Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Eylül '09

 
Kategori
Futbol
 

Merhaba!

Merhaba!
 

Bundan sonra özellikle Galatasaray, sinema ve iş dünyası ile ilgili konulardaki yazılarımla sizlerle birlikte olacağım.

Bu ilk yazımda önceki gece oynanan Galatasaray-Beşiktaş derbisini yorumlamaya çalışacağım.

Galatasaray’ın hemen herkesin tahmin ettiği kadro ve taktik ile çıktığı maça Mustafa Hoca 4-1-4-1 gibi bir sistemle başladı. Galatasaray 4-2-4 oynuyor ve genelde de hucüm ederken 6-7 kişi kullanıyordu. Sanki takımın başında sahaya çıkmayan, sadece duran top kullanacak gücü olan Arda’nın 4.dakikadaki nefis korneri ve Rüştü’nün hatası sayesinde 1-0 öne geçen sarı kırmızılılar bir süre Beşiktaş’ı seyretti. Galatasaray’ın forvet hattındaki dört oyuncunun müthiş top kaybıyla oynamaları siyah beyazlı takımın karşı kaleye gitmesini iyice kolaylaştırmıştı ki Sabri, Keita ve Kewell biraz kıpırdanıp durumu dengelediler. Bu bölümde Yusuf ve Serdar ile etkili olan Beşiktaş, Arda gibi sahada olmayan Nihat’tan faydalanamayınca tabelada değişiklik yapamadı. Denizli sezonun başından beri kullandığı çift ön liberolu (Ernst-Fink) sistemden vazgeçmiş, Ernst’i tek bırakmış önlerine Ekrem ve Tabata’yı koymuştu. Bu iki oyuncunun yerine ve takıma alışması -ki Tabata’nın ilk maçı- ilk yarının Beşiktaş açısından boşa geçmesine neden oldu. İlk yarının bir diğer önemli notu da Galatasaray’ın doğru çıkışlarla Beşiktaş’ı çok sayıda ofsayta düşürmesiydi.

İkinci yarıya Fink’i Tabata’nın; Bobo’yu Nihat’ın yerine oyuna alarak daha doğru bir dizilişle başlayan Beşiktaş, bütün gücü ile hücum etmeye başladı. İlk yarıdaki ofsayt taktiğini de kırarak Galatasaray’ın bıngıldak gibi yumuşak olan savunmasının arkasına geçmeyi başardı. Baros’a atılan bütün topların duvar gibi Beşiktaş’a dönmesi Galatasaray savunmasına oldukça sıkıntılı anlar yaşattı. Ancak siyah beyazlı takım Hakan, Sabri ve bu bölümde müthiş oynayan Leo Franco’yu geçemedi. Ve Rijkaard farketti ki Galatasaray meğerse 10 kişi oynuyor, Arda arada bir duran top kullanmak üzere sahaya giriyor, en iyisi biz de 11 kişi oynayalım diyerek Elano’yu nihayet oyuna soktu. Sonra tıpkı ilk yarıdaki gibi Sabri ve Keita biraz sağ kanadı hareketlendirdiler. Atamayana nasıl atılacağını, o ana kadar hemen hiçbir olumlu hareketi olmayan Baros 65.dakikada gösterdi ve Rüştü’den seken topu tavana gönderip ağın tozunu aldı. Baros’un sert Beşiktaş savunmasında ezildiğini geç de olsa gören teknik heyet tam kendisinin Nonda ile değişeceğini Baros’a söylemek üzereyken maç 2-0 oluvermişti. Kurt hoca Rijkaard, 70.dakikada skoru bu şekilde tutabilecek bir değişiklikle Barış’ı Keita’nın yerine oyuna aldı ve Holosko’yu son ümit oyuna süren Beşiktaş’ın olası ataklarının önünü kesti. Son bölümde daha iyi top yapıp kapanan Galatasaray yetenekli ayaklarıyla 83.dakikada bir gol daha bulup çok da iyi oynamadığı bu maçı 3-0 kazanarak puanını 15 yaptı.

Hakem, maç 1-0 iken Serdar’ın Franco ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda topu içerde elle tutup pozisyonun dışarıya taşındığını göremedi. Leo’nun kırmızı kartla oyun dışı olması gerekirdi. Tabii ki bu pozisyon maçın skorunu etkilermiydi bilinmez ama Galatasaray gibi hücum gücü yüksek, sürekli skoru değiştirebilecek bir oyuncuyu içerden veya kulübeden üreten takımlara karşı skor olarak geride oynamak zordur. Galatasaray bu durumun kendi de farkında olduğu için oyunu istediği gibi yönlendiriyor, hızı ayarlıyor ve duruma göre vites değiştiriyor.

Galatasaray’ın, bu sezonun asist kralı olmaya aday süper kaptanı Arda yokken veya yorgunken nasıl oynacağını çözmesi gerekiyor. Mesela artık Elano’nun bu konuda devreye girmesi ve alternatif olması ilerdeki daha zorlu maçlar için fena olmaz.

Beşiktaş’ın ise acilen topu çerçevenin içine bırakacak oyuncuları bulması gerekiyor.

Maçın Adamı: Sabri

Sağlıkla kalın

Mehmet Tabak

mtabak@ttmail.com

 
Toplam blog
: 10
: 467
Kayıt tarihi
: 14.09.09
 
 

1971 Ankara doğumluyum. 15 senelik mühendisim. Evliyimve 1 erkek, 1 kız babasıyım. İyi düzeyde İngil..