Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ekim '18

 
Kategori
Öykü
 

Mesneviden Hikayeler Hayvanların Dili

Adamın biri Hz.Musa’ya gelerek şöyle dedi:

Hayvanların dillerini öğrenmek istiyorum. Böylece kurdun,kuşun sözlerini duyayım da dinime ait işlerde ibret sahibi olayım. Bana onların dillerini bellet.

Hz.Musa:

Yürü git, dedi, vazgeç bu sevdadan. Çünkü bunun birçok tehlikeleri var. Uyanmayı Allah’tan dile.

Hz.Musa, adamı bu tür sözlerle vazgeçirmeye çalıştıysa da, adam iyice kızıştı, üstüne düştü. Zaten insan birşeyden alıkonulmak istendi mi, o şeye karşı hırsı artar. Adam ısrar etti:

Beni bu isteğimden mahrum etmek sen lütfuna cömertliğine sığmaz ey cömert er! Bu zamanda Allah’ın halifesi sensin. İsteğimi yerine getirmezsen beni üzmüş olursun.

Musa:

Yarabbi, dedi, bu bön adamı taşlanmış şeytan aldatıyor olsa olsa. Öğretsem ziyana uğrayacak; öğretmesem gönlüne kötü düşünceler gelecek.

Allah:

Ey Musa, öğret. Dilediğini yapsın bırak da Çünkü dilediğini yapmak kulluğun gereğidir.

Yine Hz. Musa, adama acıdı,öğüt vermeyi denedi:

İstediğin seni mahcup eder, yüzünü sarartır. Pişmanlıktan ellerini dişlersin, elbiselerini yırtarsın sonra. Gel, bu hevesten vazgeç.

Adam:

Bari dedi, kapı dibinde yatıp duran köpekle, şu kümes hayvanlarının dillerini öğreneyim.

Musa baktı ki olacak gibi değil, kabul etti:

Peki öyleyse, bu ikisinini dillerini anlayacaksın, yürü git!

 Adam sevinerek gitti. Ertesi sabah da bakalım gerçekten, dillerini biliyor muyum diye kapı eşiğinde beklemeye başladı. Biraz sonra hizmetçi kadın sofra bezini silkelerken bir lokmacık bayat ekmek düştü. Horoz bu ekmek parçalarını hemen kapıverdi.Köpek:

Haydi git, dedi horoza, bize zulmettin sen. Sen buğday tanesi de yiyebilirsin. Halbukia ben yiyemem. Bunu bildiğin halde kısmetimiz olan şu bir parçacık ekmeği bile görüyorsun!

Horoz ona cevap verdi:

Üzülme,buna karşılık Allah sana başka şeyler verir.Bak, yarın ev sahibinin atı ölecek. Doya doya et yersin, gamlanma.

 Adam bu sözleri duyunca, atını hemen pazara götürdü ve sattı. Böylece horoz , köpeğe karşı yalancı çıktı.

Ertesi gün horoz yine ekmeği kapınca, köpek açtı ağzını, yumdu gözünü:

Aaa, yalancı horoz. Ne vakte dek sürecek bu yalan? Zalim ve yalancısın. Kara yüreklisin. At sakatlanacak dediydin, hani nerde? Sen düzenci körün birisin, sözünde hiçbir doğru yok!

Herşeyden haberi olan horoz, köpeğe:

At sakatlandı, sakatlandı ama başka yerde. Ev sahibi onu satıp, ziyanı başkalarına yükledi. Ama için rahat olsun yarın katırı ölecek, köpeklere şölen var.

Bunları duyan adam, götürüp katırını da sattı. Köpek horoza dedi ki:

Ey davullu, dümbelekli yalancılar beyi, hani nerde sözün?

Horoz:

Aceye katırı da sattı. Fakat yarın kölesi ölecek, ölünce de yoksullara, köpeklere ekmekler dağıtılacak, dedi.

Adam, bunu da duyunca beti benzi kanlandı. Kölesini götürüp sattı. Şükürler etti, sevindi, dünyada üç felaketten kurtuldum, dedi.

Ertesi gün, o zavallı köpek:

A saçma sapan saçmalıklar yiyen yalancı horoz, diye çıkıştı, yalanın niceye, ne vakte dek sürecek? Sen yalandan başka bir şey bilmez misin?

Horoz:

Hâşâ, dedi , ne ben , ne de benim cinsimden olan horozlar yalan söylemeyiz. Biz horozlar, müezzin gibi doğruyu söyleriz, güneşi gözetler, vakti bekleriz. Allah bizi, namaz vaktini bildirmek üzere âdemoğluna hediye etmiştir. İçimizden biri yanılır da, vakitsiz öterse, o ötüşü ölümüne sebep olur…Evet sahibimiz kölesini sattı. Köle, alan adamın yanında öldü. Malını kaçırdı ama, iyi bil ki kendi kanına girdi. Çünkü bir ziyana uğramak birçok ziyanları kovacaktı.Canına gelecek belâ malına gelecekti. İşte şimdi, yarınki gün kendisi ölecek. Adam ölünce sana da epey yemek düşecek. Mirasa konan, feryat figan öküz kesecek çünkü. Sonra koca koca ekmekler dağıtılacak. Atın, katırın ölümü bu ham adama perde olacaktı.

O adam bütün sözleri dinliyordu. Birden telâşa kapıldı. Koşarak Hz. Musa’nın kapısına vardı. Korkudan titriyordu:

Ey Allah’ın peygamberi yardım et bana! Kurtar beni bundan!

Musa dedi ki:

Yürü, kendini sat da kurtul; madem ki usta oldun, kurtul kuyudan. Akıllı kişi, işin sonunu gönlüyle önceden görür, Bilgisiz kişiyse işi olup bittikten sonra görür.

Adam:

Başıma kakma, yüzüme vurma. Bilgisizin biriyim ben bana güzel bir karşılık ver.

Artık ok yaydan fırladı. Onun geriye dönüp yeniden yaya gelmesi âdet değil. Ancak dilerim ölürken imanını kurtarırsın.

O sırada adamın durumu değişti, gönlü bulandı. Dört kişi yatağa götürdüler. Ayakları birbirine dolaşıyordu.

Musa, seher vakti duaya başladı:

Yarabbi, onu imansız götürme. O yanıldı, şaşkınlıkta bulundu, haddi aştı. Bu bilgi, senin haddin değil dedim ona sözümü dinlemedi, başımdan savıyorum sandı. Kullarını görüp gözeten Rabbim, o denize atıldı. Fakat su kuşu değil, boğuldu gitti.

Allah:

“Peki”, dedi, onun imanını bağışladım. Hatta, senin için şimdi onu diriltirim de. Hatta senin için şimdi,yeraltındaki bütün ölüleri diriltirim.

Musa şu karşılığı verdi:

Bu dünya ölümlü dünya. Öbür dünya ise aydın dünyadır. Onu orada dirilt Rabbim. Burası yokluk yurdudur, varlık dünyası değil. O halde, eğreti bir geri dönüşte yarar yok.

Mesaj: Herkes haddini bilmeli, Allah’ın kendine verdiği nimetlerle yetinmeli. İhtiras, haddi aşmak kişiyi tehlikelerin kucağına götürür de geriye kurtuluş yolu kalmaz.

 
Toplam blog
: 48
: 523
Kayıt tarihi
: 26.05.16
 
 

1993 yılında Sinop ili Durağan ilçesinde doğdum. 1997 yılında ailemle birlikte İstanbul'a geldim...