Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '07

 
Kategori
Eğitim
 

Mevsimlik tarım işçi çocuklarının eğitimi (2)

I- PROBLEM DURUMU

Çukurova’ya Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında pamuk çapası için, Ağustos ve Eylül aylarında ise pamuk toplamak için kitle halinde mevsimlik tarım işçileri gelir. Bunların önemli bir bölümünü, küçük toprak sahibi köylülerin oluşturduğu söylenebilir. Küçük toprakları kendi geçimlerine yetmediğinden, mevsim farklarından da yararlanarak, ek bir geçim kaynağı bulmak için geçici tarım işçiliği yaparlar. Ege Bölgesi’nde de aynı şekilde, ağırlığı pamuk, tütün ve zeytin olmak üzere mevsimlik tarım işçiliği olayı gözlenir.

İş mevsiminde (ilkbahar, yaz, sonbahar) genellikle Şanlıurfa, Niğde, Nevşehir, Kahramanmaraş, Gaziantep, Mardin, Adıyaman, Diyarbakır, Siirt, Bitlis, İçel, Hatay ve Adana illerinden Çukurova Bölgesi’ne mevsimlik tarım işçileri gelir. Çukurova’ya gelen işçilerin kesin bir sayımı yapılmayıp, ortaya sürülen rakamlar tahminlere dayanmaktadır. Yapılan son araştırmalarda, Çukurova’nın 200 bin çapa işçisine gereksiniminin olduğu ve bunun 140 bininin mevsimlik tarım işçisi olduğu ileri sürülmektedir. Pamuk toplamada ise, 300 bin işçiye gereksinim olduğu ve bunun 200 bininin mevsimlik tarım işçisi olduğu belirtilmektedir. Ayrıca, pamuğun çok ekildiği yıllar, bu sayının iki katına çıktığı ileri sürülmektedir.

Mevsimlik tarım işçilerinin büyük çoğunluğu kırsal alan kökenlidir. Bunların bir kısmı, hala toprakla uğraşan küçük toprak sahibi, ortakçılık yapan veya kiracılıkla toprak işleyen çiftçi aileleridir. Bir kısmı da tarımda makineleşme sonucu ortakçılık dahi yapamaz hale gelmiş topraksız ailelerden oluşmaktadır. Mevsimlik tarım işçilerinin birçoğu da, çeşitli nedenlerle kırdan kente göçmüş ve kentte marjinal kesimde yaşam kavgası veren, çoğu zaman işsiz kişilerdir. Diğerleri ise, eşleri, aile başkanları, fabrika vb. yerlerde çalışan aile üyeleri ile gelerek, gerek ailelerine katkıda bulunmak ve gerekse çeyiz masraflarını çıkarmak için çalışan genç bekar kızlardan oluşmaktadır. Uğraşısı ne olursa olsun, büyük çoğunluğunun ortak sorunları, diğer çalışmaları sonucu elde ettikleri gelirle yaşamlarını sürdürememeleri ve çalışmak zorunda olmalarıdır.

Mevsimlik tarım işçilerinin çalıştıkları gün sayısı ortalama, çapada 36, 5 ; toplamada 38, 5 gündür. Çukurova Bölgesi’nde pamuk üretiminde çapa ve toplama döneminde toplam 4-4, 5 aylık bir çalışma olanağı vardır. Ancak işçilerin tümünün bu kadar çalıştığı söylenemez. Ortalama 63 gün süren pamuk çapa ve toplama dönemlerinde her bir tarım işçisinin toplam 15-20 gün arasında değişen sürelerle çalıştıkları saptanmıştır. Erkek işçiler günde, birinci toplamada 60 kg, ikincisinde 33 kg; kadın işçiler birinci toplamada 66 kg, ikincisinde ise 40 kg pamuk toplamaktadırlar.

Mevsimlik tarım işçilerinin gerek köylerinde, gerekse çalışma bölgelerinde birçok sorunu bulunmaktadır. Çalışma bölgelerindeki sorunları; toplumsal güvencesizlik, toplu pazarlık hakkının olmaması, nüfus ve işçi kayıtlarının tutulmaması, barınakların ilkelliği, ulaşım, yakacak ve beslenme sorunları, ücretlerin düşüklüğü, çevre faktörleri, elciler ve zorunlu eğitim çağında bulunan çocuklarının eğitilememesidir.

