Meyhanede : "Yaşamın sırrını bulduk !" Diye bağıran Adamlar

Biliyorum aşağıdaki hikaye başınızdan geçmedi ama bir an için hikayedeki kişi olun.

Yıllar önce 1953 te İngiltere’de yaşıyorsunuz ve bir puba gidiyorsunuz. Arkadaşlarla keyifle biranızı içerken birdenbire içeri iki genç adam hızla giriyor ve heyecanla “ Hayatın şifresini yani sırrını bulduk” diye bağırıyorlar. Herkes şaşkınlıkla onlara bakıyor. Adamlar hala bağırıyorlar :” Bulduk, bulduk, hayatın sırrını bulduk”. Herkes nerden geldi bu deliler, ne saçmalıyorlar, herhalde çok bira içmişler diye düşünüyor. Siz de böyle sarhoşlar arasında ne işim var deyip hesabı ödüyor ve biranızı bitirmeden pubdan sinirli bir şekilde çıkıyorsunuz.

Yıllar geçiyor, Türkiye’ye dönüyorsunuz, zaman zaman bu pubdaki olayı arkadaşlarınıza anlatıyorsunuz ve kahkahalara boğuluyorsunuz : “ Tam biramı içiyordumki, iki sarhoş adam pubın kapısını tekmeleyerek içeri girdi ve hayatın şifresini, sırrını bulduk diye bağırmaya başladılar, ha,ha,ha” . Yıllar birbirini kovalıyor, derken 1962 yılında birgün gazetenizi okurken gözünüz bir resme takılıyor. İki adamın fotoğrafı size hiç yabancı gelmiyor. Ama bir türlü çıkaramıyorsunuz bu adamları nerden tanıdığınızı. Aniden farkediyorsunuz, aa olamaz bunlar onlar, 9 yıl önce İngiltere’de puba girip hayatın şifresini bulduk diye bağıran sarhoşlar. Ne işleri var gazete haberlerinde ? Herhalde bir pubda gene sarhoş bir şekilde bağırdılar ve yakalandılar diye düşünüyorsunuz. Resimlerin altındaki habere ilişiyor gözünüz : “ 1962 Nobel Ödülleri dağıtıldı. Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülünü Biyolojideki en önemli gizemlerden birini çözen James Watson, Francis Crick ve Maurice Wilkins paylaştılar. Kuşaklar arası genetik şifreyi taşıyan çift helezon şeklindeki DNA (Deoxyribonucleic acid ) molekülünü buldular.”

Rasih Bensan 19 Kasım 2011