Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Nisan '14

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Meslek seçimi: Mühendis olmak///

Meslek seçimi: Mühendis olmak///
 

Geçen yazdığım “Meslek seçimi: İşletme Mühendisliği” bloğum sayesinde yıllardır iletişimde olmadığım İTÜ İşletme Fakültesi, Pazarlama Bölümü Profesörü ve aynı zamanda tez hocam  Nimet Uray bana ulaştı Linkedin ortamından. Kendisi benim imkânsızı başarmama yardımcı olmuştu nitekim “Reklam Etkinliğinin Ölçülmesi” gibi o zamana kadar üzerinde çok az çalışılmış bir konuda şaka değil 2 ay gibi bir sürede (ve direkt bu isimle bir kaynak bulunmamasına rağmen) 250 sayfalık bir tez hazırlamayı başarmıştım. Ve hatta Şampuan Reklamları üzerine ampirik bir çalışmayla beraber! Teze başladığımın 3. haftasında sürmenaj geçirirken beni bu durumdan yine Nimet hocam kurtarmıştı. Kendisine birçok konuda müteşekkirim. Öncelikle Pazarlamanın 4 P’siyle başlayıp ve bununla yetinmeyip Pazarlama’da İstatistik konusunda bana 2 dönem ders verdiği için de!

Nimet hoca “Fakültede herkes yazını çok beğendi”. Teşekkür ederim hocam…

Evet, bu arada Newyorker’a buradan gönderme yapmak istiyorum; artık bir genel müdür değilim. Bendmak’ı ben temsil etmiyorum(ben seni uyarmıştım). İstifa edip ayrıldım. Şimdilerde ABC Kalite, Yönetim ve Yaşam Mühendisliği Şirketinin kurulması için uğraşıyorum. Yani kısacası bir çeşit işsiz sayılırım. En azından ailem beni bu gözle değerlendiriyor.

Memur çocuğu olmanın en büyük sıkıntısıdır bu; garantici hayat. Riske girmeyip hayatını, üç kuruş da olsa, bir başkasına hizmet edip kazanmak! Yani girişimcilik ruhu= sıfır! Son derece korkutucu bir dönem öyle ki eşim bile “artık evde olduğuna göre, her gün evi süpürürsün!”. Bana reva görülen kısaca ev kadınlığı… Aslında kebap bir iştir fakat şöyle bir problemi vardır. Faturaların ödenme aşamasına gelindiğinde getirisi olmayan bir iş yaptığın için aşağılanırsın. Kocanın-karının eline bakmak zorunda kalırsın. Gazete üçüncü sayfa haberlerine dikkat edin, öldüren erkeklerin ortak özellikleri işsiz olmalarıdır. Yani çoğunca işini kaybedip en az 6 ay işsiz kaldıktan sonra, ailede kendilerine karşı saygı yitirildiği için son çare olarak öldürmeyi ve ölmeyi tercih ederler.

Yukarıda anlattıklarımda, ne yazık ki herhangi bir abartı yok. Ve yıllarca ben de çok da farklı düşünmedim. Öte yandan devlet bana kazık atmamış olsaydı, hali hazırda, emekliydim. Ve ben de kısaca emekli oldum deyip işin içinden sıyrılmaya bakardım böyle bir durumda!

Öte yandan ailemden kimse –eşim dışında- bunun benim için uygun bir seçenek olabileceğini düşünemiyor. Ben –yanlış anlaşılmasın- kimseyi yargılamıyorum. Aksine birçok arkadaşımdan bu konuda destek de görüyorum. Ama marifet saydığımız Türk ailesi çocukların gelişimi konusunda çok da destekçi değil. Neyse…

Konumuza dönelim: Evet, mühendis olmak!

Bu konuyla ilgili bir blog yazdığımı hatırlıyorum. Ama bu sefer konuyu farklı açılardan da değerlendireceğim.

Türkiye’deki son yıllardaki değişimin en önemli sebebi Türkiye’de artan mühendis ve işletmeci sayısı! Bunu yadsımamak gerekiyor. Geçenlerde eşimle dans eğitimine katıldığımızda fark ettik ki, kursa gelen 20 kişiden 6’sı mühendisti. Yani bu oran %30 ki bu benim tezlerimi destekler nitelikte. Dünyanın hiçbir yerinde, ki buna Almanya’da dahil, her 10 kişiden 3’ü mühendis olsun. Hadi diyelim %100 abartıyoruz fakat yine de bu oran %15’ten düşük değil!

Peki, kişilerin mühendis olması ne gibi avantajlar sağlar?

Mühendislik bir metottur. Buna göre mühendis olan bir insan rasyoneldir. Yani duyguları ile değil, beyniyle karar verir. Bu özellik ise kısıtlı olan kaynakların kullanımında verimlilik sağlar.

Mühendis insan iyi matematik bildiği için sorunların çözümüne analitik yaklaşır ve problemlerin çözmekten korkmaz.

Mühendislik metoduna göre her bir problemin oluşmasında ana bir sebep olduğu(KÖK NEDEN) gibi, bu problemin çözümü için ise de yine ana çözüm olacaktır. Sistem anlayışı bu savı destekler. Ve iyi bir mühendis bunu böyle kabul etmiştir.

İşletmecilerin aksine, mühendisler problemlerin tanımlanmasında ölçme metodu kullanırlar. Bu da kanıyı değil, gerçekliği doğurur.( Matematik ne işe yarayacak diyenlere duyurulur.) Yani mühendislerin sorunu yanlış tanımlama gibi bir lüksleri yoktur. Yanlış tanımlasalar bile, yine ölçerek, doğruya ulaşırlar.  Ve şayet problem de doğru tanımlanmışsa, çözümü bir o kadar kolay olacaktır.

Biraz yalakalıktan sonra şimdi de konuyu biraz daha açalım. Ne yazık ki yukarıdaki mühendislik yaklaşıma sahip mühendis sayısı, toplam mühendis sayısına oranla, %30 civarındadır. Yani buradan hareketle Türkiye’deki kaliteli mühendislerin, toplam nüfusa oranını hesaplarsak, %15 x %30= % 4.5 çıkar. Bu oran da her şeye rağmen dünya ortalamasının üzerinde bir orandır. Bütün bu matematiksel hesaplamaların amacı mühendislik bakışını anlatmak içindir. Yoksa gerçekliği yoktur yanlış anlaşılmasın. Sadece mühendis nasıl düşünürü size bir nebze anlatabilmenin kolay yolundan başka bir şey değildir.

Dünyada son yıllarda öne çıkan mühendislik dalları: Malzeme Mühendisliği, TASARIM, AR-GE ve ÜR-GE Mühendisliği, Kalite Güvence Mühendisliği, Makine ve Uçak Mühendisliği, Otomasyon ve Yazılım Mühendisliği. İnşaat Mühendisliği, Gıda Mühendisliği, Genetik Mühendisliği, Çevre Mühendisliği!

Gücünü kaybeden mühendislik dalları: Kimya Mühendisliği, Üretim Mühendisliği, Endüstri ve İşletme Mühendisliği, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği, Orman Mühendisliği.

Kısacası ERP yazılımlarım çıkmasıyla, üretim standartlarının oturmasıyla beraber dünyada üretmek daha kolay hale gelmiştir. Bu bağlamda üretmeye yönelik mühendislere ihtiyaç her geçen gün azalmaktadır. Eskiden mühendis olmak matah bir şeyken artık yavan bir şey haline gelmiştir.

Bundan böyle fark yaratmak, yaratıcı olmak, gelenekçi olmamak, yenilikleri takip etmek, hızlı ve esnek olmak, matah olan şeylerdir. Bu bağlamda BÖLÜMLERE değil PROSESLERE yönelik üretim şekilleri ağırlık basmaktadır. Yönetim şekillerinde bile PROYE YÖNELİK yönetim modelleri yani aynı anda birçok fonksiyonu yerine getirecek şekilde organize olmak devri başlamıştır. Bu anlamda birçok alanda uzmanlaşma gibi bir gereklilik doğmaktadır. Örneğin Lojistikten anlayan yazılım mühendisi, hem Hidrolik, hem Pnömatik, hem de Mekanik sistemleri bilen Makine Mühendisi ya da Mekanik ve Hidrolik Bilen Elektronik mühendisi gibi. Bu örnekler çoğaltılabilir.

Bu yazımı giriş niteliğinde bir yazı kabul edin. Asıl bundan sonra başlıyorum. Umarım gençler için faydalı olabilirim…

 

Sevgiler, Saygılar,

ANIL YİĞİT

İşletme Mühendisi

 

  

 

.

  

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..