Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ocak '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Merhaba

Merhaba
 

Uzun bir tatil arasından sonra yeniden Milliyet Blog sayfalarının sıcaklığını içimde hissetmenin derin ve enteresan mutluluğunu, hazzını yaşamaktayım. Yürek burkan ayrılıkların ertesinde gelen iç kıpırtılı vuslatların, insana yaşattığı karmaşık, samimi ve eşsiz hissiyatın tarifini yapmaya inanın çalışmayacağım. Çünkü çok çalıştım ama beceremedim. Aslında beceremedim demek de ne kadar doğru onu da bilmiyorum. Sanırım kifayetsiz kaldığımı hissettim her seferinde demek çok daha yerinde olacak.

Bu tatilde de yine iki bin kilometreye yakın yol yaptım. Tatil başlarken doğan güneşe koşuyordum bir günebakan gibi; tatil bittiğinde, yine battım batan güneşle Ege'min sularında, Karşıyaka'mın göğsüne. Toros yaylalarının eşsiz kara dağ kekiği kokularını hissettim neredeyse Çukurova'ya sermek üzereyken postumu. Ereğli, arabaşı oldu yine bir yılbaşı gecesinde. Konya'dan geçerken, Mevlana'ya selam durdum bir neyin gönül yakan, dokuz boğumlu nefesinde. Akşehir'de yine ters binmişti Hoca, eşeğine. Afyon'un, meşhur kaymaklı ekmek kadayıfını nasıl pas geçemediysem, Uşak'ta tarhana ustası Yeldanlızade yine durağım oldu on dakikalık bir yol üstü molasında. Salihli'de bir odun köftesi ziyafeti de vardı plan-programda ama mide fesadına uğramaktan korkuldu, selam vermekle yetinildi o eşsiz güzelliğe de.

Yıllardan beridir, değişmez bir alışkanlığımız vardır eşimle. Birkaç günlüğüne dahi İzmir'den, Karşıyaka'dan ayrıldığımız zamanlarda -ki bu fazlasıyla çok olur bizde, gezentiliğimizden kaynaklı- Bayraklı-Altınyol girişindeki rampaya çıkıp da aracımızın burnu Karşıyaka'ya döndüğünde ve deniz ve Ege ve Karşıyaka bizi kucakladığında sıcacık, istisnasız her seferinde "Karşıyakaaa" diyerek çığlık atarız. Bu durum bazen bir servis otobüsünün ya da çığlık atılamayacak başka bir ortamın içinde gerçekleşecek olursa gözlerimiz birbiriyle buluşur ve çığlık atanlar onlardır artık biz uslu çocuk triplerini oynarken görünürde.

Bu tatilde hissettiğim bir başka enteresan dönüş duygusu da şöyle gerçekleşti. Sabah çıkıp, güneşin terk-i diyar ettiği akşam saatlerinde tamamladığımız ve yedi yüz kilometrenin üzerindeki bir mesafeyi kat ettiğimiz otomobil yolculuğumuz çok büyük bir ekseriyetle yoğun kar ve yağmur yağışı altında gerçekleşti. Ilgın civarında başlayan kar, Kula'ya kadar hiç durmadı. Kula'dan Turgutlu'ya kadar da kar ve yağmur birlikte eşlik etti bize. Kasaba'yı çıktığımızda yağış kesilmiş, hava da iyiden iyiye kararmıştı. Ve Belkahve'ye geldik. Kurtuluş Savaşı tarihini, özellikle de son dönemin popüler çalışması Şu Çılgın Türkler'i okuyanlar buranın anlamını çok iyi bileceklerdir.

Düşman ordularını ta Ankara'nın hemen yanı başındaki Polatlı önlerinden önlerine katıp İzmir'e kadar kovalayan; Gazi Mustafa Kemal önderliğindeki mübarek Türk askeri, kadını, çocuğu, yaşlısı; Belkahve'ye gelip de Güzel İzmir'i gördüğünde hüngür hüngür ağlıyordu, istisnasız. Ve Belkahve sırtlarından, önünde durulmaz bir çığ gibi yuvarlandı, çöktü; Kutlu İzmir'in başına çöreklenmiş, Avrupa'nın şımarık ve yüzsüz çocuklarının üzerine. Gazi, komuta heyetiyle birlikte o gece, dokuz eylülü on eylüle bağlayan o mübarek gecede yaşlı, ıslanmış ve gururlu, muzaffer ve mağrur gözleriyle işte buradan seyrediyordu mübarek İzmir'i, mübarek İzmir'ini. Önündeki zaman içerisinde karısını bu topraklardan seçecek, anacığını bu topraklara verecekti.

İşte ben de, birkaç gün önce, yine öyle bir akşam vakti, Gazi'nin o tam durduğu Belkahve belinde, İzmir'i seyrettim. İzmir; eminim ki o gün bugün olduğu kadar ışıltılı değildi ama inanın ve inanıyorum ki güzelliğinden ve zarafetinden hiç ama hiç kaybetmedi.

Ve sabırsızca Belkahve'den aşağı yuvarlandık, Burunova'ya selam çaktık ve oğlanı uyandırdık uykusundan. Çünkü birazdan rampayı aşıp, denizin kollarına atacaktık kendimizi, "Karşıyakaaaa" çığlıklarıyla.

Yeniden merhaba efendim, yeniden binlerce yürek dolusu selam ve hürmetlerimle. Hoş geldiniz ve hoş bulduk.

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..