Mevlid Kandili (Kutlu Doğum) ve Hz. Muhammed (s.a.v.)

Mevlid Kandili; insanlığın kurtuluşu için gönderilen son ve en büyük peygamber, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.), 571 yılında Kameri aylardan Rebiü'l-evvel ayının 12. gecesi doğmuştur. Bu mübarek geceye "Mevlid Kandili" denir.

“Sen olmasaydın sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım”. Canlı cansız kâinatta var edilen her bir nesnenin yaratılış sebebi; Âlemlerin Rabbi olan Cenabı Allah’ın (c.c.), Kâinatın bir diğer Efendisi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’e olan âşkıdır. Cenabı Allah âşık olur mu? Hem de öyle bir olur ki, işte bu aşk tüm evrenin, cennetin, cehennemin ve dahi sonsuz âlemlerin hayat bulmasına vesile olur.

Sonsuz bir aşk sonsuza dek sürecek olan bir yaşam bahşeder bizlere.

Aşk yakar, aşk çilelerle, sıkıntılarla, meşakkatlerle dolu bir gönülde yer bulur kendisine. Paramparça eder nefis dağlarını. Gönüldeki yangın kâinatta volkanları kaynatır fokur fokur.

“Aşk imiş her ne var ise âlemde
İlim bir kıylü kal imiş ancak”
Fuzuli

Ne kadar bilirsen bil, kalbinde yoksa âşktan pir paye anla ki, Muhammed olamadın sen henüz. Hamd eden, sevilen, seven. Hem âşık hem de maşuk. Hem yakan hem de yanan. Ne dünya olur gözünde ne cennet ne de cehennem. Tek derdin, amacın, gayen, âşkını üzmemek, onun gönlünü kırmamak, bir an olsun yüreğinden, belleğinden uzak kalmamaktır asıl olan. Her bir sözünde, davranışında onunla olmaktır.

Cehennem, sevgiliden ayrı kalmaktır. Her kul illâ ki cehenneme girecektir. Muhammed de mi? Evet, Muhammed de. Hani Miraca çıkarılmıştı da âşk ile kavuşmuştu maşukuna. İşte orada “Ne istersin? Dile benden ne dilersen” “Ümmetimi dilerim”. “Öyleyse git, geldiğin yerden kullarımı bana getir”.

Göklere âşıkına, Cenabı Allah kavuşan Hz. Muhammed (a.s), tekrar yeryüzüne indirip ümmetini de aşka taşımak için görevlendirilir. İşte bu dönüş, bu ayrılık cehennemidir Muhammed’in.

“Ben gizli bir hazine idim, bilinmeyi murad ettim”. Cenabı Allah’ı (c.c.) kullarına, tüm yaratılmışlara tanıtacak olan ilk ve de son kişi elbette ki O’nu en iyi tanıyan, yakinen görmüş ve de bilmiş olan Hz. Muhammed Mustafa’dan başkası değildir.

Kavuşmanın yolu Muhammed’i metod ve de uygulamalardır. Kısacası, ibadettir. Gece gündüz ibadet ile zikir ile şükür ile meşgul olmaktır.

Tüm yaratılmışların Kutlu Doğum Haftasını kutluyor, hayırlara vesile olmasını diliyorum.