürokrasiye isyan!

Bunca debelenmeye karşın, eylemlerini pek öyle ipleyen yok gibi piyasada... Sürekli aynı söylemi aynı tonda tekrarlaması, şahsına duyulan güveni, ciddi bir iktidar alternatifi, güçlü bir milliyetçi muhafazakar parti olabilme umudunu hızla azaltıyor toplumda.

Akşener, Türk siyasetine, Anadolu kadınının; zerafetini, olgunluğunu, insani yaralarımızı onarıp tedavi eden bilgeliğini, duygusallığını, duyarlılığını; anaç, koruyup kollayıcı hallerini, aklı başında, derli toplu ağırbaşlı bir örneğini taşıyabilmenin, sergileyebilmenin çok uzağında maalesef.  

62 yaşına gelmiş, 23 yıl politika deneyimli, yüksek lisanslı, öğretmenlik yapmış, DYP Kadın Kolları Başkanlığı, Milletvekilliği,  İçişleri Bakanlığı, T.B.M.M. Başkan Vekilliği görevlerini yürütmüş; Zübeyde Hanım Şehit Aileleri Vakfı’nın kuruluşuna öncülük etmiş, sosyal sorumluluk bilinci yüksek birinden; o geçmişe yakışan, bugünkü psikolojisinden çok daha sağduyulu, oturaklı bir duruş beklerdim doğrusu.

 Görmüş geçirmiş insanların sadeliğini, soğukkanlılığını göremiyorum ruhunda.

Bunca yıllık siyaset deneyimi, daha kontrollü, yapıcı, problem yaratan değil, sorun çözen bir lider kimliği kazanmasına yetmemiş anlaşılan. Aksi halde böylesine çabuk sinirlenen, panikleyen, hatta yer yer kendine güvensiz tavırlar takınan, her damarına basıldığında, önceden hesaplanarak hazırlanmış, sinsi siyasi kuyulara kolayca düşen bir acemiliği sık sık göstermezdi herhalde...

Meral Akşener, yeni bir siyasi hareketin örgütleyicisi, gücünü Türk milletinin geçmişinden alan, logosunu Kayı boyunun simgesiyle görselleştiren bir partinin başkan adayı olarak ortaya çıktığında; çok ümitlenmiştim kendisinden. Türk siyasetinde nicedir kimselerin yapamadığı şeyleri başarabileceğini düşünüyordum. Kısır oy oranları tartışmaları yerine, önümüze parlak bir misyon, sürdürülebilir tarihi bir siyasi çizgi, yeni bir siyaset anlayışı koyabileceğini umuyordum. Acaba ben mi çok iyimsermişim?

Ancak şimdilik anlaşılan, sayın Akşener, bunların hiçbirini yapamayacak. Henüz 8-9 aylık geeçmişe sahip bir patiye, Türkiye’nin %10 gibi hafife alınamayacak, görmezden gelinemeyecek orandaki desteğini; iktidar yürüyüşü için büyük bir fırsata çeviremeyecek, dönüştüremeyecek gibi duruyor.

Dürüstlüğüne, tutarlılık çabasına, kişiliğinden ödün vermeyen, omurgalı, tavizsiz, onurlu siyaset yapma idealine çok saygı duysam da… Entelektüel derinlikten yoksunluğu, anında sert tepki veren, alıngan yapısı; onu potansiyelinin, hak ettiği yerlerin çok uzağında tutacak gibi görünüyor.

Gönül isterdi ki, hassas milliyetçi, Türklüğünün bilincinde ve değerini bilen, şahsiyetli bir birey, prensipli bir insan olan sayın Akşener; bugün mecbur bırakıldığımız; kasvetli, kör hamasete dayalı, ucuz, popülizmden medet uman, yobaz, bağnaz, sığ; bilerek niteliksizleştirilmiş, kalitesi yüksek, kumaşı sağlam adamların/kadınların uzağında tutulan; kirlenmiş, itibarsızlaşmış köhne, tutucu siyaset aleminden çekip çıkarsın; Ülkemizin parlak yarınlarına bizleri taşıyabilecek dirayeti gösterebilsin.

Ama ne yazık ki, yaşananlardan edindiğim izlenim, beni karamsar, üzücü, iç sıkıcı sonuçlara götürüyor. Bu halet-i ruhiyemi size de bulaştırmak istemediğimden; düşüncelerimin o yanını içimde tutuyorum. Ta ki, kendisinden ümidimi tamamen kesinceye, Ta ki, olmadı, diyecek kesin yargıya varıncaya dek.

En büyük arzum, Sevgili Meral Hanımın, benim gibi düşünenleri haksız çıkarmasıdır. Bizleri ondan özür diletecek denli anlamlı başarıları gösterebilmesi, siyasi zaferlerleri kazanabilmesidir. Bu, bu vatanda yaşayan herkesin yararına olur. İyi niyetli tüm vatandaşlarımızı memnun eder.

 16 yıldır atarlanıp giderlenen, önüne geleni azarlayan, azıcık farklı, birazcık aykırı ses çıkaranların bile ağzının payını veren siyasetçi örneklerinden bunca sıkılmışken biz… Umarım hanımefendi yukarıda uzun uzun anlatmaya çalıştığım yanlışlarından dönerek, hatalarından ders çıkararak, büyük bir umut olur yeniden. Farklı, inandırıcı, uygulanabilir, gerçekçi çözüm yolları bulabilir, önerebilir Türk halkına.

Aksini düşünmek dahi istemiyorum. Öyle bir hal, hiçbirimizin isteyebileceği bir durum değil çünkü.

Türk siyasetinde uzun süredir yaşanan “ alternatifsizlik duygusu “; yeni bir siyasi yıldız, farklı bir politik fügür aramak zorunda bırakmasın bu toprakları…

Bugüne dek uğradığımız zaman kayıpları bize bin yıl yeter!

 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..