Metin Aydoğan; Bitmeyen Oyun

Toplumsal hafızamızı toplamak için gerçekten değerli kitaplar okumakta fayda var. Sıradan insanlarımızın okumadığı, gün içinde hayatın yükü altında ezilirken çok da dikkat etmediğinden onları suçlamak gereksizdir.

Geriye kalan okuyan ve yazan, yazmaya çalışan insanların özellikle "yerli ve milli" manada fikirler üretenlerin seslerinin duyulması arkalarında belli başlı gruplar, mali destekler ve birlikler yoksa bu durumda seslerini duyurmaları elbette zor. O durumda ise; yol verilen sınırlı kişilerin sesleri daha fazla çıktığından, diğerlerinin sesleri ise neredeyse hiç duyulmadığından büyük bir çoğunluk halk kitlesinin olaylardan bihaber yaşaması mümkündür.

Milli fikirler desteklenemiyor veya desteklenmiyorsa, uluslararası güçlerin desteğindeki gruplar her şekilde yol alıyor, önlerindeki engeller çeşitli yöntemlerle temizleniyorsa elbette onların gelişimleri daha hızlı olacak, bu durumda ise millet bir fikir bunalımına sürüklenecektir. Eğer ki şansınız varsa birtakım kitapları okuyup en azından neler oluyor diye bakma şansınız olabilir. Tabi bunları yaparken önce Türkiye ve Türkiye’deki insanları tanıyıp, yerel hassasiyetleri anladıktan sonra, dünya hakkında da fikirler edinilmesi gerekir, bu da oldukça zor bir durum. En azından çoğunluk için bu durum böyle denebilir.

Halkta okuma anlamında bir talep yaratılmaması, altlarında son model araba ve villalarda oturulma eylemi hemen her gün özendirilirken, hiçbir evde kütüphane tasarımına yer verilmemesi başta televizyonlar olmak üzere bir yayıncılık eksikliği denebilir. Tasarlanan ev mimarisinde kütüphaneye yer verilmemesi, müteahhitler ülkesi Türkiye için utanç verici olmasa bile müteahhitlerin dünyaya bakışını anlatması açısından önemlidir…

Türkiye’yi yıllardır yöneten geçmiş dönemlerin liderlerinin nerelerde okudukları ve ne mesajlar verdikleri kimlerin bursu ile ne eğitimi aldıklarını ve bunların yıllarca Türkiye’de üst kademelerde olduklarını bilmek acı verse de, beyin göçüne neden olan politikaların mimarisinin 1947’lerde atıldığını bazı kitaplardan, görebiliyoruz ve anlayabiliyoruz. Doğrusu bu durum insanın için acıtıyor.

Bu hususta okunması gereken eserlerle ilgili hemen herkesin bir tasarrufu olabilir ancak son zamanlarda eserlerinden tanıma fırsatı bulduğum "Metin Aydoğan’ın Bitmeyen Oyun" adlı kitabı yakın tarihte olanları anlatması bakımından her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına tavsiye edilebilecek nitelikte bir kitap; eminim durumumuzda olan başka devletler özgür iradeleriyle karar verseler, bu tip eserleri zorunlu eser olarak, orta ve liseden başlamak üzere ülke eğitim sistemine ilave eder, milletin evlatlarının gözünün açılması için böyle bir girişimde mutlaka bulunurlardı diye düşünmekteyim.

Tabi böyle birçok eser var; sadece yerli yazarlar değil yabancı yazarların da bu konuda yayımlamış oldukları şaheserler mevcut, bunların özenle tasnif edilerek gençlere kültürel eserlere başlamadan önce bu eserlerin tanıtılmasında fayda olacağı kanaatindeyim.