Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Eylül '07

 
Kategori
Futbol
 

Metin Oktay-Can Bartu'dan bugüne futbol manzaraları

Metin Oktay-Can Bartu'dan bugüne futbol manzaraları
 

2006 Dünya kupası elemelerinde baraj maçı oynadığımız rakibimiz İsviçre’ye 4 gol atmamıza rağmen elenmişiz.Tribünler elenmenin şokunu yaşarken İsviçre’li oyuncular koşarak soyunma odalarının olduğu yöne doğru gidiyorlar..Tünele yaklaşan İsviçre’li oyuncu Behrami'ye milli takım antrenörü Mehmet Özdilek(Şifo Mehmet) çelme takıyor ama oyuncu düşmüyor.Bunu gören ve arkadan gelen diğer oyuncu Vogel’de Şifo’ya tekme atıyor ve bir anda ortalık karışıyor,tünelin girişinde arbede çıkıyor.Emre Belözoğlu ve Alpay Özalan’ın kavga görüntüleri ekranlara yansıyor....

Televizyonlarımız ve gazetelerimiz birkaç gün Şifo Mehmet’in görüntülerini makaslayarak görüntüleri veriyorlar ancak daha fazla saklanamıyor.Şifo Mehmet görüntüler ortaya çıktıktıktan kısa bir süre sonra istifasını veriyor ve istifa kabul ediliyor.Türkiye-İsviçre maçı sonrası çıkan olaylar nedeniyle şu cezalar verilmişti:
6 maç seyircisiz yapılacak maçlar Türkiye sınırlarının 500 kilometre dışında ve UEFA üyesi ülkelerde oynanabilecek ve bu maçlarıntüm masrafları Türkiye Futbol Federasyonu tarafından karşılanacak. Türkiye Futbol Federasyonu ayrıca, 200 bin İsviçre Frangı para cezası ve 20 bin İsviçre frangı duruşma masrafı ödeyecek. Saha ve stat koridorlarındaki olaylarda adı geçen milli futbolcu Alpay Özalan'a 6 maç men cezası ve 15 bin İsviçre Frangı para cezası artı bin İsviçre Frangı duruşma masrafı, Emre Belözoğlu'na 6 maç men cezası ve 15 bin İsviçre Frangı para cezası artı 1000 İsviçre Frangı duruşma masrafı, Serkan Balcı'ya 2 maç men cezası ve 5 bin İsviçre Frangı para cezası artı 500 İsviçre Frangı duruşma masrafı. FIFA Disiplin Kurulu, Milli Takım Antrenörü Mehmet Özdilek'e de 12ay hak mahrumiyeti ve 15 bin İsviçre Frangı para cezası artı 1000 İsviçre Frangı duruşma masrafı cezası vermişti

Spor tarihimize kara leke düşüren bu talihsiz ve üzücü olayları neden anlatıyorum?Milli futbol takımızın Macaristan’la oynadığı 2008 Avrupa Şampiyonası eleme maçında Emre Belözoğlu’nun basın tribününe karşı yaptığı el-kol hareketleri nedeni ile TFF(Türkiye Futbol Federasyonu) ve teknik direktör Fatih Terim tarafından “ceza gerektirecek birşey olmadığını” savunmalarıydı.Emre Belözoğlu daha sonra hareketinin sadece bir kişiye yönelik olduğunu ve o kişinin kendini bildiğini,diğer spor basınından özür dilediğini(!) açıkladı(ama o bir kişiyi hala öğrenemedik).

TFF ve Fatih Terim’in savunmalarının temelinde ise basının çok fazla hatta ağır eleştiriler yapması sonucu futbolcunun yaşadığı baskıya sıradan bir tepkiydi sadece.Avrupa şampiyonası’na giderken daha yapıcı eleştiriler olması yönünde klasik açıklamalar geldi arkasından.İyi de o zaman Şifo Mehmet’i neden harcadık biz milli takımdan?Şifo Mehmet’te İsviçre maçı öncesi yaratılan gergin atmosferden etkilenerek o çelmeyi takmadı mı?Macaristan maçı,İsviçre maçından daha mı fazla gergin ve telafisi imkansız bir maçtı?Diğer tüm antrenörler Süper lig ve Milli takımın köşe başlarında yerlerini almışken Şifo Mehmet’in kariyerine ağır bir darbe neden vuruldu peki?Maçın oynandığı 16 Kasım 2005 den 4 ay sonra cezaların açıklanması ile futboldan uzaklaşması 16 aya uzayan Şifo Mehmet daha sonra yaptığı açıklamalarda Fatih Terim'i kendisine sahip çıkmadığını iddia etmişti.

