Merhaba Dostlar…

Merhaba Dostlar…

Bu sabah yataktan içimde tarifsiz bir sıkıntı ile kalktım. “Hayırdır inşallah” dedim. Sevdiklerimi şöyle bir yokladım. Kötü bir şey yok allaha şükür. Peki bu iç sıkıntısı neden?

Oysa dün Kemeraltında Şükrü beyin yerinde milliyet blog dördüncü İzmir toplantısını yaptık Sanırım katılan herkes mutlu oldu. Yaşadığımızı hissettik açıkçası. Mustafa Mumcu kardeşimin mangal başındaki neşesi görülmeye değerdi. Hatta Ahmet Balcı kardeşimizin gönderdiği lokumların tadı hala damağımızda. (Bebeğe analı babalı, sağlıklı mutlu ömür dilerim.) Eve gelir gelmez ilk iş karikatür üstadı, İstanbuldan gelip bizleri onurlandıran sevgili dostumuz “mamut” un (sn. Celal Sanlı) armağanı kasedi izlemiştim.

Kötü haber tez gelirmiş. Televizyonu açınca anladım sıkıntımın nedenini. Ergenekonda onikinci dalga. Gerçi bekliyordum. Ama “her ölüm erkendir” gibi bu olayda azıcık düşünebilenlerin üzerinde şok yaratacaktı. AKP nin seçim yenilgisinin üzerine G-20, Nato toplantıları, Obamanın ziyaret gelmiş, ekonomik kriz işsizlik açlık eleştirileri bir süre ertelenmişti. Tam gündemi değiştirme zamanı idi. Her zamanki gibi vefakar dost Ergenekon çıktı ortaya. Az da olsa hesap hatası yaptıkları kesin. Galatasaray-Fenerbahçe maçında çıkan olaylar gündeme daha güçlü oturdu. İki yeni gündemin aynı anda gereği yoktu. Pekala bir hafta beklenebilirdi. Bu arada Sayın Mehmet Haberal’da çok önemli bir karaciğer ameliyatını ve ülkemiz için önemli bir toplantıyı yapabilirdi.

Sevgili, Türkan Saylan’ın “Polisi eleştirmeyin, onlar görevini (verilen emirleri) yapıyor” diye sevenlerini uyarmasına katılıyorum. Bu anlamda bende artık Ergenekonu eleştirmeyeceğim. Görevlerini yapıyorlar.

Yalnız ufak bir ricam olacak. O çukurun içine atılan birkaç adi suçluyu ayırsınlar. Hiç yakışmıyorlar oraya.

Kendimi dinledim biraz. Sıkıntımın sebebi karaciğer ameliyatı olacak çocukmuş meğer.

Esen kalın…

13/4/2009 20.40