Elciler; önceden çiftçilerle anlaşma yaparak, onlara belli sayıda işçi sağlamayı üstlenir ve mevsim öncesinde işyeri olan tarlaları gezerler. Çapalanacak veya toplanacak olan pamuğu görürler. Mevsimlik işçiler adına, işverenle sözleşme yaparlar. Elciler, işçiye iş, işverene işçi bulmak, işçilerin iş yöresine gelme ve gitmelerinde ulaşımı sağlamak, pamuk çapa ve toplama işlerini yönetmek ve denetlemek, işçilerin ücretlerini işverenden alıp işçilere dağıtmak, işçilerin gıda vb. gereksinimlerini satın almak, gibi görevleri yürütürler. Elci, işverene karşı nasıl işçinin sözcüsü durumunda ise, işçiye karşı da işvereninin vekili durumundadır. Mevsimlik tarım işçileri “elci”yi, yaban ellerle işçi götüren kişi olarak görmektedirler.

Çukurova’ya gelen mevsimlik tarım işçilerinin zorunlu eğitim çağındaki çocuklarının sayısı çapa döneminde 30-47 bin, toplama döneminde ise 43-67 bin arasında değişmektedir. Mevsimlik tarım işçileri, eğitimin devam ettiği tarihler olan Mart-Mayıs döneminde, "öğretmenlerinden izin alarak (!)" çocuklarını okuldan alıp çalıştırmaya getirdiklerini iddia ederler. Tarım işçilerinin öğrenim çağındaki çocuklarının, yörenin okullarına alınması yolunda hiçbir çaba bulunmamaktadır. Çukurova’ya aileleri ile birlikte gelmiş olan çocukların neden Çukurova okullarına gönderilmedikleri sorusunun iki taraflı bir yanıtı vardır: öncelikle aileler bu çocukların işgücüne ve getirecekleri gelire güvenmek eğilimindedirler. Dolaysıyla çalıştırmayı tercih ederler. Diğer taraftan, gerek yerleşik yöre halkı, gerekse öğretmenler, bu yeni öğrencileri kabul etmek eğiliminde değillerdir. Mayıs-Haziran ve Eylül-Ekim ayları okulların eğitim dönemine rastladığından, zorunlu eğitim çağı çocuk grubu yaklaşık dört ay eğitimden uzak kalmaktadır. Mevsimlik tarım işleri nedeniyle yapılan devamsızlık ve sonucunda örgün eğitimden uzak kalma durumu, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Yasası’nın 10. maddesi (okulun ve öğretmenin göçü) ile de önlenememektedir. Yine mevsimlik tarım işçiliği nedeniyle meydana gelen devamsızlık hakkında, 222 sayılı yasanın 52, 55 ve 59. maddeleri de etkili olamamaktadır. Çukurova Bölgesi’ne gelen ve geçici tarım işçiliği yapan ailelerin çocukları, İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından da izlenememektedir. Sonuçta mevsimlik tarım işçi çocukları, yaklaşık 60 işgünü okula devam edememektedir. Bu durum önemli bir kayıptır.

1988-1989 Eğitim yılında aileleriyle birlikte Diyarbakır’dan Çukurova’ya giden çocukların % 85’i okula kayıtlı, % 15’i ise eğitim çağı dışındadır. Her aileden, 1, 62 çocuk okula kayıtlıdır. Gezici tarım işçi çocukları yılda 35-80 gün okuldan, eğitimden uzak kalmaktadırlar. Bu durum, sürekli olarak mevsimlik tarım işçiliği yapan bir aile çocuğunun beş yılda 850 (170x5) günlük eğitimin 300 (60x5) gününü, yani yaklaşık üçte birini tarlada, eğitimden uzak geçirmesi demektir.

Problem Cümlesi

Mevsimlik tarım işçi çocuklarının zorunlu eğitimleri nasıl yapılabilir?

Alt Problemler

1. Mevsimlik tarım işçi çocuklarıyla, diğer çocuklar arasında "bilgi" yönünden bir farklılık var mıdır?

2. Mevsimlik tarım işgöçleri nedeniyle, eğitimden uzak kalanların durumu, diğer çocukları etkilemekte midir?

3. Mevsimlik tarım işçi çocuklarının eğitimleri; işverenlere, elcilere, mevsimlik tarım işçilerine, eğitim yöneticilerine ve kaymakamlara göre nasıl yapılmalıdır?