Bilim kadar gerçek olan başka birşeyde kurallardır.Eğer centilmenlik dışı bir hareket yapıyorsanız bu hareket cezasız kalmaz,kalmamalı.Bu demek değil ki Emre Belözoğlu’nu asalım,kellesini koparalım...tabi ki Emre Belözoğlu çok değerli bir futbolcudur.Ama TFF ve Fatih Terim milli takım kaptanının bu hareketini cezasız bırakmamalıydı.En azından (sembolik de olsa)para cezası ya da elemelerdeki kalan son dört maçta kaptanlık yapmaması ceza için bir yöntem olabilirdi.Ceza verilmemesi ve oyuncuya bu şekilde sahip çıkılması bir şekilde Bosna ve Malta maçlarında 5 gol yiyerek 5 puan kaybına,basında yapılan eleştirilere karşı bir gövde gösterisiydi.Fatih Terim’in “ben ders almam,ders veririm” açıklaması da bu eleştirilere karşı takınılan net tavırı gösteriyordu.Unutulmaması gereken bir şey daha var ki bu takım 2002 Dünya kupası 3.südür.2002 den donra gelinen nokta bence pek iç açıcı değildir.Şenol Güneş’li milli takımın 2004 Avrupa kupası elemeleri baraj maçında evimizde Letonya’ya elenirken rakibin sahadan alkışlanarak uğurlanmasının da tarihe not düşelim.

Emre Belözoğlu gibi kontrolünü kaybederek rakibe yada tribünlere yapılan her hareket ceza aldı.Van Bommel attığı golden sonra rakip tribüne”tahrik edici”hareketlerinden dolayı 1 maç ve 6000 euro ceza aldı.Daha sonra ceza 1 yıl ertelendi.Pascal Nouma attığı golden sonra elini şortunun içine sokarak tribüne doğru yaptığı hareketten sonra Beşiktaş’la olan sözleşmesi feshedildi.Portekiz Milli takım anrenörü Scolari rakip oyuncuya yumruk atmaktan 4 maç ve 12 bin Euro para cezası aldı.Zinedin Zidane dünya kupası finalinde kariyerinin son maçını oynarken rakibinin tahrik etmesi sonucu ,rakibine kafa atarak kırmızı kart gördü.3 Maç ve 7500 Euro para cezası aldı.Yaptığı hareket için üzgün olduğunu ama pişman olmadığını açıkladı.

Rakibe ve tribünlere yapılan bu hareketlerin belli bir tetikleme nedeni tabi ki vardır,olacaktır.En büyük etken de “tahrik’tir”.Ancak tahrik ne kadar yapılırsa yapılsın kural ve etik dışı her hareketin bir karşılığı olması gerekir.Sporun her dalında bu geçerlidir.Bir güreşçi de yapsa,bir yüzücü de yapsa aynı eleştiriyi yapmak basının görevidir.Eleştiriyi yazanın illa ki güreş ya da yüzme kariyeri olması gerekmez.Tıpkı Bush’u eleştirmek için Amerika’yı yeniden keşfetmemiz gerekmediği gibi.

Futbolcuya yapılan baskıya karşı nasıl hareket edilmesi gerektiğine Pierre van Hooijdonk’un sarı kart sınırında 24 maç oynaması ve takımını şampiyonluğa taşımasını gösterebiliriz.Ya da son dönemde Mateja Kezman’ın yapılan eleştiriler nedenile basın toplantısı düzenleyerek”evden dışarı çıkamıyorum”açıklaması bile bir tepkidir.Mateja Kezman daha Türkiye’ye gelmeden Sırp milliyetçisi olmakla suçlanmış,bir maçta eliyle yaptığı “çetnik”işaretini(Sırp Milliyetçilerinin işareti) Türkiye’de yaparsa sorun yaratacağı iddia edilmişti.Ancak iki yıldır Kezman geldiği ülkeninin hassasiyetlerine dikkat ederek bu iddiaların yersiz olduğunu göstermiştir.Bu örnekler büyük baskı altında kalan oyuncuların,bu baskılar karşısındaki dayanıklılığının da bir göstergesidir bence.

Sporun her alanında saha içinde yapılan bir mücadele olduğu unutulmamalıdır.Centilmenlikleri ile isimleri bugüne gelen yüzlerce sporcumuz bulunmaktadır.Örneğin Can Bartu ve Metin Oktay bir Fenerbahçe-Galatasaray derbisi sonrası saha içinde forma değiştirerek unutulmaz bir sayfa açmıştır spor tarihi sayfalarımıza.Ancak bu sayfaya fazlaca eklenecek fotoğraf malesef bulamamaktayız.Can Baru ve Metin Oktay'dan günümüze futbol manzaraları daha kurşuni,daha kasvetli.Oyuncularımız daha da zengin ama seviye ve ahlaki değer yönünden eksiklikleri var.
Ama Can Bartu halâ "sinyor",Metin Oktay halâ "kral"...

 
Toplam blog
: 242
: 1784
Kayıt tarihi
: 24.06.06
 
 

1970 doğumluyum.Karadenizin bir sahil şehrinden, hayatın güler yüzlü tarafına tutunmak için İstan..