- Kategori
- Anılar
Meşe kütüğü ( 1 )
Henüz sekiz on yaşlarında iken Balıkesir de ikamet ediyorduk. Babam manyasın erecek köyünden Balıkesir’e gelip orada çalışıyordu. Sene 1974 yıllarında iken şehrimizde araba ve korna seslerinden bunalmıştım. Köye gitmeye karar verdim. Babamların elini öptükten sonra köy arabasına binip Yer Oluk köyünden sonra bizim köye yedi sekiz kilometrelik bir mesafe var. Onu da dağların derelerin ve meşe ormanların içinden geçmek zorundasınız. Çünkü o zaman köyümüzde araba yoktu.
Dedemler bizim geldiğimizi görünce hemen bir horoz keser mantının üstüne tiftiklenmiş etleri dökerek horozlu mantı yaparlar bu bizim çok hoşumuza giderdi. Dedemlerin evi çok eskilere dayanıyor dedemin dedesinden kalmış. Dedeme göre evin sahipleri yunanlılarmış dedemin dedesi onlardan satın almış. Evimiz taştan olup sıvası toprak ve samanla karışıktır. Yazın evin içi çok serin kışın ise sıcak oluyor. Evin altında bir tane dam var. İçinde birkaç tane büyükbaş hayvan ve birde eşek var. Evin diğer odaları bir oturma odası bir yatak odası bir mutfak birde erzak odası iki adet maşınga yeri var yani şöminemiz var. Dedem 70- 75 yaşlarında hala çalışıyor ve dimdik ayakta baston kullanmadan yürürdü. Tarlaya eşeksırtında gidiyor. Eşek onun sanki arabasıydı. Dedem tarlaları kara sabanla sürüyordu. Ekinleri orakla biçiyorduk ekinler şimdiki gibi değirmenlerde un olmazdı. Bizim köyde su değirmeni vardı. Su gücüyle değirmeni döndürüp ekinlerimizi un yapardık.