Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '14

 
Kategori
Felsefe
 

Mesnevi neden Dinle ile başlar

Mesnevi neden Dinle ile başlar
 

Mevlana ve Mesnevi


BİŞNEV” ile başlıyor Mesnevi. Bişnev ise Farsça’da DİNLE demek. Dünkü yazımda Mevlana’nın Mesnevi’sinden “etkin dinleme”ye bir yolculuk yaptık. Etkin dinlemenin önemi ve neden yapılamadığından bahsettik. Bugün ise DİNLE ile batıni anlamda ne demek istenmiş onu birlikte arayalım.

Kur’an-ı Kerim “OKU” emri ile Hz.Muhammed’e inmiş. Hem de okuma yazmanın ne denli az olduğu bir dönemde. Mevlana ise BİŞNEV yani DİNLE ile başlıyor.

Cehalet maalesef tüm sapkınlık, yobazlık, taassubun başı. Bu yüzden insanın okuyarak araştırıp öğrenmesi ve  kendi cehaletinden kurtulması için şart. İnsan okumadan öğrenemiyor, öğrenmeden ise bilemiyor, bilmeden ise yapamıyor. Ve ancak yapan insan olmak makamına varabiliyor. Okumaktan olmaya, üstad olmaya giden yolu anlamak çok önemli.

Ancak okumak da yetmiyor...

Çünkü hayat sadece insana kutsal kitaplardan veyahut yazılı kitap ve diğer görsel materyallerden konuşmuyor. Öğrenme sadece okuyarak olmuyor. Zira her yazılanı insan okusa anlasa, herkes arif olurdu. Okuma yazma oranının eski yüzyıllara göre çok yüksek olduğu, internet ile bilginin şimşek hızı ile dört bir yana yayıldığı çağımızda bile insanlar hala mana kanadı kırık yaşıyorlar. Bu yüzden okuduğumuzu bile bize verilen en büyük hazineler olan aklımız ile tartıp, sezgilerimizle ve kalbimizle dengeleyerek dinlemek lazım.

Maddeden manaya geçiş önce kulak kesilip dinleyerek ve sonra gönülle dinleyerek oluyor.

M.Ö. 6nci yy’da yaşamış büyük inisiye Pisagor’un Kroton Okulu’nda okula giren çıraklar ilk 5 sene sessizlik içinde yaşarlar, sadece gözlemlermiş. “Önce karnına, sonra şehvetine, uykuna, ihtiraslarına ve öfkene hakim ol” diyordu Pisagor Altın Mısralar’ında.

Pisagor’dan sonra gelen tüm inisiyatik okullarda da benzer bir çıraklık eğitim yöntemi hakim olmuştur. Sufi tarikatleri de bu tür sessizliğin ön planda olduğu sessiz hizmet ile öğrenmenin ve nefse hakimiyetin şekillenerek muhabbete (muhabbetullah) geçildiği bir inisiyatik kapılar yöntemini kullandı. Nefsle mücadelenin ilk adımı olan riyazat “az uyu, az ye, az konuş” düsturuna dayanıyordu. Çünkü insanın kabını doldurması için önce boşaltması şarttı. Dinlemek, gözlem ve tefekkür ise kabı dolduruyordu.

Biraz da İslam felsefesi açısından bakarsak tüm İslam kitaplarının besmele ile başladığını görürüz. Kur'ân'ı Kerim ve diğer bütün semâvi kitaplar da öyle başlar. Çünkü mutasavvıflar der ki, “kainat Kur'ân'dadır, Kur'ân Fâtiha'dadır, Fatiha besmelededir, besmele “b”de, “b” ise noktadadır”. Bu “nokta ilmi”dir. Her şeyin tam ve bütün olduğu o “mutlak varlık”, teklik halidir. Bu yüzden sembolik olarak Kur’an-I Kerim’de tüm ayetler “b” harfi ile başlıyor.

Özetle Mesnevi “DİNLE” yani “BİŞNEV” derken kalbinin sesini dinle diyor. Aklın ile oku ve anla ama kalbin ile dinle ve gör diyor. Gördüğünün ardındakini okumak için kalbinle dinle diyor. Dinle ki maddeden manaya geç. Akıldan kalbe geç. Dinle ki bu illüzyon perdeleri ile sarmalanan hakikati irdeleyebilesin diyor.

Kişi ne zaman herkeste ve her şeyde Hakk’ı görür, gönlüyle idrak eder ise, işte o zaman kendi nirvanasını yapar.

Sevgiler,

Kenan

 

https://twitter.com/Naacel

https://www.facebook.com/public/Kenan-Kolday

http://naacel.blogspot.co.uk/

http://www.felsefetasi.org/author/kenan-kolday

 

 
Toplam blog
: 245
: 1347
Kayıt tarihi
: 29.10.12
 
 

Çocukluğumdan beri kendimden büyük bir şeyleri arayıp durdum. Ve 1999 yılında yaşadığım şoklar il..