Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mart '12

 
Kategori
Okullar
 

Meslek seçimi “Büyüyünce ne olacaksın ? ”

Meslek seçimi “Büyüyünce ne olacaksın ? ”
 

Meslek seçim duygusal değil, bilinçli yapılmalıdır.


Yazıma bir anekdotla başlamak istiyorum. Bir arkadaşımın 10 yaşındaki torununa “Büyüyünce ne olacaksın? “ diye sorunca  “Dedem gibi “emekli” olacağım.”dedi. “Neden?” diye sorduk, aldığımız yanıt çok ilginçti. “Ben de dedem gibi çalışmadan, para kazanıp, dinleneceğim.”  Sade ve güzel bir espriyle kahkahalara boğulduk.

Çocuklara hep sorarlar. “Büyüyünce   ne olacaksın ?”diye.

Bir çocuğa da büyüyünce ne olacağını sormuşlar. O da “Şey,”demiş,  “Babam  “mühendis” olmamı istiyor. Anneme bakarsan “doktorluk” daha güzelmiş. Ablam da “avukat” olmamı yeğlermiş. Teyzeme göre  “öğretmenlik” ne güne duruyor? Dedem de “ticaret” gibisi yoktur.” diyor. “Şaşırdım, ben henüz ne olacağıma karar veremedim ki.”

Meslek seçiminde işte asıl sorun da burada. Çocuklarımızı –hırslarımız ve zaaflarımız nedeniyle - çoğu zaman “olması gerektiği gibi” değil, “olmasını istediğimiz gibi” yönlendirmeye çalışıyoruz. Kendileri olmak istedikleri halde, olamadıkları için çocuklarının geleceği hakkında – çocuklara sorulmadan- onların zararına yapılan kendine özgü öneriler bunlar. Kime faydası var ?

Öyleyse “mesleki yönlendirmede” yapılması gereken nedir? Çocukların uzmanlarınca yönlendirilmesidir. Bu da en güzel ilköğretim 6.7 ve 8. sınıflarında öğrencilerin ilgi, istek ve başarı durumları dikkate alınarak, öğretmenlerinin ortak görüşleri ile yapılabilir. Bu yönlendirmede öğrencinin görüşlerinin alınması –özellikle de onun hayallerinin ne olduğunun araştırılması - ön plânda gelir.

Star gazete.com’da şöyle diyor. “İkinci sırada ailelerinin yönlendirmesi ve sosyal hayattaki gözlemleri öğrencilerin ilerde hangi mesleği seçeceğinin anahtarını oluşturuyor. Doktor, mühendis, mimar ya da bilim adamı olmak isteyen öğrencilerin önlerindeki en büyük engeller hayalleri için doğru hedefler seçmesinde yardımcı olunmalıdır.

Kişisel becerileri ve istekleri doğrultusunda geleceğe ilişkin hayal kuran öğrenciler hayallerini gerçeğe dönüştürmek için pratik yöntemler izlemelidir. Hedef belirlerken kişiliği de göz önünde bulundurmak çok önemlidir.

Öğrenci sadece ‘ben doktor olacağım’ diye hayal kurarsa, işini tesadüflere bırakmış olur. Tesadüflerle de başarı gelmez. Öğrenciler, her şeyin bir kuralı olduğunu bilmeli. Hedeflere ulaşmanın ilk ve en önemli yolu, okul başarısıdır. Bunun için de sınavlarda başarılı olmak gerekiyor. 

Sınavlarda başarı kazanmanın ilk kuralı hedef belirlemektir. Başarının arkasında hedefe yönelik bir çalışma vardır. Hedef olmadan, öylesine yapılan bir çalışmayla sıradan bir başarıya bile ulaşılamaz.”

Öğrencilerin kendilerine hedef belirlerken dikkat etmesi gereken en önemli unsur hedeflerinin kişiliklerine, yeteneklerine ve ilgilerine uygun; gerçekçi ve ulaşılabilir olmasıdır.  Eğer öğrenci hedefine inanıyorsa, ona ulaşmak için yapılması gereken çalışmaları planladıysa ve plana uyabiliyorsa başarılı olacak demektir. Bu noktada öğrenciler ders plânını kendi çalışma alışkanlıklarına göre yapmalı. Uygulayamayacağı, ağırlığı altında ezileceği plânlardan kaçınmalıdır. Zamanı yetirmek için onun verimli kullanılması gereklidir.

Hedeflerin belirlenmesi sırasında öğrenciyi iyi tanıyanlardan, ders ve rehber öğretmenlerinden destek alınması da en doğru harekettir.

