Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mayıs '11

 
Kategori
Felsefe
 

Merhamet

Elbette özdekse bir deviniş biçimimiz olmasa idi, özneldi ve nesneldi etki eşmeli erdemlerimiz de olmayacaktı. Yine organik girişmeli, çeşitli devinim biçimlerimiz olmasaydı, erdemlerimiz; ne özneldi insanlığımızın; ne sosyal eldi yaşantılım olacakla, sosyal insanlığımızın; ve ne de toplumsa insanlığımızın elinde, hiç tutamayacaktı. Erdemlerimizin bir ucu eylemken, diğer ucu anlayış ve duygudur (öznelliktir) . Gelişmiş soyutlama gücünün, gelişmiş anlayışlı davranış biçimidir. 

Merhametin temelinde bir algı biçimi olacakla, mahrumluklar, güç yetmezlikler, çaresizlikler vardır. Bunlar, biyolojik yapı ile alakalı olduğu gibi (engelliler) sosyal, toplumsal şartların eşitsizliği ile de yapılaştırılır. 

Aidiyeti tutumlarda olduğu gibi öznel yanın içi, istenildiği gibi doldurulur. Burada önemli olan yan, bir devim biçimi olan enerji şarj ve dejarjlarının üzerine, kod bindirmeli duygu ve düşüncelerin 

amplitude edilebilmesinin bilinçli ya da bilinçsiz kullanımının, becerisi ve akıl edilmesidir. 

Olgusal olanın durumdu birleşme eğilimidir. Erdemlerimiz yüksek güç olan potansiyelin (kişiye dek algı, duygu ve değerlemelerin, sosyal güç merkezlerinin, aidiyeti totem bazlı, töreci tutumlarımızın) düşük güçlü olan potansiyele doğru (kişi ve sosyal grup dejarjına doğru) olan eğim eşmesine, duygu ve davranışlarımızın; anlayışça, eğimce olan, yönelimdi bir beliriş, biçimidirler. 

Açıkçası erdemlerimiz, kişiye dek algıların ve sosyal yapımızın, özneldi değerlendirme zarflarının, özdekse deviniş biçimlerimiz üzerine bindirilerek, insana hitap eder oluşla, mesaj imgelerli tutumsa davranışıdırlar. 

Bu durumların, çok potansiyelliden; az potanselliye doğru olan, eğimse genelliğinin özel istisnası da vardır. Yani düşük gerilimden (mülkiyeti kıt olandan), yüksek gerilimliye (mülkiyetli olana) doğru geçişler de söz konusudur. Daha açığı sosyal ve toplumsal şartların geçersizliğinin onaylandığı kimi noktalarda, değişken durumlu konumsa, olan alçak potansiyelli noktaların, aktiflik cazibesidirler. Burada düşük gerilimli konum alanlar, sanki yüksek gerilimli nokta gibi davranırlar. Diğerleri de sanki düşük potansiyelli alan gibi davranırlar. 

Eşit olamama, doğal eşitsizliklerle başlar. Eşitsizlik; eylem selliğin, kıpırtının, devinme ya da akışın potansiyel konumudur. Doğal eşitsizlikti başarı ya da başarısızlık, kimi çok yerde, bir alçalma ya da yükselme olmayıp, aynı karşılaşma esnasında, derece farkı yapar olanın; derece bazında az yapabilir olana doğru eğimidir. Eğim iç ve dış gerilimlidir. Zaten organik bireylerin yapabilirlikleri, sınırlıdır. 

Organik bireylerin, aynı yapabilirlikler etrafındaki yetenekti referanslarını, görece diğerine göre az fazla oluşla, kendi yapabilir oluşları içinde, diğerlerine göre fazlalık yaptıklarıyla, sağlayıştı (eğim oluşturur, uygun durumu karşılar) biçimde güç biriktirirler. Bu güç kimi kez, merhamet olacakla, çok yetenekten az yeteneğe doğru (görece alçak alana doğru); eğim yönelmesidir. 

