Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Şubat '13

 
Kategori
Futbol
 

Mersin’den Fenerbahçe geçti!..

Mersin’den Fenerbahçe geçti!..
 

Biri, “tepe”den kopmamak; öbürü, “dip”ten kurtulmak için uğraşıyor. Bu bakımdan ikisinin de derdi, 3 puan/dı!

3 puan, ilaç gibi gelecekti.

Yeri gelir, bir puan da önemli olur.

“Zor”da olan iki takım, Fenerbahçe ile Mersin İdmanyurdu’ndan söz ediyoruz.

(İkisinin yazgısı, tam 29 yıl “ortak”tı. Fenerbahçe, 1982-1983 sezonunda Mersin İdmanyurdu'nu yenerek, Türkiye Kupası’nı kazanmıştı. En son da geçen sezon kazandı.

Mersin İdmanyurdu, kupa finali oynadığı sezon küme düşmüş, 29 yıl aradan sonra Spor Toto Süper Lig’e çıkmıştı. Geçen sezonun aksine bu sezon, Süper Lig’de tutunmak için mücadele ediyor.)

Maç öncesi "bilet kavgası" vardı.

Biletlerin pahalı oluşunun Fenerbahçe taraftarının işine yaradığı kanısı Mersin’de yaygın. Bu, Mersin İdmanyurdu taraftarı sitesindeki şu “ironik” ifadeden daha iyi anlaşılıyordu:

“Fenerbahçe ile Tevfik Sırrı Gür deplasmanında oynayacağız!”

(Şu soru soruluyordu: Fenerbahçe, biletlerin pahalı oluşuna niye tepki göstermedi? Başka kentlerdeki uygulamaya tepki gösterilmesine karşın... Unutulan şuydu: Mersin İdmanyurdu yönetimi kendi taraftarına “ucuz”, Fenerbahçe taraftarına “pahalı” tarife uygulamadı.)

Futbolseverlerin çoğu, bir kendi “kent takımı”nı, bir de “ülke takımı” diyeceğimiz “Büyükler”den birini tutar. Çoğu kez de ikilemde kalınır; son söz, dudaklardan dökülür:

Hak eden kazansın!

Mersin’de de bu vardı.

*****

Maç mı?

Mersin İdmanyurdu, çok tutuktu; Fenerbahçe ise daha atak, istekli.

Mersin İdmanyurdu’nun maç boyunca, kaleyi tutan önemli bir şutu vardı. Kaleci Volkan Demirel, becerisini gösterdiği için golle sonuçlanmayan şut...

Mersin İdmanyurdu açısından akıllarda kalan başka ne vardı?

Bir karambolde Nobre’nin autla sonuçlanan o güzel vuruşu...

Bunlar ilk yarıda olanlar.

İkinci yarıda ise, Volkan Demirel’e iş düşmedi.

Sözün kısası...

Mersin İdmanyurdu, Lig’in ikinci yarısına iyi başlamasına karşın, dün kendinde değildi. Fenerbahçe, maçın ikinci yarısına önde başlamanın etkisiyle, Mersin İdmanyurdu’nun durumundan da yararlanarak, işi ağırdan aldı.

Ne demiştik:

Hak eden kazansın!

Bu durumda hak eden, Fenerbahçe oldu.

*****

Tribünler, maçın önüne geçmeye başlayınca, öyle sunulunca, maçla ilgili yazacak ne olsun?

Aziz Yıldırım ve yönetimin protesto edilmesi, maç bitiminde tribünlere çağrılan futbolcuların tepkisinden söz ediliyor. Kuşkusuz, nasıl söz edildiği önemli.

“Söz etme”ler gerçeği yansıtıyor mu?

Ortada bir “abartma”, “olmayan gücü” birilerine verme mi var?

Maçın sonlarına doğru, Mersin dışında geldiği, “İstanbul, İstanbul” (konuk takım bölümünde) ve “Urfa, Urfa” (Fenerbahçe taraftarına ayrılan kale arkasındaki yerde, 6-7 kişi) deyişlerinden anlaşılan kişiler, “Ya Allah, ya bismillah, Aziz Yıldırım istifa” bağırmalarına büyük tepki gelince, susmak zorunda kaldılar. Tepki gösterenler, Aziz Yıldırım’ı destekleyen slogan attılar. Protestocular, takımı destekleyen sloganlara eşlik eden çoğunluğun durumundan yararlanarak, araya kendi sloganlara katarak, çoğunlukta oldukları izlenimini yaratmak niyetindeydiler. Ama onların dışındakiler, maç izlemeye, takımını desteklemeye gelmişti. Medyaya yansıtılanın aksine görülen/ gerçek buydu.

Maç bitiminde Fenerbahçe'yi tribüne çağıranlar ise, protestocular değil, onların dışında kalanlardı, çoğunluktu.

Futbolcuların tribüne gelmemesine gelince...

Zaten futbolcular, çağrıldıklarında tribünleri uzaktan selamlıyorlardı. Sahaya ilk çıkan, orta sahadayken tribünden çağrılan, elinde çay bardağı olan Salih Uçan da, tribünlere işte o kadar yaklaşmıştı.

Mersin’de Aziz Yıldırım ve yönetim protesto edildi denmesi, bir “karamizah”tır.

Ayrıca, bir avuç kişinin tepkisini, genelleştirerek Mersin’e mal etmek, orada olmayanları yanıltmaktan, protestoculara olmayan gücü vermekten başka bir şey değildir.

“Konuk takım” için ayrılan bölümün yer aldığı kale arkasının önemli bir bölümü Fenerbahçe taraftarı için ayrıldı. Bu bölümde göze batan iki ilginç durum vardı. İlki, biletlerde “blok” adı olan yer/ harf, tribünde yoktu. İkincisi, üzerinde Mersin İdmanyurdu forması bulunan kimi taraftarların, üzerlerindeki formayı çıkarınca, alttan Fenerbahçe formasının çıkmasıydı.

O taraftarlar, niye çift forma giymişlerdi?

Çünkü Mersin İdmanyurdu adına açıklama yapan bir yönetici, “ ... kapılarda kıyafet kontrolü yapılacağını, üzerlerinde Fenerbahçe forması ya da arması bulunanların stadyuma alınmayacaklarını” ilan etmişti. Bu taraftar, bunu etkisinde kalanlardı. Oysa onların dışında kalanlar, gönüllerince giyinmişlerdi.

*****

Mersin’den Fenerbahçe geçti.

Yakında Beşiktaş da gelecek Mersin’e...

Gelen gidecek, gidiyor da...

Gidenlerin, gelecek sezon gelip gelmeyecekleri Mersin İdmanyurdu’na bağlı. Böyle giderse, alt sıralarda kalan Mersin İdmanyurdu’nun işi zor.

Mersin İdmanyurdu, kadrosunda iyi futbolcular olmasına karşın, bir türlü kendine gelemedi.

“Büyükler” gelir gider; “tepe" için mücadele ederler.

Mersin İdmanyurdu, 29 yıl aradan sonra gelmişti, giderse yazık olur.

 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutc@ttmail.com

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..