Sınırlılıklar

Bu araştırma; Çukurova Bölgesi’ne mevsimlik tarım işçisi gönderen Diyarbakır, Diyarbakır ilinden Çukurova’ya giden tarım işçileri, Diyarbakır’daki mevsimlik tarım işçi çocuklarını okutan ilkokul öğretmenleri, Diyarbakır’daki elci, eğitim ve kamu yöneticileri, Diyarbakır’dan mevsimlik tarım işgöçünün yapıldığı İçel-Tarsus’taki işverenler, Diyarbakır’dan Çukurova’ya giden mevsimlik tarım işçi çocuklarının zorunlu eğitim çağı (6-14 yaş) eğitim etkinlikleri, ile sınırlıdır.

II- YÖNTEM

Evren ve Örneklem

Araştırmanın evreni Şanlıurfa, Adıyaman, Gaziantep, Diyarbakır, Kahramanmaraş, Mardin, Siirt, Niğde, Adana, İçel ve Hatay illerinin mevsimlik tarım işçileri, bunların zorunlu eğitim çağında bulunan çocukları, bu illerdeki elciler, Çukurova’daki işverenler, bu illerdeki ilçe eğitim yöneticileri, ilkokul öğretmenleri ve kaymakamlardır.

Örneklemi, Diyarbakır’dan Çukurova’ya gelen 49 mevsimlik tarım işçisi, bunların zorunlu eğitim çağında bulanan çocukları (197 çocuk), 30 elci, 30 işveren, 12 ilçe eğitim yöneticisi, 12 kaymakam ile merkez, Çüngüş ve Bismil ilçelerinde bulunan (326 köy, 590 öğretmen) seçilen 27 ilkokulun 27 öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmacı Diyarbakır’da görev yaptığı için, bilgi ve zaman sınırlılığı nedeniyle, Diyarbakır’ı örneklem almış olup, görüşülen tarım işçi aileleri tesadüfen seçilmiştir. Öğretmenlerin seçiminde ise, mevsimlik tarım işçi çocuklarını en az bir yıl okutmak koşulu arınmıştır.

Verilerin Toplanması

Araştırmada kullanılan veriler; tarama, anket ve görüşme yoluyla elde edilmiştir.

Anket, mevsimlik tarım işçi çocuklarıyla, diğer çocuklar arasında "bilgi" yönünden farklılık olup olmadığını ölçmek ve mevsimlik iş göçleri nedeniyle eğitimden uzak kalan çocukların durumunun diğer çocukları etkileyip etkilemediğini anlatmak amacıyla düzenlenmiş, toplantılarda açıklamalar yapılarak öğretmenlere dağıtılmış ve hemen toplanmıştır.

İşverenlerle köylerinde, işçi ve elcilerle köylerine döndükten sonra evlerinde, ilçe eğitim ve kamu yöneticileriyle makamlarında görüşülmüştür.

Verilerin Çözümlenmesi

Elde edilen verilerin ağırlıklı aritmetik ortalamaları alınmış, 1, 00-1, 75 arasındaki değerler, mevsimlik tarım işçi çocuklarının eğitimini gerektirmeyecek değerde önemsiz, 1, 76-4, 00 arasındaki değerler ise eğitimi gerektirecek ölçüde önemli görülmüştür. İlçe eğitim ve kamu yöneticileri ile, işçi, işveren ve elcilerle yapılan görüşme sonuçları da özetlenmiştir.

III- BULGULAR VE YORUM

Birinci Alt Probleme İlişkin Bulgular

Mevsimlik tarım işçilerinin ilkokula giden çocukları ile mevsimlik tarım işçiliği yapmayan diğer çocuklar arasındaki farklılık:

Mevsimlik tarım işçisi çocuklar ile -aynı bölgede- mevsimlik tarım işçiliği yapmayan çocuklar arasında "bilgi" yönünden farklılık olup olmadığını test etmek amacıyla öğretmenlere sorulan sorunun yanıtında öğretmenlerin % 96’sı "bilgi" yönünden fark olduğunu, % 4’ü ise fark olmadığını belirtmişlerdir. Derslerdeki -mevsimlik tarım işçi çocukları aleyhine- başarı farklılık durumları, Türkçe dersinde 2, 56; Matematik’te 1, 83; Hayat Bilgisi’nde 2, 16; Sosyal Bilgiler’de 2, 18; Fen Bilgisi’nde ise 2, 50 olarak bulunmuştur.