Okur, alçak gücün de; olayların karşılaşma ve girişme konumuna göre, görece yüksek güç olduğu konumlanmasını asla unutmaması gerekir. İstisna, düzen içinde belli bir süre kaide bozmazken, belli bir sürenin aşımıyla da, istisnalar kaideyi bozarlar. Kaideler akış içinde, yön verişle, yer değişirler. Yani bir akış içindeki kaideler istisna olurlar. İstisnalar da kaide olurlar. 

Yani burada normal yetenekti işleyişle, normal üstü derece farkı yaratan yetenek, birbirlerine göre derece ya da nüansça farklılıklarını arz etmekle, bir insan duygusu olan alandı merhametin çekimi olmaktadırlar. Görece birisi merhamet alanının etkisi ile sunum yaparken; diğeri de, merhamet alanının düşük gücünden ötürü de kendisine doğru olan sunumları alışla, üzerine çekerler. 

Eğim; yüksek potansiyelden; alçak potansiyele doğrudur. Yani alanın yönü biraz fazla derece farkı yaratanın sunumu; normal normal yetenekte (şarjda) olana doğru işler. Burada normal şarj biraz fazla şarja göre, kendisi yok gibi davranır. 

Veya eğim alanı, dört işleyiş tipinden biri oluşla belirir. 1- derece farkı yaratanla; normal işleyiş içinde olana doğrudur. 2- derece farkı yaratanla, normal işleyişli olanın her ikisinden de; hiç işleyiş yapamayana doğrudur. 3-Yine görece ikili durumdan olan potansiyelden birisinin, kıyasla ve oransa eğim eşmesidirler. Yani sızıntı tipi geçiştirler. 4-Düşük potansiyelli alanın yüksek potansiyel gibi davranmasıyla, yüksek potansiyele doğru çevrim eşmesidir ki çeşitli biçimlerde gerçekleşirler. 

Diğer bir eşitsizlik de, sosyal ve toplumsal sınıf farkının mülkiyetçi egemen eşmesi ile oluşan eğim farkıının akışıdır. Ki bu durumda eğim (merhamet) mülkiyeti olandan, mülkiyetsize doğru akar. Ya da akış, egemenden olandan, kıt kaynaklı mülkiyeti olana doğru akar. Bu iki durumda da merhamet (eğim) daima eşitsizdir, büyük güçten, normale güce doğru yönelir. 

Ancak müstesna olasılıklar da, yaşamın (doğal seyredişin) kopmaz bir parçasıdır. Bu, tesadüf denen zorunluluklarda da merhamet (muktedirlik); o anın, ani beliren istisnai ihtiyaç belirtilmesi ile akış kutuplarının birden yer değiştirmesidir. Yani akış yapabilir olan (yüksek potansiyel) akış alır duruma gelir. 

Akış alan düşük gerilim alanı da, o ihtiyacın, düşük gerilimi seçimi ile düşük gerilim alanı yüksek gerilim alanına dönüşür. Yani akış verir duruma gelir. Burada akış görece yapabilirliği olanlardan, yapabilirliğe gereksinim duyanlara, doğrudur. 

Burada merhamete uğrayan ekonomice çok güçlü olabilirler. Ama o an ancak ve ancak, sizin beliren merhametinizle kurtulacaktır. O anda mülkiyet fedası dahi, hiç bir şey yapamayacak bir konumdur. Söz gelimi yüzerken kramp giren yüksek potansiyelli biri, her an yardım ettiği düşük potansiyelli olan birinin yardımına (merhametine), gerek duyabilir. 

Bu kabil olguca durumlar, istisnai ama olgusal, zorunlu olacakla, olması gereken durumlardır. İnsan anlayışı bunu, istisna ve tesadüf olacakla netleştirir. Oysa bu istisnalar doğal süreçler içinde olup etkince akıp gitmektedir. Oysa bu kaide bozmazdı olan, tesadüfi süreci, en iyi elektronikti olaylar içinde anlarız. Bir de, kendisi bir kaideye göre tesadüf olanın da, kendisinin kaide olacağı ve hatta kaide olduğu, bilinmelidir. 

