Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Şubat '13

 
Kategori
Güncel
 

Merkel ve Erdoğan

Merkel ve Erdoğan
 

Milliyet com.tr


 

Türkiye’nin AB üyeliğine taş koyan, Almanya Başbakanı Merkel, ülkemize geldi…

Dolayısıyla bu yazının konusu da;   iki ülke ve iki lider oluyor…

İki liderin ve iki ülkenin birbirine benzeyen çok yönleri var…

Merkel’in coğrafyası çok zayıf, Erdoğan’ın da tarihi çok zayıf…

Önce Almanya Başbakan’ından başlayalım…

Almanya Başbakanı Angele Merkel, bir okulu ziyaret ediyor. Bir öğrenci, Başbakan’dan dilsiz bir harita üzerinde Berlin’in yerini göstermesini istiyor... Merkel de, Berlin yerine, Rusya’ya ait bir şehri gösteriyor...

Başbakan Erdoğan da: Vatan hainliği tescilli İskilipli Atuf Hoca ile Türk, Türkmen, Kürt Alevilerin katledilmesine fetvalar veren Şeyhülislam Ebusuud Efendiyi kahraman ilan ediyor… Osmanlı’nın Kanuni dönemini, Cumhuriyetimize referans gösteriyor…

Bu karşılaştırmanın sonucu olarak, Merkel’in Berlin’in yerini bilmemesinin veya bilmesinin siyasi ve ideolojik bir yönü olmadığından önemi de yoktur… Erdoğan’ın ise yeni Osmanlıcılık görüşüne destek olarak algılanan sözleri ideolojik olduğu için tehlikelidir…

Merkel, Almanya’nın iki büyük partisinden Hıristiyan Demokratların lideridir… Bu partinin Türkiye’deki karşılığı ise yaklaşık benzetmelere göre AKP’dir…

Almanya’daki Türkler, Merkel’in partisini hiç sevmezler… Almanya’nın Sosyal Demokrat Partisi SPD’yi desteklerler… Bu partinin bizdeki karşılığı da CHP’dir…

İşin garip tarafı, Almanya’da CHP ile ayni kategoride olan SPD'yi (Sosyal Demokratlar)ı destekleyen Türkler sınırı geçince, Almanya’da sevmedikleri partinin benzeri AKP’yi destek verirler… Bu konu, sosyologların çok önemli bir araştırma konusu olmalıdır diye düşünüyorum…

Kuralların, prensiplerin ve yasaların disipline ettiği Almanya’da bir rejim sorunu yoktur... Angela Merkel yerine kim Başbakan olursa olsun sonuç değişmez, hepsinin yapacağı aynı şeydir...  Parti başkanları değil, partilerin programları ve sistemleri daha önemlidir ve ön plandadır…

Almanya Başbakanı Merkel, başbakanlığı döneminde 3. Cumhurbaşkanıyla çalışıyor… Hatırlayacağınız gibi daha önceki iki cumhurbaşkanı istifa etmişlerdi… İstifa eden cumhurbaşkanları da, Merkel’in partisi CDU (Hıristiyan Demokratlar)  kökenliydiler…

Cumhurbaşkanları niçin istifa etmişlerdi şöyle bir hatırlayalım…

Alman Cumhurbaşkanı Chrstian Wullf,  Merkel’in CDU partisindendi...

Cumhurbaşkanlığından önce, Aşağı Saksonya Eyalet Başbakanlığı yapmıştı...

Aşağı Saksonya savcıları, Cumhurbaşkanı Wullf’un Eyalet Başbakanlığı döneminde, siyasi nüfuzunu kullanarak çıkar sağladığını iddia etmişti...

Bild Gazetesine göre; Christian Wulf 2008 yılında zengin bir işadamının karısından çok düşük faizle 500bin Euro borç almıştı... Bu konuyu haber yapmak isteyen gazeteciye de Cumhurbaşkanı baskı yapmıştı...

Tüm bunların üzerine Cumhurbaşkanı, kendisine duyulan güvenin zayıfladığını gerekçe göstererek görevinden istifa etmişti…

Christian Wullf’tan önceki Alman Cumhurbaşkanı Horst Köhler’de istifa etmişti.  Köhler, Afganistan’daki Alman Birliğini ziyaretinde : “Almanya’nın ticari çıkarlarının korunmasında, Alman askerlerinin görev alabileceğini belirtmişti.” Bu sözlerin eleştirilmesi üzerine görevinden istifa etmişti...

Görüldüğü gibi Almanya’da istifa mekanizması tıkır tıkır işliyor… Biz de ise Sincan Savcısının başına gelenleri biliyoruz… Kayseri Büyükşehir Belediyesindeki yolsuzluklar üzerine “ kefilim” diyen anlayışları da biliyoruz…

İstifa mekanizmasının nasıl çalıştığını Almanya bu örnek istifalarla bize gösteriyor… Almanya’da kimse koltuğa yapışıp kalmıyor, bir hata yaparsa da bedelini istifa ederek ödüyor…

Angela Merkel ve Recep Tayyip Erdoğan... Her ikisi de Başbakan...

Angela Merkel, haritadan Berlin’in yerini gösteremiyor ama ülkesinde her şey tıkır tıkır işliyor... Bizim Başbakanımız her konuyu her şeyi biliyor gözüküyor ama ülkemizde sorunlar diz boyu… Galiba çok bilen çok yanılıyor...

Biz toplum olarak, her zaman bir rejim korkusunu yaşıyoruz... Cumhuriyetle barışmamış önemli bir kitle, Cumhuriyet devrimlerine ve bu ülkeyi düşman çizmelerinden kurtarmış Atatürk’e düşman gözüyle bakıyor... Herkesi kucaklayan, eşit gören, inançlar konusunda tarafsız olan laik Cumhuriyet anlayışının içi de yavaş yavaş boşaltılarak, bir mezhebin güdümüyle din devletine dönüştürülmeye çalışılıyor…

Yazımı bitirirken bir yanlış anlaşılmaya meydan vermemek için şunu eklemek istiyorum… CDU’nun (Hıristiyan Demokrat Parti’) adında Hıristiyan kavramı geçiyorsa da, bu partinin geleneksel adıdır ve dincilikle ilgisi yoktur, laik yönü güçlüdür…

Merkel ve Erdoğan  neler görüşecekler yankıları neler olacak hep beraber göreceğiz…

 

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..