Türkçe dersindeki olumsuz farklılığın nedenleri olarak, okuma-yazma öğretiminin çok zaman alması ile öğrencilerin tatil sonlarında okuma-yazmayı unutmuş olmaları gösterilmektedir. Araştırmanın yapıldığı bölgede Türkçe’nin istenilen ölçüde kullanılamaması, çocukların sadece okulda öğretmen ve arkadaşları ile Türkçe konuşup okul saatleri dışında konuşmamaları, Çukurova’da kapalı toplum özelliğini devam ettirip sadece birbirleriyle ilişki kurmaları ve sonucunda okuldan ve dolaysıyla Türkçe’den uzak kalmaları, Türkçe dersindeki olumsuz farkın artması, olarak yorumlanabilir.

Fen Bilgisi, bir gözlem, deney ve inceleme dersidir. Bunun için, yeri geldikçe deney, gözlem yapılması, işlenecek konuların yaparak-yaşayarak öğrenilmesi gerekir. Mevsimlik tarım işçi çocuklarının hemen her yıl Çukurova’ya göç etmeleri, giderken ve gelirken birçok gözlemde bulunmaları, edindiği izlenimler, az da olsa, diğer arkadaşları ile aralarında olan eğitim farkını azaltmaktadır, denilebilir.

En az farklılığın Matematik dersinde görülmesi, tarım işçiliğinde yapılan ücret, kazanç hesaplamalarının olumlu bir etkisi olarak yorumlanabilir.

Sonuç olarak, mevsimlik tarım işçi çocukları, mevsimlik tarım işçiliği yapmayan çocuklardan önemli ölçüde geri (ortalama 2, 18) bulunmuştur. 1, 76’dan yukarı değerler, tarım işçi çocuklarının eğitilemediği görüşünü desteklediğinden, geçici tarım işçi çocuklarının -başta Türkçe ve Fen Bilgisi dersinde olmak üzere- yetiştirilmelerinin gerektiği, söylenebilir.

İkinci Alt Probleme İlişkin Bulgular

Mevsimlik tarım iş göçleri nedeniyle eğitimden uzak kalan çocukların, mevsimlik tarım işçiliği yapmayan çocukları etkileme durumu:

Mevsimlik tarım iş göçleri nedeni ile eğitimden uzak kalan çocuklar, yetişme yönünden diğer çocuklardan geri kalmaktadırlar. Bu durumda bir sınıfta, okula iki-üç ay devam eden öğrenciler ile yeni başlayan ve aralarında iki-üç ünitelik fark bulunan iki grup bulunmaktadır. Öğretmenler, geri kalan (yetişmemiş) grubu diğer gruplar düzeyine çıkarmak için, işlenmiş üniteleri hızla tekrarlamak zorunda kalmaktadırlar. Böylece, ne diğer grubun ilerlemesi, ne de tarım işçi çocuklarının konuları istenilen düzeyde kavramaları sağlanabilmektedir. Diğer bir anlatımla, mevsimlik tarım işçi çocuklarının açıklarını kapatmak için diğer grup bekletilirken, mevsimlik tarım işçisi çocukları onlara yetiştirilmeye çalışılmaktadır. Devamsızlık yapmayan öğrenciler bu üniteleri daha önce işledikleri için konulara karşı ilgileri azalmakta ve dersten uzaklaşmaktadırlar.

Devamsızlığın iki yönlü olumsuz bir etkisi vardır. Birincisi, devamsız çok öğrenci var, diye ünitelere gereğinden uzun zaman ayrılması, sonuçta daha az ünitenin işlenmesi; ikincisi ise devamsız öğrenciler geldiğinde işlenmiş üniteleri -onlarla- hızlı bir şekilde işlemektir.

Sonuçta bu durum, okula düzenli olarak devam eden öğrencilerin eğitim ve başarı durumunu olumsuz yönde etkilemektedir. Öğretmenlerin görüşlerine göre, mevsimlik tarım işçi çocuklarının devamsızlığının, diğer çocukların eğitim ve başarı durumunu etkileme derecesi Türkçe dersinde 2, 18; Matematik’te 2, 22; Hayat Bilgisi’nde 2, 19; Sosyal Bilgiler’de 2, 10 ve Fen bilgisi’nde 2, 25 olarak bulunmuştur. Mevsimlik tarım işçisi çocukların devamsızlığının, diğer öğrencileri -olumsuz yönde- en çok Fen Bilgisi dersinde etkilediği görülmektedir. Bu durum, birinci alt problemdeki sonuçla uyumludur.

