Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '08

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Mersin yolculuğu.

Mersin yolculuğu.
 

Ayıran,kavuşturan yollar


Yolculuğum çok güzel geçti.

Bir hafta süren Mersin misafirliğinden, sıcaklığı ve güzellikleriyle dolu olarak, Zonguldak’ın dumanlı havasına hevessiz olarak geri döndüm.Ben ki Zonguldak aşığı, ’’aklım oralarda kaldı’’ diyecek kadar vefasızlaştım nedense.

Döndüğümde iyi ki bahçemdeki laleler açmak üzereydi, iyi ki erik ağaçlarım bembeyaz çiçeğe bürünmüştü;onları görünce geldim diye biraz olsun sevindim.

Bu yolculuğa yalnız çıkmıştım ama Zonguldak/Alaplı’dan giden, Mersin’de beni bekleyen kırk yıllık arkadaşım oradaydı. Kader bizi orda da buluşturmuştu.Kızı evlenmiş oraya yerleşmişti. Benim oğlumda buna karar vermişti.Anlayacağınız Mersin’ e yolum , daha çok düştü, düşecek.

Zonguldak-Ankara arasında ilerlerken sağlı, sollu orman görüntüleri yerini kel tepelere bıraktığında bilin ki Ankara’ya yaklaşılıyor.Ankara tepeleri ya çıplaktı, yada bina doluydu.

Zonguldak’tan Mersin’e direkt otobüs seferleri yok.Filyos Hava Alanı inşallah yaza kadar açılırda, aktarmalı süren yolculuk on iki saatten bir, iki saate iniverir.

Çevresi dağlarla sarılmış Ankara/ Pozantı nın, aynı çatı kaplamaları ve aynı model evleriyle duruşu çok güzeldi; belli ki onların çoğu yazlık evlerdi.Çam ormanları evlerin arasında, hemen üzerlerinde seyrediyordu.

Tuz gölü kıyısındaki beyazlıkların, tuz birikintisi olduğunu bilmesem, onları dalga köpüğü sanabilirdim. Yanından geçerken gölün sessizliğini duyar gibiydim;üzerinde ne bir kayığı nede uçan bir çift kanadı vardı.

Hasan Dağı, başında karla öyle güzeldi ki , saatlerce gidilen yolun ucunda gibi görünen haliyle gözlerimin önünden hala da gitmiyor.

Niğde Aksaray’da mola verdiğimiz yerden , onu hayranlıkla seyrettim.Sonrasında göreceğim Toros’ların, beni daha çok büyüleyeceğini nerden bilebilirdimki.Dağlar, yol boyunca dumanlı, karlı görüntüsüyle bizi hiç yalnız bırakmadılar.

Ankara dan sonra yol, Mersin’e kadar dümdüz gidiyor.Göz alabildiğine düzlükler uzanıyor yolun iki tarafında.Kiminde yeni ekilmiş buğdaylar henüz yeşermişti. Koyunlar ve çobanlar sık, sık gözüme takılıyordu .

Zonguldak tan 8.30 otobüsüyle çıkıp, Ankara dan 13.oo otobüsüyle Mersin’e yola koyulmak varken Ben, 6.30 otobüsüyle çıkmış Ankara AŞTİ de boşuna beklemiştim.

Zonguldak-Ankara dört saat, Ankara-Mersin, yedi saat sürüyor.

Otobüsün içinden bol, bol resim çektim hava kararıncaya kadar. Bir yandan da ‘’yurdum...güzel yurdum sen bir ömre bedelsin ‘’dedim hep yüreğimden.

Gittiğimin altıncı günü Mersin den Tarsus a , kırk beş dakikalık araba yolculuğuyla gidip, akşama dek arkadaşımla beraber acele olsada bir çok yerini gezdik.Şahmaran anıtını ve hamamını, camileri, türbeleri, kiliselerini, şelalesini, antik kentini , eski Tarsus evlerinin olduğu sokakları dolaştık bir , bir.Aktarları , kurutulmuş sebze satan dükkanlarıda ihmal etmedik.Bir tek Eshabı keyf-i gezemedik vakitsizlikten.

Misafir kaldığımız ev arkadaşımın kızının eviydi..Bizi çok iyi ağırlayan kızı , henüz yeni anne olmuştu.Bebek kokusuyla dolu evinde geçirdiğim günler ve güler yüzü için tekrar, tekrar teşekkürler.

Ayrıca, Silifke yi, Akkum, Süsenoğlu sahillerini gezdiren, Trak Pansiyonda yöresel yemekleriyle ağırlayan, Nail-Nesrin Trak ailesine de çok teşekkür ediyorum.

Dört kadın hep beraber, Akkum’un çayır çimeninden topladığımız otlarla, Nesrin hanımın elleriyle yaptığı Akdeniz salatasının tadı hala damağımda .

Onları da en kısa zamanda , bir Karadeniz yolculuğunda Zonguldak ta bekliyorum.

 
Toplam blog
: 285
: 1333
Kayıt tarihi
: 09.12.06
 
 

Zonguldak doğumluyum. AÖF Mezunu olup, üç çocuk annesiyim. İki de torunum var. Şiir, doğa yürüyüş..