Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '09

 
Kategori
Kent Tarihi
 

METROPOLİTEN ANKARA 2025 MAKROFORMU ve KENT MERKEZİ (2)

METROPOLİTEN ANKARA 2025 MAKROFORMU ve KENT MERKEZİ (2)
 

Ankara kent merkezi gelişimini Kuğulupark, Kavaklıdere doğrultusunda sürdürmüştür..


I. 2. KENT MERKEZİNİN TEMEL ÖZELLİKLERİ


Kent formları değişik toplumsal süreçlerin karşılıklı etkileşmesi sonucu belirlenmektedir.

Günümüzde merkez, parametrelerini “Girdiler, süreç, çıktılar” “yankı-beslem denetimi” ve “çeşitli sınırlılıklar” gibi öğelerin belirlediği toplumsal sistem olarak, son derece karmaşık ilişkilerin biçimlendirdiği bir işlevler bütünüdür[1].

Merkez bütününün sorunlarına çözüm getirebilmek; uzun, orta, kısa süreli gelişimi hakkında ussal kararlar üretebilmek ise, ancak birbirini tamamlayıcı nitelikte incelemelerle ve tek çözümler yerine almaşık çözüm önerilerinin sunulduğu, izlenceler hazırlama yönü ağır basan eylemlerin oluşturduğu geniş kapsamlı (comprehensive), sistematik bir planlama süreci içinde ele alınması ile olanaklıdır[2].

Kapitalist, kollektivist ve az gelişmiş ülkelerde farklı özellikler gösteren kent merkezinin görünümünü etkileyen önemli bir değişken de, yörenin işlevsel ve yapısal biçimlenmesinde önemli rol oynamış olan “Tarihsel Süreklilik”tir.

Genellikle “Central Business District” (CBD) veya “Merkezi İş Alanı” (MİA) olarak tanımlanan Amerikan Kent Merkezi’ nin, geometrik, düzenli ve türdeş adalardan oluşan dokusu bulunmaktadır. Avrupa ve Asya Kent Merkezleri ise genellikle, MİA’ yı içeren, ancak sahip olduğu kültürel gizilgücü ile işlevsel olmayan bir çekim yaratabilen, siyasal, kültürel ve yönetimsel bir kimlik sunan karmaşık bir kent mekanı olarak kabul edilmektedir.

Her iki modelin işlevsel yapılarında benzerlikler olduğu söylenebilirse de, tüm kentsel merkezlerin kendilerini diğerlerinden farklı kalan, yitirilmemesine ve kültür kalıtı olarak gelecek kuşaklara aktarılmasında özen gösterilmesi gereken özellikleri vardır.

Kent Merkezi:

1. Bilgi iletişimindeki rolü,

2. Standart dışı üretimdeki geleneksel niteliği,

3. Ekonomik etkinliklere sağladığı çeşitli olanakları, içerdiği kültürel ve tarihi değerleri ile “Korunması ve Yaşatılması” gerekli kent mekanlarıdır. Ankara’da “ULUS TARİHİ KENT MERKEZİ” bu nitelikleri taşımaktadır.

Günümüzde kent merkezlerinin, kent bütününde üstlendikleri, tarihi, kültürel, simgesel ve işlevsel etkinliklerini yitirdikleri ve sorunlu alanlar biçiminde algılandıkları gözlenmektedir.

Ülkelerin gelişme düzeylerine bağlı olarak farklı tarihler arasında yaşanmış olan ve kümesel ayrımlaşmanın doruk noktasına ulaşması ile algılanan sanayi döneminde toplumsal yapıda değişim gözlenmiştir. Bu olgu, kent mekanına da yansımış ve geleneksel merkezin yanısıra, üst gelir kümelerinin çeşitli gereksinimlerini karşılayacak olan modern merkez alanı gelişmiştir.

Geleneksel ve modern merkezlerin ikiz kutuplaşması şeklinde tanımlanan bu olgu, sosyal, simgesel ve değişim merkezlerinin de mekansal açıdan ayrışmasına neden olmuştur. Yönetim-denetim ve eşgüdüm etkinliklerinin bu kentlerin merkez alanında gelişmesi, işlev-doku arasındaki uyumsuzluktan kaynaklanan, merkez alanının kent bütünü içindeki etkin rolünü yitirmesine yol açan bu olgu “Merkez Bunalımı” na yol açmaktadır.

Sanayideki gelişmeye bağlı artan üretim ile, ulaşım ve haberleşme teknolojilerindeki yeni ve etkin aşama bütün işlevlere yeni boyutlar getirmiştir. Bu sürecin gerektirdiği ileri derecede farklılaşma, uzmanlaşma ve giderek örgütleşmeye koşut olarak “Metropoliten Alan” ve “Metropoliten Kent” olgusu ortaya çıkmıştır.

Yönetim, denetim gibi işgücü etkinlikleri, merkez mekanında yoğunlaşmaya ve tarihi çekirdeğin ekonomik kararların üretildiği bir “İş Merkezi” durumuna dönüşmesine hızlandırıcı bir rol oynamıştır.

Sanayi öncesi kentinde hiç görülmeyen, tek egemen kent merkezinde ise; yönetim örgütlerinin ayrılması ve çok az işgücü kapasiteli, dışa bağımlı ticaret kuruluşları biçiminde ortaya çıkan, denetim ve yönetim işlevlerini veren kompleks iş örgütleri, Metropoliten Kent Ekonomisi’nin orta gelişme aşamasında en önemli kurumlardır.

Bu örgütler, önce sayılarını çokluğu ve sonra da sadece dışa değil, kendi metropoliten alanlarındaki üretime bağlı olmaları, eskisi ile kıyaslanamayacak kadar çaplarını büyümesi ve çok sayıda beyaz yakalı uzman elemanlar çalıştırmalarıyla dikkat çekerler.

Bu şirketlerden özellikle “Çok Uluslu” olanları, MİA içinde ve dışında sürekli değişken yer seçimleri ile kendileri ile başkalarını da çekmektedirler.[3]

Bu olgu, ülkemizin birinci derecede ekonomik karar merkezi olan İstanbul Metropolünde de benzer şekilde gelişmekte ve tarihi merkez iş etkinliklerinde uzmanlaşmaktadır.


[1] KELEŞ, R. , “Kentleşme Politikası”, İmge Yay. , No:13, Ank. , 1990

[2] GÜLMEZ, A., ”Metropolitan Kent Merkezlerinin Yeniden Örgütlenmesinde Yararlanılabilecek Bir Yöntem Araştırması”, Yayınlanmış Doktora Tezi, İTÜ Mim., Fak., 1981

[3] KIRAY, M., B., ”Metropoliten Kent Oluşumunda Eski-Yeni Fonksiyonların Yerseçimi ve Yarattığı Sorunlar”, Şehirciliğin Son 25 Yılı Semineri., İTÜ Mim.Fak., İst., s.93-97, 1984

 
Toplam blog
: 114
: 2207
Kayıt tarihi
: 16.04.08
 
 

Kentsel, arkeolojik ve doğal sit alanlarında koruma, ıslah ve yenileme projelerinde, plancı, yöne..