Met Ajans Haber (Acının Acı Tarafı)

Uzak adalarda meydana gelen deprem ve ardından oluşan Tsunami son derece acı birkaç gerçeğide gün ışığına çıkartmıştı...

Maalesef can kaybının üçyüzbinin üzerinde olduğu bildirilen felaket yine garibanı vurmuştu...

Tsunami, binaların alt katlarında yaşayan veya çalışmakta olan garibanlara ecel, üst katlarda tatil keyfinde olan zenginlerede eğlencelik seyir olmuştu...

Düşene bir tekmede Tsunami mi vurdu yoksa diye düşünmemek elde değil!

Yani garibanmısın bu alemdee, Tsunamin var birader...

Bu hafızalardan kolay silinmeyecek bir felaketti! Şahit olanların unutması mümkün olmadığı gibi o korkuyu yaşamları boyunca hissedeceklerdir...

Bu tip olaylar gerçekleştiği zaman, olayın içerisinde tanınmış yüzler olunca haber değeri artar ya nedense... Haber daha bir büyük olur ya hani... Sanırım canında kıymeti medyatik olmakla ilişkilenmiş...

İşte bizim vatandaşlarımızdan böyle iki model insan da oradalardı... Biri futbolcu diğeri manken olan bu şahsiyetlerin orada çektikleri dayanılmaz acılar günlerce beynimize işlendi... Her kanalda bu ikilinin yaşadıkları burnumuza sokuldu!

Erkek olan mağdur vatandaşımız, kaldıkları kulübenin camını nasıl kırmış? Sonra o camdan çatıya nasıl çıkmış, çıkarken neler yaşamış? Önce kafasını mı sokmuş, yoksa kolunumu çıkartmış? Tüm bunları an be an izledik, dinledik... Bu muhabbet günlerce ve defalarca önümüze geldi ekranlarda...

Nasıl unutabiliriz bizler bu acıyı? Tsunami dedinmi hemen bizim ikili aklımıza geliyor artık...

Peki ya sel gibi çekilen deniz suyu içerisinde, bir eşya gibi, bir dal parçası gibi, bir çöp gibi sürüklenerek ölüme giden insanlar ne olacak? Ölüsü bile bulunamayan sayısız insanı unuttuk bile değil mi?