Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '10

 
Kategori
Spor
 

Mesut Özil'in seçiminde Fatih Terim'in etkisi ve ötesi...

Mesut Özil'in seçiminde Fatih Terim'in etkisi ve ötesi...
 

İngiltere’yi bir tarafa koyarsak, teknik adam her kim olursa olsun Avrupa’nın merkezindeki ülkelerin (Almanya, Fransa, İtalya, İspanya, Portekiz) futbol takımları kendilerini düzenli olarak her on yılda bir yenileyen sisteme, standarda ve geleneğe sahipler. Eleme maçında yaptıkları ahlak dışı tutum nedeniyle sempati ile bakamadığımız ve başarısızlığından büyük bir mutluluk duyduğumuz Fransa bile şu an içinde bulunduğu durumda bir şekilde sıyrılabilme potansiyeli taşıyor. Göreceğiz ki 2016’da evsahibi oldukları turnuvanın en büyük favorisi olacaklardır.

Altı yıl önce basketbol milli takımını devralan; Fenerbahçe’nin ve milli takımın oynadığı maçlar sırasında bolca eleştiri oklarımızın hedefi olan Tanjeviç ülkemize bir dünya ikinciliği hediye etti. Dahası bir araya getirdiği yeni nesil kendilerine NBA’de yer bulacak kadar gelişti, güçlendi. Dünyanın en büyük basketbol sanayisine her sene bir ya da iki sporcu gönderebiliyoruz ki bu çok önemli bir ayrıntıdır.

Bu doğru bir hamleydi.

Yirmi yıl önce Galatasaray’ın başlattığı sonu UEFA Şampiyonluğu ile Dünya üçüncülüğü ile biten de öyleydi.

Ancak bu hamlenin içinde yer alan ne Mustafa Denizli ne de Fatih Terim benzer bir süreci tekrarlayamadılar. Çünkü bu sadece bir teknik adamın yapacağı bir hareket olarak kalmamalıydı. Gerisinde birçok kişiyi birleştiren bir felsefesi de olmalıydı; gerekiyorsa takımın menfaatleri için dışarıdan da destek veren adamları bulunmalıydı.

Bugün iki senelik sözleşme yapılan Hiddink’ten mucize yaratmasını bekliyoruz. Eline verdiğimiz kadro nerden bakarsanız bakın on yıl önceye ait; stoperde oynayan iki isme bakmanız yeterlidir.

Ömer Erdoğan ve Servet Çetin!

Zaten zirveye oynayan beş büyük takımın stoperlerine baktığınızda da öne bu iki isimden başkasının çıkamadığını görüyoruz; nedenleri ayrı bir tartışmanın konusudur.

Çağımızda spor bir endüstri halini almışsa, kitleler spor olaylarını takip etmek için milyonlarca dolar para harcıyorsa, dünyanın birçok ülkesi bunun farkına varıp sporu bir iş yönetir gibi yönetiyor, bundan nemalanmaya çalışıyorsa ve biz olaylara sadece Mesut Özil penceresinden bakmak dışında bir şey yapmıyorsak zaten ortada olup biteni hiç anlamıyoruz demektir.

Örneğin, yaklaşık on yıldır önemli teknik adamların yardımcısı görevini yürüten ve bu sürenin yarısından fazlasını milli takıma harcayan Oğuz Çetin koskoca bir Anadolu coğrafyasından sol ayaklı iki adam bulup çıkaramaz mı? Sekiz yıldır Sabri’den başka futbolcu yetiştirmedi mi ülkemiz? Dört yıl önce Fatih Terim Norveç maçında da Sabri’yi solda oynatmış; biz o maçın önemli bir bölümünü 2-0 geride götürmüş, taşlar yerine oturduktan sonra Beşiktaş’ta da forma giymiş Norveç kalecisinin biraz yardımıyla 2-2’ye getirebilmiş ve 2008 Avrupa Şampiyonası’na gidebilmiştik. Norveç maçında Fatih Terim’in yanında oturan Oğuz Çetin’le bugün Hiddink’in yanında oturan arasında fark var mıdır?

Almanya’da yaşamış ve orada yetişmiş Oğuz Çetin kuşkusuz bu söylediklerimizin neyi ima ediyor olduğunu biliyordur.

Milli Takımı kulüp takımı havasına sokmanın yanlış bir şey olduğunu düşünmüyorum; hatta destekliyorum. Ancak sezon başında Fenerbahçe için yazdığım şeyi burada yinelemem gerekiyor; madden ve manen tükenmiş, görevini tamamlamış kişilerin yerine yeni oyunculara forma şansı tanımak gerekiyor.

Açıkçası dünyanın bu kadar küreselleştiği bir dönemde önümüzde Mesut Özil ve Aurelio gerçeği varken sadece yerli oyuncu bulup oynatmaya da takılmamak gerekiyor. Fransa, Afrika kıtasından beslenmeyi sürdürürken, Afrikalı oyuncuların sportif başarıları ve devamlılıkları göz önündeyken bu kaynağı değerlendirmiyor oluşumuz bizim iş bilmezliğimizdir.

Almanya ile Türkiye arasındaki takımın kalite farkı futbolculardan değil, o futbolculara sahip çıkan, yetiştiren felsefe, düşünceden kaynaklanmaktadır.

Fatih Terim’in Mesut Özil’in seçiminde etkisi

Fatih Terim, Mesut Özil’in Alman milli takımını seçmesinin nedenlerini açıklarken kendini haklı çıkarabilir, ortaya mektupları dökebilir. Ancak teknik patron olduğu dönemde Alman pasaportu da taşıyan bu oyunculara milli takımda neden yeterince yer vermediğini anlatabilir mi? Nuri Şahin’e ilk kez formayı kendisi vermiş olabilir; ancak Nuri Şahin’i yeterince zaman ayırmış mıdır, 2010 elemelerinde Nuri Şahin'i kaç maç oynatmıştır? Halil’e, Hamit’e? Peki bütün bunlara şahit olmuş belki arkadaşlarının sıkıntılarını dinlemiş Mesut’un seçiminde Fatih Terim’in etkisinin olmadığını söylemek konunun derinliğine vakıf olamamaktan başka bir şey değildir.

Zaten bu derinliklerden korktuğumuz için “sığ düşüncelerden” öte gidemiyoruz.

Dervişin fikri neyse zikri de o oluyor; önemli olan o fikri doğru yere oturtabilmek gerekiyor.

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..