Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '08

 
Kategori
Siyaset
 

Meydanı boş bulmak…

Kendi başına, pervasızca, danışmadan iş yapmaya kalkanlara “Meydanı boş buldun da…” derler…

AKP iktidarı da meydanları boş bulunca, istediği gibi at koşturuyor.

Peki, bu durumun sorumlusu sadece AKP iktidarı mı?

Elbette değil…

AKP iktidarının niye meydanı “Boş” bulduğuna bakmak gerekir. İktidar partileri, karşılarında güçlü ve sağlam muhalefet yapan partiler bulsa, istedikleri gibi at koşturabilirler mi?

Hayır…

O zaman gidişatın “Tek sorumlusu” olarak AKP iktidarını görmemeli. Karşısında, ayakları yere sağlam basan, ne dediğini bilen, ne yapacağını bilen “Muhalefet” partisi olması gerek.

Eğer izlemiyorsanız izleyin derim. TBMM Televizyonundan meclis oturumlarını izlediğimizde görüyoruz ki, tek başına bile Tunceli Milletvekili Kamer GENÇ, mecliste gurubu bulunan muhalefet partilerinden bile daha etkili.

Bu noktada gelin bir de “Muhalefet” tarafına bakalım…

CHP, yani Atatürk’ün kurduğu ve bir dönem siyasetten alıkonulan Cumhuriyet Halk Partisi…

Etkinliğini hem günlük yaşantımızın içinde hem de TBMM çatısı altında ne kadar hissediyorsunuz? Bana sorarsanız hiç…

Muhalefet olarak karşı ya da alternatif projeleri var mı, varsa millete ne kadar anlata biliyorlar, yansıtabiliyorlar?

Bana göre hiç…

Diğer “Muhalefet” partililerinin de durumu CHP’den hiç farklı değil.

Muhalefet olarak MHP, DSP ve DTP’nin yanında, Muhsin YAZICIOĞLU, Mesut YILMAZ gibi parti başkanlığı yapmışlar, başbakanlık yapmışlar da var meclis çatısı altında. Bazen Sayın Mesut Yılmaz’ı koltuğunun içinde gömülü, eli şakağında sadece “Dinlerken” görüyoruz. Muhsin Yazıcıoğlu ise hiç gözüme çarpmadı…

Bu tespiti yaptıktan sora diyeceğim o ki, TBMM çatısı altında olan veya olmayan muhalefet partilerinin, yeni bir sinerji yaratmaları gerek. Muhalefet boşluğunu doldurmaları, ülkenin ve milletin ihtiyaçlarına çare aramaları ve üretmeleri ve meydanı boş bulan ve istediği gibi at oynatan “Tek başına iktidar” gücüne ve düzenine fırsat vermemeleri gerekir.

Değilse Merkez Bankası da günün birinde İstanbul’a taşınır, anayasada gerekli değişiklik yapılarak başkent de İstanbul’a taşınır.

Bu “Taşınma” işleri çok mu önemli ki üzerinde bu kadar duruyoruz. Veya yoksullara “Yardım” etmek…

Önemi, işlevinden değil, getireceği sonuçlardan dolayıdır.

Ülkenin “Sadaka ekonomisinden” kurtulması için önemlidir. Ülkenin rejiminin gidişatı bakımından önemlidir.

Muhalefet partileri bu önemi kavrayabilmiş değiller.

Son yapılan D(Y)P genel kurulu da bunun bir göstergesidir.

Sonuç olarak…

Muhalefet partilerinin, giderek ekonomik açıdan kötüye giden ülkenin gerçeklerini, düzeltmek için projelerini “Halkın ayağına” giderek anlatması gerekir.

Sadece “İktidar” olanların yanlışlarını ortaya koymakla olmaz. Kaldı ki o yanlışları, millete anlatmakta, millete ulaşmakta bile başarısızlık yaşarken.

İktidar, kapı kapı dolaşarak “Oy” peşinde koşarken, muhalefetin oturduğu yerden “Oy” beklemesi ve hatta iktidara talip olması gülünç kaçmıyor mu?

Bir sonraki yazım muhtemelen “Yardım kuruluşları” ile ilgili olacak. Çünkü o alanda da yaşanan korkunç manzaralar var.

13 OCAK 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..