Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Şubat '09

 
Kategori
Deneme
 

Merhaba sevgilim

Merhaba sevgilim
 

..


Merhaba sewgilim,

Kimi sevgilinin özel günlerinin çetelesini tutar, kimi de ben gibi ayrı kalınan ve sanırım büyük bir ivme ile bunalıma savrulan ÖZLEM' in çetelesini tutar. Bak sende duyuyor musun?? Hayır bir saatin vuruşları değil onlar... Sona yaklaşışımın kaçınılmaz; (ama aynı zamanda-sanırım -istediğim) çığlıları bu tüm geceyi kopkoyu kaplayan...

Ey sabah uyanışlarımın mahmur adamı. Ne güzel bir duygudur bilir misin?

Gecenin koynunda senin sıcaklığını duyumsayarak ve kokunu alarak uykuya dalmak. Sonra sonra yarı uyanık anlarda korku ve sevinç karışımı bir duyguyla sana sarılabilmek.. Ah doyumsuz, bitimsiz.

Bugün sensizliğn ilk haftası doldu.. Anladım zor olacak bundan sonraki her uyku. Takvime göre yalnızca bir hafta, bana sorarsan aradan birçok evren çağı geçti ve ben seninle sanki hiç konuşmadım da konuştuğumu düşte gördüm.

Artık romantikliğini mi yitiriyor geceler, klasikleştiğini hissediyorum. Derdim değil mi "sensizlikten seni varedeceğim gecelerde. Hiç bitmeyecek gecenin tılsımı. İnanıyorum.. "hatırladın mı? Evet seni hep var ettim ettim ama tılsımında kabusla seviştiğini gördüm alabildiğine. Dayanamadım işte o futursuzluğa gözüm, o kadar yakın geldiki o anlarda ölüm... Anlayamazsın..

Bir müebbet hapismiş meğer senden yoksun olmak-sevgiliden-bir gece, bir gün veya bir ay ne farkeder ki.. her saniyesi bir müebbet, her anı tükeniş...

Biliyor musun yokluğunda daha dokunaklı şarkılar ve her biri bir hançer...

Ve daha bir zor inan olur olmaz yerlerinde konuşmaların deli kahkahaları atıvermek.. Anlayacağın yokmuş hiçbirşeyin tadı tuzu canım.

Oysa bir bahçevan heyecanı idi yaşadığım. Dönüşüne yetişsin diye; coşkuyla harmanlayıp yüreğimi, en güzel tohumları ekmiştim. Olur olmaz akıttığım gözyaş larımla sularım sanmıştım doya doya... Olmadı işte yetiştirebildiğim sadece kançiçekleri oldu ne yazık ki. Her boy atışında biraz daha kanatan, biraz daha açıtan yüreğimi....

Saat kaç mı oldu?? ne farkeder ki. İster 19.00 olsun ister 05.00 ...Sen yoksun veya ben yokum yanında. Bak bilmem kaçta saat ve ikimizde yalnızız işte. Ben böyle şeyler düşünür, böyle karabasanlar yaşarım da sen ne yaparsın merakım bu ???

Üşür mü soğuktan bedenin uykunun derinliğinde (kıyamam) Ya da sendemi ben gibi yattığında uykuya döner durursun. Çalınırda duyamam telefon diye....

Gecenin işte o bilmem kaçında büyütürmüsün görüşme arzusunu göğsünün sıcaklığında... Arar mısın deli gibi her köşede, herbir şeyin altında düşmüş bir tek sigara ?? Savurup dumanını, dalarmısın yeniden çıkılmazların içine...........

Sensizliğe merhaba diye başladığım günlerden bir gün daha işte. Neler yapıyorsun gibi soru sormayacağım. Senin yapabileceğin; benim yaptıkları Dün; başıboş diğerlerinden ayrı duran bir bulutu yakaladı gözlerim. Tamam dedim. işte bu işlenir ve şekillendirirse canım' a benzer. Oturdum duvar dibine, başladım gözlerimle bulutu işlemeye.

Ne zormuş; akılda kalan siliuetinle; bir buluta seni çizmek, bulutu sen’ leştirmek...

"Kaleme ne gerek var

Kinle ve umutla keskinleşmiş

Gözler varken...

Kağıda ne gerek var

Dört metre kareden yayılan

Gökyüzü varken..

Sen her gün,

Sana bir gün gecikmeli gelen

Gökyüzünü oku, sevgilim...

Buralardan;

Oralara umut, özlem ve sevgi var..."

Ne zormuş seni resmedebilmek... Ama olsun; hiç yoktan iyidir sensizlikte.. İşte silik ve yavaşça uzaklaşan da olsa seni oturttum buluta : merhabaa sigara içermisin??

Durrr lütfen diren biraz esintiye gitme hemen... durrrr....

“böyle mi büyür

adına özlem konulan çiçekler

kan ile gözyaşı ile sulanarak

böyle mi yeşerir

adına sevgi denen yürek

yokluğunu damıtarak ve...

böyle mi geçer

acısı her şeyin;

bir şeyler eksilterek bizden....”

Buraya gelirken yüreğimin “sen“ olan kısmını bırakabilseydim keşke. Bir çok şey daha kolay olurdu. Kimbilir?? Senin için soluk almalarım olmazdı örneğin.

Geceleri;tüm lacivert saatlerde heyecanla atmazdı örneğin yüreğim. Sevişmelerimizin

Dingin zamanlarında... Bastırmazdı tüm vucuduma ter... kesilmezdi soluğum bir acemi paniğiyle.........

Çaresizliğe “sen” adını takmazdım; tüm burgun zamanların sen saatlerinde sen çalarken yüreğimin Ritmi.

Bak sabah oluyor.Yine sensiz bir gün daha doğuyor..

Kendine ve olmayan umutlarına iyi bak canım...

Unutma senin umutlarınla ve ışığınla yaşayan biri war burda....

Aslında senin kızdığın bir yerden yazıyorum sana, çocuklardayım yine bu gece.. ama sadece senin için en son konuşmamızı o ewde o ewin balkonunda yapmıştık hatta tam bir hafta önce bu saatlerde işte onun için burdayım..şimdi balkona çıkıp dokuzuncu kattan gökyüzünü izliycem, yıldızlara bakıcam.. sabahı bekleyip güneşin doğuşunu görücem hatırlarmısın hep hayalini kurardık seninle bunun.. elimizde şarap we biz birbirimize sarılmış güneşin doğuşunu izliyoruz... ne oldu hayallerimize niye yoklar artık. Hıı bide karşıya asla bakmıycam.. koskoca bir şehrin ışıkları war orda we benim tahammülüm yok artık ışıklara.. ne olur kızma bana sewgilim yine burdayım diye.. ben sana daha yakın olmak için burdayım bu gece.. yani beni bıraktığın yerde... ne olur sew beni bu gece her geceden her andan daha fazla çünkü bu gece ihtiyacım war buna.....

01.06.06-saat:04:04

 
Toplam blog
: 24
: 1007
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

Kaleminden, yazmaktan hiç vazgeçmeyen, fotoğraf çekme ve çekilme hastası olan biri..  ..