Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '08

 
Kategori
Eğitim
 

Meslek ahlakımızdan şüphe ettiler

Meslek ahlakımızdan şüphe ettiler
 

Baş ol da...


1990’lı yılların başlarıydı. Türkiye’de memurların sendika kurup kuramayacakları tartışılıyordu. Gerçi anayasamızda memurların sendikalaşması hakkında bir düzenleme yapılmamıştı. Ancak 151 sayılı, “Çalışma İlişkileri ( Kamu Hizmeti)” adlı İLO sözleşmesi de bunu düzenliyordu.

Zamanın Milli Eğitim Bakanı Avni AKYOL, “ İLO sözleşmelerine göre sendika kuran öğretmenlerin meslek ahlakından şüphe ederim” dedi.

Oysa, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90.maddesi “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 7.5.2004-5170/7 md.)Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır” diyordu. Elbette bunu sayın bakan da biliyordu

Öğretmenler de; dışarıya hoş görünmek adına ilgili sözleşmeye imza koyarak yurt içinde de bunun aksini savunmanın mı, yoksa milletlerarası bir andlaşmaya göre örgütlenmeye çalışmanın mı ahlaki yönden sorgulanması gerektiğini kamuoyunun takdirlerine bırakarak çalışmalarını sürdürdüler.

Niyazi ALTUNYA ve bir grup yurtsever, yürekli eğitimci tarfından EĞİTİM-İŞ adlı öğretmen sendikası kuruldu ilk kez. Bunu EĞİT-SEN adlı ikinci sendikanın kuruluşu izledi.

EĞİTİM-İŞ kısa sürede yurt genelinde örgütlenerek önemli kazanımlar elde etti öğretmenler adına.

Gün geldi iktidarlar değişti. Ülkemiz üçlü koalisyon hükümetleriyle yönetilir oldu. Adının başında Türk olan sendikalar kurulmaya başlandı. Sanki öncekiler Türk değilmiş gibi. AKP iktidar oldu bu kez adında BİR olan sendikalar boy göstermeye başladılar. Yukarıdan aşağıya bir örgütlenme modeli ile bu sendikalar da Türk çalışma yaşamında yerlerini aldılar.

İktidarlar değiştikçe önemli sayıda öğretmenim, sendikadan sendikaya savruluyordu. Ya atama ya da müdür olma derdindeydi. Eğitimin , öğretmenin durumu da bundan olumsuz etkileniyordu tabii ki.

Yasalarımız üç yıla kadar hapis cezası öngördüğü halde, yetmiş milyonun gözü önünde, yerel ve genel seçimlerde oy pazarları kuruluyor. Seçmenlerimizin sayısal olarak önemli bir kısmı da, bu biçimde işbaşına getirilenlerin ülkeye ve halkımıza hizmet etmeyeceklerini bile bile bu pazarda rol alıyor.

Bütün bunlar yaşanırken bizler de Avni Akyol’un sözlerini anımsamadan geçemiyoruz. Işık olması gereken öğretmenlerimin davranışlarıyla , eğitimsiz ve yoksulluktan gözünün önünü göremeyen insanlarımızın davranışları arasında bağ kurmaya çalışıyoruz.

 
Toplam blog
: 190
: 3134
Kayıt tarihi
: 28.09.07
 
 

Emekli öğretmenim. Yurdunu, ulusunu seven, her konuda sorumluluk sahibi gençler yetişsin istiyorum. ..