Elektronikte yüksek potansiyelli alan içinde, çoğunluk taşıyıcılarına rağmen, her zaman için azınlık (alçak potansiyelli) taşıyıcıları da (kaide bozmaz denen istisnalar- tesadüfler) hep bulunur. Bunlar sistemin ön görülemez denen, ama oldukça da öngörülür ve tolerans yaratır olgularıdırlar. 

Bunlar sistem içinde, dalgalanmalar, çalkantılar, kaostuk belirsizlikleriyle, gelecekteki denk düşer durumlarda, sisteme yön verir olgu ve olaydırlar. Yine sistemin sürtünmesini sağlayarak sistemdeki akışların potansiyel gücünü yavaşlatan, kimi kez; kimi ayrıntı süreci durduran, fren etkisidirler. Yani sistemin eğim eşmesine yön verir olan, zamanı geldiğinde; kaide bozan değişmelerin mucizesidirler. 

Merhametin eğim eşen kaynaklarından olan eşitsizlik, yapabilirliklerin az yapılabilirliğine ve hiç yapamaz oluşuna doğru, dıştan insan özenesinin duyguca kıyaslanması idi. Bu kıyaslanma, bir algı konusu olmak zorundadır. 

Merhametin kaynaklarından bir diğeri de, bu kıyastı oranı kavrayacak olan izan ve mantıki özneldi tutumdurlar. Bu kıyastı oranı idrak edemezseniz, eğim yönününü de beliremezsiniz. Yani acımaya dek olan merhametiniz de ortaya konamaz. Öznel etkin varlık burada, biraz da merhametle, yardım duygusuna doğru eğim eder. 

Hatta yardım (merhamet) duygusunu tanımlarlar, tasarlar, şartlarını ortaya koyarak vücuda getirişle, durumu dahi, ortaya koyabilirler. 

Yani insanda merhamet, doğal akışın bir kendilik belirmesi olmaktan çok daha fazla plastik ve insan gelişmesine onarıcı kat kınlıkla belirebilen, bir insana özgülüğün, bilinçli tercihli belirmesidir. İnsan duygu kırılmasının; insan duygular iç içe geçişen liginin; insanın ulviyetti dini biçimleniş duygular taşımasının; bir diğer eğim kaynağı da, merhamettir. 

Her olgu ve olay, kendi biçimlenişi ile yeni çekimse alandı bir birleşme duygusuna yönelirler. Nasıl hidrojen ve oksijenin kendiliğinden bir eğim potansiyelle birleşme eğilimleri vardır. Ve bu birleşme ile su oluşur. Su olgu ve olayı da, yeni bir çekimse durumla, süreç olaylarına katılır olmanın yeni bir çekimse alan birleşme boyut konumunu taşır olma, özelliği vardır. Ve hidrojende oksijende olmayan bir cazibeli olayları döndürme girişmeleri vardır. 

İşte merhameti gerçekleyen bir özneldi varlığın da bu olguca olayı gerçeklemesinden sonra duyguca ve beklenti olacakla, bir birleşendi; çekimse alandı; bekleyiş içinde olurlar. Çoklu kutup yapacağı tutumun çekimse karşılığında, birleşme yapmadıkça eğimin şiddeti ile hep belirme isteğindedir. Bu belirme eğimi, öznede uhuvvet ve ulviyet duygusu olacakla tanımlanır. Ve biçimlenişlerle eğim eşir. 

Böylece biçimlenişti çekimler, bu biçim tanımlama üzerinde nötrleşerek devresini tamamlayan bir döngü ile tekrarı başlangıcına çevrim eşirler. Dinsel anlamanın içti ve kişiydi çevrimli kaynağının eğimi, böylece kişide potansiyelce belirir. Bu kişinin dışarıya, sosyal ve toplumsa yapıya, hazır ve yönlenir oluşla, içinin istenildiği gibi doldurulur olanın, bir polar bağ bağlacı olacakla yansımasıdır. 

 

29.04.2011 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 418
: 104
Kayıt tarihi
: 26.11.10
 
 

26 yıllık sınıf öğretmenliğinden sonra emekli oldu. Şiir çalışmaları ve deneme türü olan, toplum ..