MHP kongreye giderken

Türk milliyetçilerinin temsil ettiği MHP 3 Kasım da olağan kongresini yapmaya hazırlanmaktadır.

Türk siyasi hayatında yaklaşık kırk küsur yıldır “siyasi bir parti olarak yer alan MHP yapılacak bu kongrede göreve getirilecek kadroların beklide bu kırk yıllık siyasi geçmişinden daha önemli sorumluluklar yüklenecek, Türkiye Cumhuriyetinin gelecekte “şekillenmesine” yön verecektir.

MHP’nin kongre hazırlıklarına geçmeden önce Türk milletinin MHP’den beklentilerini sıralamak gerekmektedir.

MHP’nin kongre sonrası oluşacak kadrolarının;

Türkiye Cumhuriyetinin kurucu iradesinin ve Atatürk’ün gösterdiği yolda bu devletin yara almadan yürümesini sağlamalıdır;

Yeni Anayasa çalışmalarının yapıldığı, “değiştirilemez ve teklif dahi edilemez” denilen maddelerine “tırpan vurulmaya çalışıldığı bir ortamda MHP bu ilkelere sımsıkı bağlanmalı, “Tek devlet, tek bayrak, tek millet, tek dil ve üniter yapı” ilkelerinde dik durmalı ve taviz vermemelidir.

Halen AKP iktidarı tarafından meclise sevk edilen “yerel yönetimler yasasıyla” hedeflenen “eyalet sistemi” ve bu sistemin getireceği tehlikeleri önceden gören bir MHP bu konuda mücadelede vermelidir.

Yaklaşık on bir yıldır iktidarda olan ve Türkiye Cumhuriyetinin temel direklerini bir bir çökertmeye çalışan AKP iktidarına dur diyebilecek, bu partiye karşı “iktidar alternatifi olabilecek” bir MHP oluşmalıdır.

Cumhuriyetin temel direkleri olan kurumları “Halaç pamuğu gibi atan” ve kendi “yandaş kurumlarını” oluşturan AKP iktidarına “yeter artık dur” diyebilecek bir MHP’nin varlığını bu millet hissetmelidir.

Kırk yıldır PKK terörüyle mücadelede başarıya ulaşamayan, mücadele yerine müzakereyi öne çıkaran, müzakere edildikçe ve taviz verildikçe daha çok şehit kanı dökülen bu kirli oyuna son verecek, gerekirse “kandile Türk bayrağını” dikebilecek bir MHP.

Türk milletinin beklediği ve oluşacak yeni MHP kadrolarından beklenenler aşağı yukarı bu satırlar arasındadır.

Milliyetçi Hareketin ve ülkücülerin lideri, Türk dünyasının Başbuğu Rahmetli Alparslan Türkeş; Türk milliyetçilerinin vereceği mücadelenin önemine işaret ederek bakınız ülkücülere nasıl sesleniyor:

Hepiniz birer Türk Bayrağısınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin ve asla yere düşürmeyin.
Başbuğun bu sözleri ülkücü harekete ve O’nun mensuplarına verilen görevin ne kadar önemli, ne kadar kutsal olduğunu vurgulamakta, MHP ve ülkücü hareketin varlığının Bu millet için bir şans olduğunu, ülkücüler var oldukça bu milleti kimsenin bölemeyeceğini, Atatürk’ün kurduğu bu cumhuriyetin ve kurumlarının asla dejenere  edilemeyeceğini; Milliyetçi hareket Partisine ve ülkücülere bu pencereden bakıldığında çok büyük görev ve sorumluluklar düştüğünü anlatmaktadır.

3 Kasımda yapılacak MHP kongresinde göreve gelecek kadrolarının öncelikle Türk milletinin beklentilerine cevap verecek, sonrada Başbuğ Türkeş’in: Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin ve asla yere düşürmeyin” veciz sözlerine bağlı kadroların bu kongrede görev alması gerekmektedir.

Rahmetli Türkeş yıllar öncesi bu milletin ve partisinin yakalandığı ve bir türlü kurtulamadığı bir hastalıktan da bahsetmekte ve bu hastalıktan hem parti mensuplarının hem de bu milletin kurtulması gerektiğini söylemektedir.

Türkeş’in tespit ettiği hastalık ve bu hastalıkla ilgili sözleri ise şöyledir:

“Türk Milleti'nde Bizans'dan geçme bir hastalık vardır. Gevşeklik, laubalilik, dedikodu, fitne, fesat, terbiyesizlik, birbirini beğenmemek, sır saklayamamak, rast gele laf söylemek... Bu hastalık sizde de var. Bu hastalığı tedavi edin. Tedavi etmeniz lâzımdır.

Bu hastalığı tedavi edemezseniz, kendinize yol seçiniz. Milliyetçi Hareket'te bir saniye daha fazla kalmayınız. Benimle dava arkadaşlığı edecekseniz, her şeyden önce YÜKSEK VASIFLI TÜRK olmaya mecbursunuz. Türk Milleti'ni batıran, Bizans'ı batıran, Osmanlı İmparatorluğu’nu batıran hastalık budur.

Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş bu sözleriyle öncelikle ülkücülere ve MHP kadrolarına açıkca mesajını vermiş,”bu hastalığı tedavi edemezseniz bu hareketten, bu partiden ayrılınız” demiştir.

İşte MHP’nin dirilişinin ve “iktidara yürüyüşünün” sırrı da buradadır. MHP kadrolarının başına kimi getirirseniz getirin öncelikle bu kadrolarının “fitne ve fesattan, dedikodudan, gevşeklik ve laubalilikten, sır saklayamamak v.b hastalıklardan önce kendisini, sonra mensubu olduğu partisini kurtarmak zorundadır. Kanımca MHP yıllardır başbuğun söylediği bu hastalık hep var olagelmiş, çekememezlik, dedikodu, fitne ve fesat almış başını gitmiş, davanın adamı yerini “adamın adamı” almıştır.

Önümüzde MHP’nin çok önemli bir kongresi vardır, bu kongrede Türk milliyetçileri yeni lider ve yönetim kadrolarını belirleyecek ve gelecek yıllara, 2023 yıllarına damgasını vuracak bir yönetimi iş başına getirecektir.

MHP ve ülkücülerin bu kongrede işleri gerçekten çok zordur. Özellikle MHP’ye oy veren 5100 kişiyi temsilen delege sıfatını taşıyanların omuzlarında “daha büyük yük ve sorumluluk bulunmaktadır.

Dileriz MHP bu kongreden başarıyla çıkar, Türk milletinin, Türk Milliyetçilerinin ve en önemlisi de Başbuğ Alparslan Türkeş’in öğüt ve uyarılarına uygun bir yönetim oluşturulur.
Bir sonraki yazımda MHP Genel Başkanlığına aday olan isimler ve kadroları ile ilgili görüşlerimi okuyucularımla paylaşacağım.
 
Osman Özeker 15.10.2012