Meryem Uzerli Muhteşem Yüzyıl'a ne zaman dönecek.

Bir kaç gündür basında bir haber dolaşıyor. Muhteşem Yüzyıl dizisinin Hürremi Meryem Uzerli anlaşması gereği 3 haftada bir ailesini görme amacı ile gittiği Berlin'den dönmemiş ve maddi manevi doyuma ulaşamama sonucu oluşan Tükenmişlik sendromu teşhisi ile bir Kliniğe yatırılmış. Bu durumda dizinin stok bölümleri de çekilemediği için dizi yöneticilerinin paçası tutuşmuş ve Hürremi nasıl getireceklerini kara kara düşünmeye başlamışlar. Bu hafta dizi eski bölümlerinden kolajla idare etti ve dizinin bu haftaki reklam geliri kaybı 1 milyon lira imiş.

  Bu arada Meryem çok akıllı bir kız. Gene geçtiğimiz gün okuduğum bir haberde önümüzdeki sezon için sözleşmelerim imzalandığı ve bölüm ücretini az bulan Meryem'im bölüm başına 35 bin lira alacak şekilde gelirinin arttırıldığı yazıyordu. Zammı alıp sözleşmeyi imzaladıktan sonra tükenmişlik sendromuna yakalanıyor Meryem. İmzadan önce yakalansaydı belki Hürrem, tarihi gerçeklerin dışına çıkar ve vakitsiz ölürdü dizide.

 Bütün bu haberleri okurken bir yandan da 'Sanat alanındaki yeni düzenlemeleri içeren yasa taslağı'nın tepkilerini görüyorum sosyal paylaşım sitelerinde. Tabii bu tepkileri sizler pek duymamış olabilirsiniz. Zira bu tepkiler basında yer almıyor. Sadece uzun yıllar sanatçı olmak için uzun bir eğitimden geçen ve sonunda hala bir kadroya, işe sahip olamamış, maddi manevi tükenmişlik duygusunu heran yaşayan sanatçıların ve onları yetiştirmek için uzun yıllar mücadele veren ailelerinin sesi bu.

  Meryem Uzerli'nin geçen yıl 20 bin lira olan bölüm ücretinin bu yıl bölüm başına 35 bin liraya çıkartıldığını okuyoruz basında. Bu sayı hesaplandığında ayda 140 bin liralık bir gelir eder.Bu sayı halen ülkemizde yıllarını sanata vermiş kişiler için sadece bir rüyadır.Ülkemizde balerin, kemancı, piyanist veya başka bir enstruman çalan sanatçı 20 senelik bir eğitim görür en azından. Hem de ne eğitim. Her anı binbir zorlukla dolu ,yıpratıcı bir süreç, Bu süreç sonunda eğer bir kadro elde edebilirse ki bunu elde etmesi çok zordur, alacağı ücret 1 kaç bin liradır. Yaşadığı sürece sanatını icra etmekle, yaşamı götürmek arasında sıkışıp kalan bu sanatçılar nedense hiç tükenmişlik duygusu yaşamaz.

  Diyeceksiniz ki ne zorunuz var, bu işlere giriyorsunuz. Zaten ben de son günlerde bunu sorgulayıp duruyorum. Çocuğunu 14 yaşında yurt dışına göndermiş, yıllardır evladına hasret, en son kızını bir yıl önce görmüş, yaşamı onun skypden vereceği görüntüyü beklemekle geçen bir sanatçı annesi olarak bunu sorguluyorum. Keşke onlar bu kadar yetenekli olmasaydı ve bizler onların yeteneğini destekleyeceğimize Konservatuara gitmek istedikleri zaman birer tokat atsaydık suratlarına. Sonra da bir koleje ve ardından bir özel Üniversiteye gönderip evlendirseydik. Bahsettiğim sanatçılarımızın hepsi en az Meryem kadar güzel ve endamlılar. Hepsi bu güzellikle zengin birer koca bulurlardı. Bizler de şimdi evlat hasreti ile yanacağımıza veya, evladım iş bulamadı feryadları edeceğimize, eteğimizde torunlarımız damatlarımızın yazlık köşklerinde keyif çatardık ahir ömrümüzde.

  Ama biz böyle yapmadık. Onların yeteneğini eğitimle desteklemek için maddi manevi bütün gücümüzle çalıştık. Onlar da bunu değerlendirdiler. Hepsi şu anda dünya ölçülerinde birer sanatçı oldu. Ama ülkelerinde değerleri biliniyor mu . Hayır. Keşke benim kızım da A.B.D de doktorasını bitirdikten sonra ülkesinde onun değerini fazlası ile bilen bir Üniversitede kendi gibi sanatçılar yetiştirseydi. Ülkesinde maddi manevi doygunluk hissini yakalayacağı bir işi olsaydı. Ben Meryem Uzerli kadar doyurulsunlar hayalinde değilim. Ama kültürlerinin gerektirdiği,çalışmalarını  geçim kaygusu olmadan yapabilecekleri bir gelir seviyesinde bir yaşam sürebilirlerdi ülkelerinde.

  Sanırım bütün bunlar birer hayal. Ne bizim çocuklarımız maddi manevi doyuma ulaşacaklar, ne de takdir edilecekler. Biz Meryem Uzerli Berlin'den dönsün diye bekleyeceğiz. Meryem dönecek ve dizi devam edecek. Aynen bizim sorunlarımızın, özlemlerimizin devam ettiği gibi.