Matematik dersinin konuları arasındaki ilişkinin fazla olup, yüksek aşamalılık istemesi, öğretmeni sürekli temel işlemler üzerinde durmaya yöneltebilir. Bu durum, diğer öğrencilerin de aynı işlemleri tekrarlamaları, dolaysıyla yeni beceriler kazanamamaları olarak yorumlanabilir.

Mevsimlik tarım işçi çocukları, birçok il ilçe gördüklerinden, Sosyal Bilgiler konularını daha kolay kavrayabilmektedirler, denilebilir. Bu durum ise, öğretmenin, konuları daha hızlı işlemesini sağlar ve diğer öğrencilerin daha fazla geri kalmalarını önler. Aynı durum, özellikle çevre değiştirmenin olumlu etkileri, Hayat Bilgisi dersi için de söylenebilir.

Çocukların değişik çevreler görmeleri, bunları anlatmak istemeleri, Türkçe’yi istenilen düzeyde kullanabilmede olumlu bir etken olabileceği gibi, anlamada da olumlu bir etkendir. Bu durumda öğretmen, mevsimlik tarım işçisi çocuklarına, diğer derslere göre daha az zaman ayıracak, sonuçta diğer öğrenciler daha az olumsuz etkileneceklerdir. Sonuç olarak, mevsimlik tarım işçi çocuklarının devamsızlığı, diğer çocukların eğitim ve başarı durumunu önemli ölçüde (ortalama 2, 18) olumsuz yönde etkilemektedir.

Üçüncü Alt Probleme İlişkin Bulgular

İşverenlerin Görüşleri: İşverenlerin % 40’ı, okul çağındaki çocukları gerekirse en yakın köyün okuluna araba ile taşıyabileceğini, % 60’ı ise taşıyamayacağını belirtmiştir. Bu durum, işverenlerin çoğunun, işçi çocuklarının çevredeki ilkokulda eğitimine taraftar olmadıklarını ortaya koymaktadır.

İşverenlerin % 77’si okulöncesi eğitim çağında bulunan çocuklara bakımın verimi arttıracağı, % 23’ü ise arttırmayacağı düşüncesindedir. Çocukların bakım ve eğitimleri için maddi bir katkıda bulunup bulunmayacakları yönündeki bir soruya, işverenlerin % 73’ü olumlu, % 27’si olumsuz yanıt vermiştir. Olumlu yanıt verenler, devletin elcilik görevini yapmasını ve teşvik gibi pirimler vermesini istemektedirler.

İşverenlerin % 30’u, mevsimlik tarım işçi çocuklarının kendi memleketlerinde eğitilmesini, % 6’sı çalışma alanlarında eğitilmesini, % 17’si kendi köylerinde eğitilmesini, % 47’si Yatılı İlköğretim Bölge Okullarında (YİBO) eğitilmesini istemektedir.

Elcilerin Görüşleri: Elciler, çocukların çalışılan bölgenin okullarına gönderilemeyeceğini belirtmişlerdir. Gerekçe olarak, Çukurova’ya çalışma için geldiklerini ve diğer çocukların kendi çocuklarını aralarına kabul etmeyeceklerini belirtmişlerdir. Çalışma bölgelerine okul açılması ve çocukların araba ile taşınması halinde, elcilerin % 33’ü çocukların okula gönderileceğini, % 67’si ise gönderilmeyeceğini belirtmişlerdir.

Ek bir ödeme yapılması halinde, elcilerin % 50’si çocukların okula gönderileceklerini, % 50’si gönderilmeyeceklerini belirtmiştir. Çocukların YİBO’lara alınması halinde elcilerin % 50’si çocukların verilebileceğini, % 50’si verilmeyeceğini belirtmiştir. Bu son iki veri, çocuğun kazanacağı ya da çocuk için ödenen paranın aile bütçesinde ne denli önemli olduğunu göstermektedir.

