Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '15

 
Kategori
Deneme
 

Mevsimler bize neyi hatırlatıyor

Mevsimler bize neyi hatırlatıyor
 

Görsel alıntı


Her hadise, meydana gelen her olay kendine has bir şeyler anlatır. Günümüzde mevsimler herkesin dikkatini ve ilgisini çeker.

İster istemez mevsimlerden biri gelince veya gitmeye hazırlanınca insan kendi bakış açısına göre yorum yapar.

Peki, Mevsimlerden en çok hangi mevsimi seviyoruz? Hangisini sevmiyoruz? Mevsimler bize en çok neyi hatırlatıyor.

Benim sevdiğim mevsim kavurucu yaz mevsimi. Nedeni ise bünyem soğuk havalara alışık değil, çünkü ben civan yaşımdan beri Akdeniz havasına alıştım. Terlemek ve susamak hoşuma gidiyor. Bana susuzluğu hatırlatıyor.

Düşleri süslemişti ilkbahar. Ne çabuk, sanki rüya gibi geçti yaz. Sonunda yaprağı dalından kopardı sonbahar, Hertaraf soğuk ayaz, kar, kış etrafı eder tarumar. Bahar doğumu, yaz gençliği, sonbahar yaşlılığı, kış ölümü hatırlatıyor bize.

Bahar yeni bir doğuş ve yeni bir diriliş habercisidir. Yaz insan yaşamında tanışmanın, kaynaşmanın ve insani ilişkilerinin doruğa çıktığı, Sonbahar ( Güz ) düşünme, Kış muhasebe yapmaya hazırlanma zaman dilimleridir.

Canlılar dört iklim kuşağında hayat sürmekte. Dünyayı bir lokomotif kabul edersek mevsimler birer vagondur. Lokomotif hareket ettikçe vagonlarda tek, tek geçer.

Mevsimlerin birbirini böyle takip etmesi ayrı bir hikmete binaendir. Her mevsim vagonu kendine has güzellikleri içinde taşımaktadır.  

Bütün bu güzelliklere hazan vursa da, yapraklar dallarından kopsa da, gönlümüz hüzün naraları atsa da geçen her mevsimi kendi güzellikleriyle yine eskisi gibi sevmemiz gerekir.

Neden küselim geçen bahara, yaza o baharlarda, o yazlarda biz yaşadık, o güzel günleri biz geçirdik onları hazanda yine sevgiyle, saygıyla hatırlamalıyız.

Şair ne güzel söylemiş “ Marifet sevmektir, güller solarken” Genç ve güzeli her kes sever, marifet yaşlanınca ve bize ihtiyacı varken yanında olup eskisi gibi sevmek.

Ama nedense kimse pek sevmez sonbaharı.Hatırlattıkları, kalbimizin hoşuna gitmez o bildik anlamı yükleriz, ihtiyarlık, ölüm mevsimi deriz sonbahara.

Yahya Kemal şöyle der:

Günler kısaldı. Kanlı canın ihtiyarları bir, bir hatırlamakta geçen sonbaharları, Oysa bu sonbaharın göreve hatırlatmak, bir ders vermek için gelir, sonrada süzülüp gider. Fani ömür biter, bir uzun sonbahar olur.

Yaprak, çiçek ve kuş dağılır târumar olur. Mevsim boyunca kendini hissettirir veda, artık bu dağdağayla uğuldar deniz ve dağ, yazdan kalan ne varsa olurken haşir, neşir, günler hazinleşir, geceler uhrevileşir. Teşrinlerin hüznü geçer ta iliklere, anlar ki yolcu yol görünür serviliklere.

Aylar, mevsimler değişiyor. Birisi hatırlatıyor yahut takvimler bize söylüyor, Yaz bitti, sonbahar geldi. Kış geliyor, bahar yaklaştı diye.

Durup şöyle bir silkiniyoruz. Sahi sonbahar geldi mi? Bir düşüncedir soruyor benliğimizi. Günler, aylar nasıl geçti neler yaptım, ne hayaller eskittim, elimde neler kaldı?  Bu ömür böyle sürüp gitmeyecek besbelli yazın, baharın bittiği gibi bir gün bitecek.

Sonbaharda insan yaşadığı yılları bir, bir yitirdiğinin bilincine varıyor, her mevsim değişiminde bunların en dokunaklısı yine sonbahar oluyor. Kopar sonbahar tellerinden, derinden, derinden.

Biten yazla başlar keder musikisi. İçimizden gizli bir ses yalvarır, yazlar yavaşça bitmese, günler kısalmasa. Oysa yaz bitti, günler bir, bir kısalacak. Yürek yorgun düşecek mevsimlerden. Ve alışacağız. Sonbahara da alışacağız.

Hayat böyledir işte; Bir yandan hatırlatır, bir yandan unutturur. Bakalım sonbahar bizlere neleri unutturacak ve nelerin kapısına getirecek? Taşıdığı hüznün aksine hareket getirir sonbahar.

Yazın bittiğine inanmaya görsün insanlar, karıncalar gibi işlerine sarılırlar. Şehirler tıklım, tıklım olur. Okullar şenlenir, yeniden üretmenin zevkine varılır. Yazın dağılan dostlar toplanır, Birliktelikler, sohbetler, artar.

İnsanlar daha çok görür birbirini. Ve Kışa bir yığın düşle girilir. Sonbaharı sevmeliyiz. Hangi mevsimde böyle planlarla düşlerle gireriz yaşamaya. Teşrin yaprakları bizi umutsuzluğa itmemeli.

Daha çok koşmaya, daha çok sevmeye yöneltmeli. Korkuyla ümit arasındaki hayatın kapılarını açmalıyız. Bir gün ömür böyle bitecek demeliyiz. Ve mademki bitecek öyleyse onu daha anlamlı işlerle doldurmalıyız.

Günlerin hakkını vermeliyiz. Sonbahar iyi bir dosttur. Paplo Neruda’nın dediği gibi “ölümün içinden yeşerir yaşamak”

Mevsimler bize gerçeklerden haber verirler. Gerçekleri duyarsak üzülürüz. Mevsimlerin söylediklerinden sadece tatlı olanları dinliyoruz. Gerçek ve acı olanları duymazlıktan geliyoruz.  

 

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..