Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Eylül '10

 
Kategori
Kültürler
 

Mevlana, su felsefesi ve zamanlama

Mevlana, su felsefesi ve zamanlama
 

Kaynak: Internet.


Bugün zamanlamanın hayatımızda ne kadar önemli olduğu konusunda bir kısa hikaye paylaşmak istedim. Her zaman insanlar vakitsizlikten ve yaşayamadıkları, yetişemedikleri bir hayattan bahsederken günümüzde, hep yetmemesinden şikayet edilen "zaman" aslında su gibi değil mi? Bunu söyler dururuz, "zaman su gibi akıyor".
Biziz aslında zamanın içinde su gibi akıp giden.
İşte bu felsefe ile su gibi olmak, cana can katmak için
"Bir an için sen su olduğunu düşün..." diyor Mevlana.

Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi yararlı, su gibi gerekli ve
su gibi bitmez tükenmez olduğunu da unutma.
Ayrıca su gibi sakin olabileceğin gibi, su gibi de
"kıyametler" koparıcı olabileceğini unutma.
Vadiler varken önünde ve ovalar varken,
yayılabileceğin küçük ırmaklara ayırabiliyorsan kendini ve
bardaklara bölebiliyorsan, yaşam verirsin çevrene.
Yoksa hep duyulmayan, dinlenmeyen, korkulan ve kaçılan olursun;
seller, afetler gibi.
Tercih elindeydi hep ve hep "senin" ellerinde olacak...
Ya tutmayı öğreneceksin dilini ya da hiç durmadan konuştuğun için,
yalnızca bomboş ve anlamsız sesler çıkartan birisi olduğunu
zannettireceksin çevrendeki insanlara!
Ama yapman gereken şu değil mi?
Düşüneceksin ne zaman ne söyleyeceğini.
Düşüneceksin kimin dinleyip dinlemediğini,
kimin anlayıp anlamadığını.

Düşüneceksin anlatmak istediklerinin ne kadarını anlatabildiğini.
Hatta anlayanların anladıklarının da senin anlattıklarının ne kadarı olduğunu düşüneceksin.
Konuşmak için en uygun zamanı bekleyecek,
en az ama en uygun sözcükleri seçmeye çalışacaksın.
Yolcuların, önceden aldıkları biletleri ceplerinde olduğu halde,
saatlerini kontrol ederek, zaman yaklaştığında,
vapurun kalkacağı iskelede hazır olmaları gibi,
sen de fikrini bildireceğin kişinin "kıyıya yanaşmasını" bekleyeceksin!

Demeyeceksin "Ben canım isteyince giderim iskeleye, vapur da o saniyede gelmek zorunda!"
Demeyeceksin "Ben aklıma geleni geldiği biçimde söylerim. Karşımdaki de değil duymak, değil dinlemek, anlattığımdan bile fazlasını anlamak zorunda."

Keşke öyle olsaydı.
Keşke haklı olsaydın, ama maalesef öyle değil.

Ağzını açıp "Şelaleden dökülen suyu" içmeye çalışan bir tavsan gördün mü hiç?
Ya da önüne çıkan ağaçları bile sürükleyen bir selden
susuzluk gidermeye uğrasan bir ceylan gördün mü?
Kaplanlar bile içebilmek için suyun durulmasını bekler;
beyni olan her canlı gibi!

Haydi... Sen şimdi "su olduğunu" düşün ve kendini "su gibi" hisset.
Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi berrak, su gibi yararlı...
Su gibi yaşam kaynağı ve su gibi bitmez tükenmez olduğunu anımsa.

Ama yine su gibi "küçük bir bardağın içine" sığdır ki kendini
girebilmeyi öğren insanların damarlarına.

Yaşam ver.
vazgeçilmez ol!

Böyle özetlemiş işte Mevlana herşeyi. Mevlana, Modonna'nın şarkı sözlerine ilham veren, dünyanın gelmiş geçmiş en barışsever ruhani lideri belki de. Bugün bir yanda dünyanın dört bir yanında felsefesi hızla yaygınlaşırken, diğer yanda da kitapları Amerika'da en çok satanlar listelerinde birinci sırada. Lakin, insanlık onu Horasan'lı, İran bilgini olarak tanıyor (http://www.mevlana-jalaluddin.com/). Şu an Özbek toprakları olan Horasan bölgesinde doğduğu için ve dönemin edebi dili olan Farsça'yı eserlerinde kullandığı için bu yorum kısmen doğru da olsa... benim merak ettiğim, kendisi günlük yaşamda hangi dili kullanıyordu ve biz onu ne kadar tanıyor ve sahip çıkabiliyoruz?

Esen kalınız.

 
Toplam blog
: 149
: 652
Kayıt tarihi
: 07.04.10
 
 

Sazsız söze ezgiler diziyoruz, birer birer. "Kim" olduğumuzun belli olmadığı bu dünyada K..