Mevsimlik Tarım İşçilerinin (Velilerin) Görüşleri: Mevsimlik tarım işçilerinin % 49’u, çocuklarını çalışma bölgelerindeki okullara gönderebileceğini, % 51’i ise taşıma imkanı sağlandığında gönderebileceğini belirtmiştir. Oysa, çalışma bölgelerinde okula devam eden öğrencilere rastlanmaması, verilen cevapları kuşkuya düşürmektedir.

Tarım işçilerinin % 80’i, ek ödeme yapılması halinde çocuklarını okula gönderebileceğini, % 20’si göndermeyeceğini belirtmiştir. Tarım işçi çocuklarının eğitimlerinin çalışma bölgelerinde yapılması halinde, çocukların kazanacağı paranın gözardı edilmemesi gerekir.

Tarım işçilerinin % 53’ü, okulöncesi eğitim çağındaki çocuklarını okulöncesi eğitim kurumlarına gönderebileceğini, % 47’si ise göndermeyeceğini belirtmiştir. Küçük çocuklara okulöncesi eğitim kurumlarında bakılması halinde, büyük kardeşler okula devam edebilirler veya üretime katkıda bulunabilirler. Mevsimlik tarım işçilerinin % 86’sı çocuklarını YİBO’lara gönderebileceğini, % 14’ü ise göndermeyeceğini belirtmiştir. Mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olduğu bölgelerde YİBO’lara karşı bir eğilimin olduğu, dolaysıyla tarım işçi çocuklarının eğitimlerinin YİBO’larda yapılmasının uygun olacağı söylenebilir.

İlçe Eğitim Yöneticilerinin Görüşleri: İlçe Eğitim Yöneticilerinin % 50’si eğitimin YİBO’larda yapılması, % 25’i kış aylarında kendi köylerinde günde 1-2 saat fazla eğitim yapılması, % 25’i Çukurova’daki okullarda eğitim yapılması, yönünde görüş bildirmişlerdir.

Kaymakamların Görüşleri: Kaymakamların % 67’si 222 Sayılı Yasa’nın tam olarak uygulanması gerektiğini, % 33’ü ise, yasanın değiştirilmesi gerektiğini, belirtmiştir.

IV- SONUÇ VE ÖNERİLER

Sonuç

Mevsimlik tarım işçi çocuklarının eğitimi, iki bölümde yapılabilir:

1. Çalışma bölgelerinde (Çukurova’da) eğitim,

2. Kendi bölgelerinde (köylerinde, YİBO’larda) eğitim.

Çalışma bölgelerinde eğitim: Sabit işçi barınakları yapılmalı, işçiler iş mevsimi süresince de olsa yerleşik bir düzene geçirilmelidir. Ortak kullanıma açık, okul, kreş, anaokulu gibi birimler oluşturulmalıdır. Çalışılan tarlanın yanındaki okula çocuklarını göndermek isteyen velilerin çocukları işverenlerce taşınmalı ve kırtasiye giderleri karşılanmalıdır. Ayrıca çocukların kazanacakları para çeşitli vakıf veya fonlarca karşılanmalıdır.

Kendi bölgelerinde eğitim: Mevsimlik tarım işçileri, iş mevsimini bitirip köylerine döndükten sonra, kış aylarında, her gün 1-2 saat fazla eğitim görmelidirler. Ayrıca mevsimlik tarım işçi çocuklarının YİBO’lara alınmasına öncelik tanınmalıdır.

Öneriler

Mevsimlik Tarım İşçi Çocuklarının YİBO’lara alınmasına öncelik tanınmalıdır.
Öğretmenler, Türkçe ve Fen Bilgisi Eğitimi kurslarından geçirilmelidir.
Çocuklarını, çukurova’daki okullara gönderen velilere çeşitli vakıf ve fonlarca destek sağlanmalıdır.
İşverenlerin, okula devam etmek isteyen öğrencileri arabayla okula götürüp getirmesi yönünde önlem alınmalıdır.
Çalışma bölgelerine, okulöncesi eğitim kurumları açılmalıdır.
İş mevsimi bittikten sonra, mevsimlik tarım işçilerinin bulunduğu yerleşim birimlerindeki okullarda, günde 1-2 saat ek (telafi) eğitim yapılmalıdır.

 
Toplam blog
: 425
: 3089
Kayıt tarihi
: 06.12.06
 
 

Gazi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi..