Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '07

 
Kategori
Mesleki Eğitim
 

Mesleki eğitim ve üniversiteler

Mesleki eğitim ve üniversiteler
 

Mesleki Eğitim, orta öğretimin belki de en önemli kısmı olmasına rağmen nedense ülkemizde hak ettiği değeri görmemektedir. Gelişmiş ülkelerde mesleki eğitime giden öğrenciler oranı %80, akademik eğitime gidenlerin oranı %20 iken bu sayı Türkiye de tam tersidir. Toplam orta öğretim öğrencilerinin en iyi ihtimalle %20 yada %30’u mesleki eğitim öğrencileridir. Bu durum Türk sanayini de olumsuz etkilemektedir. Çünkü sanayinin en büyük sorunlarından biri kalifiye eleman ihtiyacıdır ve mesleki eğitimdeki sorunlar sanayiye de doğrudan yansımaktadır.

Mesleki eğitimin sorunlarından önce neden hak ettiği değeri görmediği ve neden öğrenci bulmakta zorlandığı meselesini açmak istiyorum. Bunun en önemli nedeni bana göre toplumun yanlış bilinçlendirilmesidir.

İlköğretim son sınıf öğrencileri orta öğretim kurumlar sınavı(OKS) girmektedirler. bu sınavda başarılı olanlar fen liselerine ve Anadolu liselerine giderken sınavı kazanamayan muazzam bir çoğunlukta meslek lisesi- genel lise tercihi yapmaktadırlar. Orta öğretim öğrencisinin okul seçimindeki en önemli kriteri üniversiteye gitme durumudur. Öğrenciler ve veliler öncelikle okullardan üniversiteye nasıl gidileceğini ve gitme oranlarına bakmaktadırlar. Toplumda meslek lisesinde üniversiteye gidilmez genel liselerden yüksek öğrenime kolay gidilir anlayışı yerleşmiştir. Oysaki ÖSYM istatistikleri incelendiğinde genel liseden ve mesleki eğitimden yüksek öğrenime gidenlerin oranın nerdeyse aynı olduğu, her iki okul türünden de ancak %5 lik bir öğrencinin üniversiteye gittiği bilinmektedir. Hatta bazı illerde genel liselerin %2, 5 lara gerilediği görülmektedir. Genel liseden yüksek öğrenime giden öğrencilerin nerdeyse tamamı eğitim fakültelerine ve fen edebiyat fakültelerine gitmektedirler. Bu bölümlerde devletin çok az atama yaptığı ya da yapmadığı alanlardır. Başka bir deyişle diplomalı kamyon şoförleri, pazarcılar ve ev hanımları bu öğrencilerdir.

Mesleki eğitimden yüksek öğrenime giden öğrencilerin ise nerdeyse tamamı kendi alanlarıyla ilgili eğitim fakültelerine gitmektedirler. Onlarında çoğunun ataması yapılmamasına rağmen mühendise eşdeğer eğitim almış olmalarından dolayı özellikle sanayi olan illerde kolaylıkla iş bulmaktadırlar. Bir tarih öğretmenin sanayide işe yaramayacağı aşikarken bir tekstil ya da nakış öğretmeninin iş bulabileceğini göz ardı etmemek gerekir. Mesleki eğitimden üniversiteye gitmenin bir yolu da sınavsız geçiş yaparak meslek yüksek okullarına gitmektir. Son zamanlarda sınavsız geçişin kalktığı söylentisi dolaşsa da bu tamamen gerçek dışıdır ve meslek lisesi öğrencilerinin 2 yıllık meslek yüksek okullarına geçişleri hala devam etmektedir. Sınavsız geçiş yapan öğrencilerin %10 ‘u da bölümleriyle ilgili bir mühendislik fakültesine dikey geçiş yapabilirler.

Üniversitelerin tıp, hukuk, mühendislik, işletme gibi çok istenen bölümlerine gidenler genel liselerden mezun olanlar değil mi? diye düşünebilirsiz. Genel liselerden bu fakültelere gidenler tabiî ki var ama çok çok az sayılarda, gerçekte yüksek okulların bu bölümlerini OKS’de başarılı olup da Anadolu ve fen liselerine gidenler oluşturuyorlar. Anadolu liselerinin de üniversiteyi kazanma oranları %20 ‘lerde ki bu başlı başına bir tartışma konusu zaten

Akla gelen ikinci soru: madem öyle neden halka yanlış bilgiler veriliyor, neden insanlara doğrular söylenmiyor, olabilir. Bana göre sebebi elebaşıları dershaneler olan eğitim mafyası. Türkiye de dershane gerçeği var ve bu düzende çok yüksek paralar dönüyor. Dershanelerin hedef müşteri grupları da meslek lisesi mezunları değil genel lise mezunları. Çünkü meslek lisesi mezunlarının sayısı genel lise mezunlarının nerdeyse1/4 ü kadar ve çoğunluğu dershaneye para veremeyecek kadar fakir aile çocukları. Bu gerçeği çok iyi bilen dershane yöneticileri de yıllardır planlı bir şekilde basını da kullanarak genel liselerden üniversiteye çok kolay gidilebildiği hikayesini anlatırlar. Genel lise mezunlarının üniversite hayalini kullanarak ümitlerini canlı tutarlar ki dershaneye gelsinler. Onlarda aslında bu gerçekleri çok bilirler. Benim anlattığım gerçekleri öğrencilere ve velilere anlatırlarsa bu gün dershaneye devam eden bir sürü öğrenci devam etmeyecektir. Bu konuda tereddütleri olanlar ÖSYM’nin istatistiklerini inceleyebilirler özellikle de üniversiteyi kazanan öğrencilerin oklarla göre dağılım oranlarını gösterenleri istatistikleri. Hangi dershaneye kaç öğrenci gidiyor ve bunların ne kadarı üniversiteye gidiyor şeklinde bir istatistik tutulmadığı için size bu konuda bir doğrulama adresi veremeyeceğim. Her yıl dershane önlerine asılın şu kadar öğrencimiz üniversiteye gitti afişlerinin gerçeği yansıtmadığını zaten biliyoruz. Anadolunun küçük bir ilinde bile dershanelere ödenen paraların milyon YTL lere ulaştığı düşünülürsen ne demek istediğim daha kolay anlaşılır.

YÖK üyelerinin ve üniversitelerin eğitim kadrolarının çoğunluğunun meslek lisesi kökenli olmaması mevcut durumu daha bir içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Üniversite kadroları meslek liselere karşı önyargılı yaklaşmaktadırlar. Bu çarpık düzende eline tornavida almamış makine mühendisleri, tekstil fabrikasının pamuk kokusunu içine çekmemiş tekstil mühendisleri vb. leri yetişmektedir. YÖK üyeleri de bu gerçekleri çok bilirler fakat hem imam hatip lisesi mezunlarının üniversiteye gidişleri engellemek için meslek liselileri kurban etmişlerdir hem de kendileri genel lise yada Anadolu lisesi mezunu oldukları için meslek lisesi mezunlarını yok sayarak haksızlık etmektedirler.

Mesleki eğitiminde kendi içinde¸eğitim programlarının içeriği, işletmelerde beceri eğitimleri, okulların atölye donanımlarının durumu ve öğretmenlerin yetersizliği gibi sorunları tabiî ki var bunları başka bir blogda daha uzun anlatmaya çalışacağım.

 
Toplam blog
: 12
: 1342
Kayıt tarihi
: 10.01.07
 
 

35 yaşındayım, bekarım. Kayseri'de bir meslek lisesinde öğretmenim. Uzun yıllar mesleki teknik eğiti..