MGK toplantısı ve alınması gereken önlemler...

Son bir ayda (bunun 20 günü Ramazan) ülkemizin verdiği şehit sayısı 43’e ulaşmış… 

Öldürülen teröist sayısı, bir elin parmakları kadar yok!.. 

Ankara’da Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) her ay yapılan mutat toplantısı var… 

Toplantının amacı; son günlerde artan terör olayları ve Suriye’deki son olaylar görüşülecek… 

Bildiğiniz gibi Milli Güvenlik Kurulu, bu ülkenin güvenliği için siyaset üstü bir organ. Burada alınan kararların her hangi bir yaptırım gücü olmasa da, hükümete tavsiye niteliği taşıdığından, buralarda alınan kararlar önemli! 

Zamanında burada alınan kararlar, bir iktidarın sonunu hazırlamıştı 

Hatırlayınız, 1997 yılında Rahmetli Necmettin Erbakan yönetimindeki iktidar, böyle bir MGK toplantısı sonunda alınan bir dizi karar nedeniyle, iktidarın DYP ayağında oluşan kopmalar neticesinde yıkılmıştı. Bu gün hala 28 Şubat olarak anılan o dönemle ilgili herkes bir şeyler konuşuyor. 

Dedik ya MGK kararları önemli! 

Bugünkü MGK’nun yapısı da o günkü kurulun yapısından farklı. Artık bu günkü MGK’nda siviller ağırlıkta. Kurul üyeliğine yeni bakanlar dâhil edildi. 

Ankara’da MGK toplantısından önce, basına poz vermek adetten olduğu üzere, yeni kurul üyeleri birlikte poz verdiler. İlgi çeken, yeni kurul üyelerinin oturuş şekilleriydi! 

MGK’nun aldığı kararlardan çok, bu yeni oturuş şekli basında yer aldı. Özellikle yandaş basın, kurulun yeni oturuş şeklini çok beğendi!.. 

MGK’nun toplandığı sırada Van’da hazin bir tören yapılıyordu. Bir gün önceki terör örgütü saldırısında şehit olan askerlerin cenazelerini memleketlerine gönderme törenleri… 

Yani MGK içeride yeni oturma düzenini konuşurken, Van’da yürekler dağlanıyor. Tuğgenaral Levent Köse’nin deyimiyle “Acımız dağlar kadar” 

MGK toplantısı bitip, daha bildiri bile yayınlanmadan, Güneydoğu’da birçok il ve ilçe terör örgütü üyeleri tarafından karıştırıldı. Siirt’in Eruh ilçesindeki Jandarma Karakoluna yapılan saldırıda, 2 asker şehit oldu 4 asker yaralandı. 

Sonra MGK bildirisi açıklandı. Bir nevi dağ fare doğurdu! Şu yapılmalı, bu uygulanmalı gibi caklı, cuklu sözcükler birbiri ardına sıralanırken, alınacak önlemlerle ilgili somut bir görüş belirtilmiyor. 

Kuzey Irak’ta bulunan terör örgütü kampları bombalanırken, yurt içinde alınacak önlemler de çok basit! 

* İstihbari bilgilere dayanılarak tespit edilen örgüt sempatizanları bir bir gözaltına alınacak… 

* Kaldırılan yol aramaları, daha sık ve sıkı olarak yeniden başlatılacak… 

* Bu gün valilere bırakılan organizasyon ve operasyon emri, bir merkezde toplanıp, siyaset üstü konuma getirilerek, gerektiğinde çok seri şekilde hareket sağlayacak ve emir verebilecek bir oluşuma gidilmeli. Yani eski Olağanüstü Hal Valiliği gibi… 

* Polis ve asker arasındaki kopukluk giderilmeli ve alınan istihbaratlar bir merkezde toplanarak, birlikte değerlendirilip, birlikte karar verilmeli… 

* Askerlik o bölge için çok kısa zamanda profesyonel hale getirilmeli ve terörle mücadele edenler, bu işin uzmanlarından seçilmelidir… 

* Ülkenin bölünmesine çanak tutacak açıklama yapan kim olursa olsun gözünün yaşına bakılmadan derhal gözaltına alınıp, tutuklanmalıdır. 

* İmralı ile yapılan görüşmelere derhal son verilip, İmralı sakinin avukatları ile görüşmesine izin verilmemelidir. 

* Ülke içinde, ülkenin bölünmesi için yayın yapan her türlü yayın organı derhal kapatılmalıdır. Sorumluları da sorgulanıp tutuklanmalıdır. (Ahmet Şık ve Nedim Şener gibi insanlar sorgusuz sualsiz içeri tıkılıp, aylarca içeride tutulurken, bölücü yayın yapanlara tanınan bu tolerans neden?) 

* Beşiktaş’taki Çok özel etkili ve yetkili savcılar ve hâkimler derhal o bölgeye kaydırılıp, bilgi ve birikimlerini(!) ülkenin selameti için kullanmaları sağlanmalıdır. 

* Havadan yapılan operasyonlar, karadan da desteklenmeli… 

* Teröre göz yuman Kuzey Irak Yerel Yönetimi(Barazani) ve Irak (ABD) yönetimi sert şekilde uyarılmalı… 

* Kuzey Irak’ta tampon bir bölge oluşturulmalı… 

* Terör tehdidi altında bulunan bölge ülkeleri ile işbirliğine gidilmeli… 

* Terör örgütünün elinde bulunan silahlar incelenmeli ve nerden alındıkları tespit edilerek, bunu satan ve teröre destek veren ülkelere yaptırım uygulanmalı.(Örneğin İtalya’ya! Bildiğiniz gibi İtalya mayınların üretim merkezidir.) 

* Terör örgütü üyelerine yönelik olarak en etkin silahlar çekinilmeden kullanılmalıdır… 

* Ülke genelinde yüzde 5, bölgede yüzde 25 desteğe sahip siyasiler biran önce kendilerine çeki düzen vermelidir. Ülke bütünlüğüne halel getirecek söylemlerden kaçınmaları yönünde uyarılmalıdır. 

* Bölgede bu güne kadar görev yapan ve siyasilerin oyuncağı olan üst düzey görevlilerden biran önce hesap sorulmalıdır. Terörün bu aşamaya gelmesinde o illerin valileri sorumludur. Çünkü operasyon emrini bir türlü veremeyip, terör örgütü üyelerini yüreklendirmişlerdir. Bu valiler tespit edilip yargı önüne çıkartılmalıdır. 

* Bölgenin ekonomik olarak rahatlaması için acil önlemler alınıp, Şırnak, Hakkâri gibi illerde kurulan ‘İkna Odaları’nın bir an önce kapanması sağlanmalıdır. 

* Bıçağın kemiğe dayandığını söyleyenler, yeniden bir film çektirip, bıçağın nereye dayandığını kesin olarak görmeli ve yukarıdaki önlemleri bir an önce almalıdır. 

Yukarıdaki önlemler için bir ön çalışma yapmadım. İlk aklıma gelenleri sıraladım. Bu önlemlerin bile terörü yenmede faydalı olacağı kanaatindeyim. 

Her ülkenin kendine has özellikleri nedeniyle, terörü alt etmek için başka ülkelerde araştırma yapmaya gerek yok! Ayrıca yıllardan beri yurt dışında ülke aleyhine söylemlerde ve eylemlerde bulunanlardan medet ummanın da bir anlamı yok!