Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '16

     
    Kategori
    İş Yaşamı - Kariyer
     

    Mesele işsizlik değil, umutsuzluk

    Mesele işsizlik değil, umutsuzluk
     

    Bugün ülkemizin birçok şehrinde büyük bir sorun teşkil eden işsizlik, üniversiteli son sınıf öğrencilerinin gündemine de oturmuş durumda. Büyük umutlarla üniversite sınavını kazanıp istedikleri bölümü kazanan gençler, mesleklerini ellerine alıp hayallerini gerçekleştirecekleri günleri dört gözle bekliyorlar.

    Oysaki gazetelerde, televizyon ve diğer basın yayın organlarında gündeme getirilen işsizlik sorunu üniversitesini bitirip diplomasını eline alan gençleri oldukça tedirgin etmekte. Hayalleri peşinde yıllarca çabalayan bu gençler ülkemizin hazin sorunuyla yüz yüze geldiklerinde hayallerinden vazgeçip pes etme yoluna giriyorlar. Yıkılan hayaller, başarısızlıkla sonuçlanan çabalar ve en sonunda istenmemiş -zoraki seçilmiş- bir hayat çizgisi...

    Gelelim kendi hayat çizgimize...

    Evet, ''Bu hayatı ben seçmedim. Ben işsizlik yüzünden hayallerimden vazgeçtim, pes ettim.'' diyorlar. Sanırım unuttuğumuz bir söz aklımıza geliyor, tam da bu sırada. Emek olmadan yemek olmazmış, diyor atalarımız.

    Öyle ya, hemen pes etmek de neymiş? Adı üstünde ''hayal'' bu, hayata dönüşmesi için çaba gerek, inanç, en önemlisi umut gerek. Sen üniversiteni hiçbir çaba harcamadan bitir, vize dönemi gelene kadar gez, dolaş, eğlen sonra da sınava son gün kala sınırdan -zorla- dersleri geç okulu bitir. ''Neden ben diplomayı alıp işsiz kaldım?'' de.

    Tabi ki, seni de suçlamıyoruz. Sonuçta yıllarca okudun, emek harcadın ama bunca insan varken işsiz dolaşan elbet bir farkın olacak ki işe alınacaksın. Önce bir yüksek lisans yapacaksın, kendini geliştireceksin. CV'ini arttıracaksın bölümünle ilgili işe yarar sertifikalar alacaksın. Sosyal hayatta iletişimi öğreneceksin. İş hayatının edebi, adabı nedir diye görgü kurallarını bileceksin ki alacaklar seni işe.

    Öyle ağa gibi büroya girip ''Benim torpilim var kesin işe alırlar.'' diye pat diye elini uzatırsan sayın yetkisi büyük beyefendilere torpilin de pek faydasını göremezsin ne yazık ki.

    Bir de Türkçe'den başka bir dil bilmiyorsan işin yaş demektir. Elbette her başarılı şirket ister ki, çalışanı en azından İngilizce bilsin. Yurtdışından iş adamları geldiğinde mahçup olmasın, büyük projeler iptal edilmesin sonra. Bunlardan hiçbirine sahip değilsen işsiz kalman olağan bir durum.

    Yahu, hiç mi çabalamadın üniversitede diğerlerinden bir farkım olsun diye? Bari bir yerlerde söyleyip umudu olan üniversiteli gençlerin umudunu kırma. Sonra gençler okumaktan da vazgeçecek maazallah. Amma velakin bunlardan birkaçına sahip olup işsiz kalan gençlerimiz de var ne yazık ki... İşte onlar dert yanmakta haklılar. Bu ülkemizin gelişimi ve geleceği için büyük bir noksanlık.

    Bizim sözümüz tam burada onlar için geliyor.

    UMUT.

    Pes etmeden özveriyle çabalamak, hayallerden vazgeçmemek...

    Çünkü iyi yerlere gelebilmek, hayallere ulaşmak çok kolay olsaydı hayal kelimesi hayal sıfatını kaybeder, zirveye ulaşanlara da haz vermezdi. Gerçekten sadece Türkiye değil, Dünya Tarihine de bakarsak hiçbir başarılı, lider insan geldiği noktaya kolaylıkla ve çaba harcamaksızın gelmemiş. Elbette büyük zorluklarla savaşmış, oldukça büyük engeller atlatmış. 

    Hayat, her insana güzellikler sunuyor fakat büyük zorlukların önünde...

    Eğer o zorlukları aşıp güzelliklere ulaşmak için savaşan olursa onu da elbette karşılıksız bırakmıyor. Bu çetin görevi umudunu kaybetmeden kazanmak, hayallere ulaşmak sizin elinizde.

    Lütfen, hiç kimsenin sözüne bakıp kolayca pes etmeyin, umudunuzu yitirmeyin.

    Çünkü onlar çoktan kaybettiler ve sizi de tüm bu olumsuzluklarla vazgeçirmeye çalışıyorlar. 

    Saygılar...

     

     
    Toplam blog
    : 1
    : 1005
    Kayıt tarihi
    : 19.03.16
     
     

    1995 yılının Ağustos ayında Mersin/Tarsus'ta doğdum. Babamın mesleği nedeniyle birçok şehirde yaş..