Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mart '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Metin Serezli

Metin Serezli
 

Güzel bir pazar sabahı idi, güneşli ve gezmeye uygun bir güne başlamıştık. Kendimizi dışarıya atmış, hoş bir gün geçirmek istiyorduk. Telefonuma gelen bir mesaj bu güzel günü gölgeledi, değerli sanatçımız Metin Serezli bu sabah hayatını kaybetmişti. Pazar gezintimizi sürdürürken aklıma bir dönemin ciddi ciddi kapandığını düşündüm. Beşiktaş'dan Kadıköy'e geçerken gözüm önce Dolmabahçe  sonra Topkapı sarayını süzdü. Tarih boyunca bu ortamdan geçen yüzlerce kişiyi düşündüm. 

Evet bir dönem Türk Cumhuriyetinin bir dönemi kapanıyor. 2013 yılı bu dönüm noktasının tarihi miş. Geride kalan bizler, 2013 sonrası için hazır mıyız, bilmiyorum.  Uçan, bir simit için takla atan martılar, günümüz neslinin, günümüz Anadolu halkının Türk cumhuriyetini kuran yaşatan nesilden habersiz  gelecekte ne yapacağından habersiz olduğunu söyler gibiler. 

Bu son iki ayda birçok değerimizi yitirdik, herkese bu köşede değinemedik. Bu vesile ile kaybettiğimiz bütün değerlere Allah rahmet eylesin. Umarım biraz soluklanırız. Yoksa Maya kehanetinin Türk aydınlarına karşı olduğunu düşüneceğim. 

Metin Serezli, tiyatro dünyamızın temel taşlarındandı. Seveni vardı, sevmeyeni vardı. Ama tiyatro dünyamızdaki yeri farklıydı. Birçok genç tiyatro sevdalısına önder oldu, yol gösterdi. İki üç yıldır akciğer kanseriyle boğuşuyormuş, buna rağmen çalışmalarına devam etmiş. Yönetmen olarak son çalışması Yılmaz Özdil'in makalelerinden derlenen "İsim Şehir Hayvan" isimli oyundu. Sözcü gazetesine yaptığı son röportajdan bir iki alıntı vermek istiyorum.

Serezli bu oyundan bir paragraf anlatıyor: "Samsun limanı satılmış, Sinop limanı satılmış, Mustafa’nın Samsun’a çıkması mümkün değil. “Sana mı kaldı bu iş, al padişahın kızını keyfine bak” diyorlar. Annesiyle kardeşi de “Gitme” dedikten sonra kısa bir sessizlik oluyor ve ardından Mustafa “Ben gene de deneyeceğim” diyor. İşte o an gelen alkışlar çok hoşuma gidiyor, çok mutlu oluyorum."

Anadolu’da tiyatroya hasret olan kentlerimize gitmeniz ne güzel! deniliyor Serezli'nin yorumu

"Katılmıyorum sana. O kentlerdeki subay aileleri, memur aileleri tiyatroya hasret olan kişiler. Diğer çoğunluk 1071'den beri tiyatroya hasret değil ne yazık ki. Türkler, 1071'de Anadolu’ya girdiklerinden beri tiyatroyu bilmiyorlar. Yanımızdaki Yunanistan’la Bulgaristan’ın üç bin yıldan beri tiyatroları var. Anadolu uygarlıklarının tiyatroları var. Ancak Türklerin tiyatro kültürü yok."

Bunun bir nedeni var mı Metin Bey? diye soruluyor cevap:

"Olmaz mı, elbette var. Osmanlıya vergi veren, savaşıp ölsün diye oğullarını yollayan Anadolu insanı, özellikle cahil bırakıldı, kültürsüz bırakıldı. Resim günah, heykel yasak, tiyatro yok… Köy enstitülerini kapattılar. Hat sanatına bakın, inanılmaz eserler var. Çünkü o yol açılmış. Öyle muhteşem yazılar var ki. Demek ki, cevher var. Yönetimlerin hedefi her zaman ülke insanını en iyi şekilde sömürebilmek için cahil bırakmak oldu. Biz bu oyuna gelen seyirciden tek şey istiyoruz, evine gidince bir kez daha düşünsün."

2013 sonrası kalan bizleri zor sıkıntılı günler bekliyor, bugünlerde aramızdan ayrılanlara en iyi dua, onların bıraktıkları yerden devam etmek olacak. Yeni oluşturulmak istenen nesilin vurdum duymazlığına rağmen...

 
Toplam blog
: 487
: 1730
Kayıt tarihi
: 01.04.07
 
 

1965 İstanbul doğumluyum. İTÜ Elektrik mühendisliğinden mezun oldum. Özel sektörde Kalite Bölümünde..