Psikolojik Danışman ve Pedagog Mehmet Teber’in bu konudaki görüşlerini paylaşmak isterim.Öğrenciler anne-babasından sonra en çok öğretmenlerini görür. Bir öğretmen bir çocuğun, bazen yüzlerce çocuğun hayatını değiştirecek adımları rahatlıkla atabilir.  Hangi mesleği seçeceği konusunda yönlendirilmeyen çocuklar ve gençler, TV.lerdeki magazin programlarından veya dizilerdeki “çıkarları ve zevkleri peşinde koşan havalı  kahramanlar”dan kendisine “model” seçip, o hedefe yönelebilirler.

Meslek seçimi” olduğu kadar “okul seçimi” de öğrencinin geleceği açısından önem taşır. Okul öncesinden başlayıp, ilköğretim ve ortaöğretimde daima gücümüz oranında “en iyisi”ni seçmeye çalışırız. Oysa eskiden  eve en yakın olanına giderdik.

Bilfen Anaokulları Koordinatörü Damla Özyiğit’in değerli görüşlerini iletmek isterim. “Çocuğun anaokulunu, ilkokulu hatta liseyi aynı kültürün içinde yoğrularak bitirmesi onun geleceği açısından önem kazanır. Planlama becerisi gerektiren etkinliklerde çalışacak ki, ileri de zamanı iyi değerlendiren, bilgiyi transfer edebilen, planlama becerisi yüksek bir birey olabilsin.”

“Kendi gelişimsel sınırlarına uygun ve oyun içinde yer verilen bu tür etkinliklerle çalışan çocuk, okul öncesi yıllarda bilgiyi doğrudan almayı değil nasıl öğreneceğini öğrenen bir birey olma yolunda ilk adımlarını atıyor.” 

“Tercih edilecek okulun eğitim sistemi yanında, rehberlik sisteminin nasıl işlediği de önem kazanıyor. Rehberlik biriminin; çocuğun gelişimini, çocuğun bireysel ve grup içindeki davranışlarını, güçlü ve desteklenmesi gereken yönlerini veli ile objektif olarak paylaşması, çocuğun gelişimini destekleyici, kaliteli zaman geçirebilme önerilerinde bulunması gerekiyor. Çocuğun okulda bulunacağı süre içinde yanında yer alacak öğretmenlerin bilgi ve donanım düzeyi bir diğer önemli nokta.”

“Tercih edilecek okulun, eğitimden genel işleyişe kadar bir sisteme ve kurumsallaşmış bir yapıya sahip olması, çocuğu merkeze alması, onu tüm yönleriyle geliştirirken bireysel farklılıklarını göz ardı etmemesi, profesyonel şekilde yürütülen rehberlik hizmetleri sağlaması, öğretmenlerin gerekli donanım ve tecrübeye sahip olması ve ilköğretimde de devamlılık sağlaması çocuğunuz için tercih yapma kriterlerinizi oluşturmalıdır”.

Özetleyecek olursak,bir öğrencinin mesleki yönlendirilmesinde öğrencinin hayalinin ne olduğunun bilinmesi, hayalinin gerçekleşmesi için de gerçekçi ve ulaşılabilir hedefinin belirlenmesi, başarısı için çalışmanın plânlanması gerekmektedir. Okul öncesi eğitimden, üniversite öğrenimine kadar –okul seçiminde- onlar için tercih yapma kriterleri oluşturulmalıdır. Bunların yapılabilmesi için degençleri olumsuz etiketlemekten kaçınarak yapıcı bir şekilde yönlendirirken, pozitif kelimeleri  kullanmamız kesinlikle daha faydalı olacaktır.

Sonuç olarak;başlangıçtaki duygusal seçimleri bir tarafa bırakmalıyız. Özellikle lise sonda, “kariyer günleri”ne, seminer ve konferanslara katılmak çok yararlıdır. Burçlara göre meslek seçimi değil,” bilinçli meslek seçimi” yapılmalıdır. İdeal mesleğimizi seçerken kişilik ve yeteneklerimizi, değerlerimizi, ilgi alanlarımızı ve iş piyasasında fırsat ve kazançları bir bütün olarak değerlendirerek, bunlara bağlı karar vermeliyiz. Ebeveyn olarak çocuklarınıza yardımcı olabilirsiniz ama ısrarcı da olmayınız.

Sevgiyle kalın. Saygılarımla.

Ali İhsan ÖZÇAKIR

 MEB. Bakanlık Başmüfettişi (E)

 e-mail: aliihsanozcakir@hotmail.com

           

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  

 
Toplam blog
: 172
: 4867
Kayıt tarihi
: 07.04.09
 
 

50 yıllık eğitimciyim. İngilizce öğretmenliği ve Bakanlık müfettişliği yaptım. Bunca yıllık eğiti..