Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Merhamet, merhamet, merh...

Merhamet, merhamet, merh...
 

Kurduğun tuzağı kendi elinle bozmak. Köşeye kıstırdığın, hiçbir kurtuluş şansı kalmamış düşmanını tam yok edecekken bağışlamak. Bir saatli bombanın düzeneğini çalışmaması için bilerek yanlış kurmak. Dürbünlü tüfeğin menzilinde hiçbir şeyden habersiz, kımıldamadan duran ve bu şekilde işini daha da kolaylaştıran hedefi vurmaktan son anda vaçgeçmek. Bir savaş uçağının kokpitinde bir kenti bombalamaya giderken tam şehrin üstüne geldiğin anda aşağıda karıncalar gibi dolaşan insanları düşünüp füzeleri ateşlemeden üssüne geri dönmek...

Hayvanların dilini anlamaya çalışmak. Bir kuş açlığını, bir eşek, yükünün ağırlığını nasıl belli eder öğrenmek. Kanadı kırılmış bir serçeyi şefkatle avuçlayıp yerden almak. Uzak bir evden annesinin memelerinden koparılıp sokağına atılmış yavru kediyi hiç ihtiyacın yokken eve almak. Bir sokak köpeğinin başını okşamak; onların yiyebileceği yemek artıklarını bulabilecekleri bir köşeye bırakmak. Göldeki sudan mamul tahtında bir zamane padişahı gibi yüzen ördeğin göğsünü tam da saçmalarla dolduracakken namluyu yere çevirmek. Aslında hiç silah taşımamak...

Hep dert anlatan değil, dinleyen de olabilmek. Anlamak; anlamaya çalışmak.

Doğru söylemek; yeri geldiğinde “her söylediğin doğru olsun, ama her doğruyu söyleme” ilkesine uymak.

Kumar oynarken yenip üstündeki elbiseleri dahil herşeyini kazandığın rakibinden aldıklarını geri vermek; hem kendin tövbe edip hem de tutmayacağını bile bile ona tövbe ettirmek.

Gece uyandığında yanında yatan eşinin, sevgilinin, çocuğunun üzerinden kayan yorganı düzeltmek.

Uzun süredir haber alamadığın birini arayıp hatırını sormak.

Sadece “benim de başıma gelirse” diye değil, orada bulunmanın o hastaya moral olabileceğini göz önüne alarak bir hasta ziyaretini ihmal etmemek. Bir mezarlığı ziyaret etmek; yalnız kendi tanıdıkların için değil, orada onlarla birlikte yatanların ruhuna da bir Fatiha okumak.

Hep gaza basmayı bırakmak; acelesi olanların seni sollamasına izin vermek; geçitte senden yol bekleyen yayaların güven içinde karşıya geçmesini sağlamak. Yayayken yoğun trafikte karşıya geçmeye çalışan yaşlıya yardım etmek.

İsraftan kaçınmak. Duşun altında sonuna kadar açık muslukta suyu dakikalarca boşa akıtırken, bütün ihtiyaçlarını senin sadece o iş için kullandığın suyun yüzde biriyle gidermek zorunda olan insanları düşünüp musluğu kısmak.

Giymekten bıktığın elbiselerini, ayakkabılarını ihtiyacı olabilecek birileri için saklamak. Çöpe yemek dökmemek, bayat ekmekleri değerlendirmek.

Bir tribünde maç seyrederken, sürekli hatalar yapıp duran kötü bir günündeki oyuncuyu ıslıklarla, küfürlerle mahvetmemek. Sahana misafir gelmiş takıma evsahibi gibi davranmak. Kazanmanın kadar kaybetmenin de hayata dair olduğunu unutmamak.

Kötü niyetli olmayan birine geri alamayacağını bile bile borç vermek.

Sırf önemsiz göründüğünden kimsenin selam vermeye bile tenezzül etmediği biriyle sohbet etmek.

Hayatın boyunca hiç değilse bir eğitim dönemi başlangıcında kendi çocuğun dışında bir öğrencinin temel öğrenim araç-gereçlerini sağlamaya çalışmak.

Bir ticari mal üretirken onu kendin tüketecekmiş gibi temizliğine, kalitesine dikkat etmek.

Hak yememek. Çalışanlarının da yorulabileceğini unutmamak. İşyerinde işgücü fazlası yaratan bir çalışanı işten çıkarmaya hazırlanırken onun yaşayacağı zorlukları düşünüp kararını ertelemek ya da tamamen vazgeçmek.

Zulmeden kardeşin bile olsa mazlumun yanında yer almak. Güce değil, erdeme tapmak.

Birinin seni terk etmesini içine sindirmek; kararına saygı duymak. Acı çekmek; en başta kendine olmak üzere, acımayı bilmek.

Liste uzun; hayat kısa; yapılacaklar zor gibi görünüyor... Ama bunların tersini her an, her gün rahatlıkla yapabiliyoruz. Üstelik merhametsizlik daha çok enerji gerektiriyor.

<ı>Not: Geçen yıl bu mevsimde yayınlanmış bir yazım. Bazı küçük düzeltmelerle yeniden yayınlamak istedim. Ben yayınlamayı aklımdan geçirirken sevgili Tuğba'nın blog önerileri arasına aldığını gördüm. Kendisine çok teşekkür ederim.

Foto: www.artbywicks.com/compassion%20caring.jpg

 
Toplam blog
: 431
: 3853
Kayıt tarihi
: 30.06.06
 
 

Anahtar kelimeler: Antep, İstanbul, Haziran, İkizler, Beşiktaş, MÜ İletişim Fakültesi, Gazetecilik. ..