- Kategori
- Şiir
Mezopotamya'da baharat kokuludur akşamüstüleri
Baharat kokuludur
Akşam üstleri Mezopotamya'da
Kara sevdalara tütsülüdür bacalardan gökyüzüne yükselen
Zencefil, tarçın, kekik kokuları
Karanfillerdir toprak damlı evlerin
Pencere kenar süsleri
Rengarenk yaprakları güneşe tutkundur
Secdeye durur adeta bahratların en nadidesi karanfil
Güneş ışıklarıyla selamlarken toprak damlı evlerin
Beyaz çerçeveli pencerelerinde
Gökkuşağı renklerine bürünen karanfilleri
Güneş çoktan yol almıştır
Kışkırtan bakır kızılllığını bırakarak
Kurşuni dağ doruklarına
En doğuda ayla sarmalaşan parlak bir yıldız
Göz kırpar tüm ihtirasıyla günbatımında güneşe inatla
Kızılla buluşan kurşuni zirvelere Mezopotamya'da
Picasso tablosudur renklerin ihtişamı
Baharat kokulu akşam üstleri Güneydoğu'da
Sarısı buğday başaklarında fırçalanmıştır ustaca
Toprağa tuvaldir tüm renkler
Kırmızıdır renklerin en katıksız olanı
Şartı bıcak kesmece karpuzlara sevdalıdır
Yeşile yanıktır dut yapraklarında tırtıl
Kozaya aşıktır ölesiye
İpek böceği yırtarken karanlıklarda kozasını
Boyanır işte o anda gökkuşağı renklerine
Kelebek olma sevdasıyla kanat çırpar özgürce
Renklerin ihtişamını alır ipekler
Tel tel dokunurken renk cümbüşüyle puşular
Puşucuların yüreğine yol alır
Ayağı halhallı, burnu hızmalı ince belli kızlar
Hayal konuğudur puşi tezgahlarında yürek yangını sevdalıları
Parmaklar ipeğe dokunurken yürek çarpıntılarıyla
Tüm renkler bu sevdayla işlenir puşulara
Baharat kokulu akşam üsteleri Mezopotamya'da