Mi'raç (Ruhun İnsan Bedenindeki Görevleri)

Ruh bölünmez bir bütündür. Ancak ruhun insan denilen canlı varlık bedeni içinde aynı anda yapıp yerine getirmesi gereken iki de görevi var. Birincisi, bedene ait, dünyevî görev ve sorumlulukları yerine getirmek. İkincisi de ruhi olup; uhrevî, ahret hayatına ait (kendi) görev ve sorumlulukları yerine getirmek. Bedene ait görev ve sorumlulukları, dünyevi olup; en başta geleni, bedene hareket enerjisi vererek, bedenin hareket edip canlı kalmasını, bedenin canlılığının korunması, yaşatılması, büyütülüp geliştirilmesi, uzuvların görevlerinin yerine getirilmesi, akıl ve irade dışı bedende oluşup gelişebilecek bütün oluşumların sağlanmasına yönelik yeme, içme, korunma, boşaltma, nefes alıp verme, duyma, koklama, görme, renk ayrımı yapma, tat alma, yürüme koşma, durma, oturma, yatma kalkma vücudumuza ait akla hayale gelmedik sayıda hal ve hareketlerin yapılıp yerine getirilmesinde, bir biri içinde değişik gelişip oluşan sonsuz sayıda fonksiyona ait uhrevi görevlerin yerine getirmesi için bedene enerjini vererek gayri ihtiyari bu görevlerin yerine getirilmesini şuurla sağlar.

Ahret hayatına ait (kendi) görev ve sorumlulukları, uhrevî olup: Bedendeyken kendi gelişip olgunlaşmasıyla ilgili, bedendeki kendi varlığı sürdürürken uhrevi aleme ait, gaipten sayılan uzuvlardaki görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinde; akla, fikre, mantığa, hafızaya, düşünceye, dimağ denilen belleğe, akledip fikretmeye, hayal edip, rüya görmeye, ağlayıp sızlamaya, açı duyup açı çekmeye, sonunda göz yaşı dökmeye, olumlu olumsuz istek ve arzulara karşı duyguların geliştirilip köreltilmesini, gönle ait görevlerin yerine getirilmesini, hatta oranın Allah evi olması için hazırlanması, duygu ve hislerin çalıştırılmasını, hissettiklerinin aktarılmasını, bunların iyilerinin geliştirilmesini, kötülerinin kalpten atılmasını, nefsin, temizlenmesinin, arıtılıp duru getirilmesini, güzel ahlaklı insan haline getirilmesinin sağlanmasına yönelik okuyup yazıp öğrenmesine, dünyayı ahreti kazanıp gitmesine, giderken götürdüğü dünya kazancı olan amellerin korunup saklaması gibi daha sayılamayacak kadar çok hem dünya, hem de ahrete ait işlerin yapılmasını sağlayarak bedene ait uhrevi uzuvlara ait görevlerini yapıp yerine getirir. Ayrıca enerji gücüyle de gaibe ait bedendeki bilinen bilinmeyen uzuvların görevlerini yerine getirmelerini sağlar.

Kul bünyesindeki bütün bu görevleri yapıp yerine getirmekten dolayı ruh, Allah’a karşı kulun dünya ve ahret sorumluluğunu da taşır. Kısacası yer yüzünde yaratılan insan denilen bu canlı varlıktaki ruh denilen bölünmez bütünü içlerinde taşıyan bireyleri ayrı ayrı terbiye ederek onları, ahlakça yüceltip zenginleştirerek geliştirip olgunlaştırıp tevhid de birleyip bir bütün elde etmektir. Bu bütünlük içindekilerden güçlü imaja sahip insanlar elde etmek. Elde ettikleri bu imajla da Allah’a gitmelerinin sağlanması gibi görevleri de mevcuttur. Ruhun bedendeki en büyük görevi, bulunduğu bedene hareket vermek. Aynı zamanda onun akıl edip fikir etmesini, doğru düşünüp, doğru muhakeme ederek, vahye dayalı doğru yaşamasını sağlamaktır.

Ruh, bedene ait görev ve sorumluluklarını yerine getirirken, aynı zamanda uhrevi aleme ait görev sorumluluklarını yerine getirir. Duygu, his ve düşüncelerin gelişip olgunlaşmalarını sağlar. Dolayısıyla ruh ile beden birlikte gelişip olgunlaşarak dünya denilen mekandaki birliktelikte her ikisi birlikte tekamüllerini zamanla tamamlamaya çalışırlar. beden içinde kendi varlığını sürdürürken, uhrevi aleme ait görev ve sorumlulukları da yerine getirir. Kısacası ruh, bedendeki bölünmez bütünlüğünü koruyarak, öncelikle bedene ait bedenin ihtiyaçlarının giderilmesini sağlar. Bunlar, bedenin hareketlenip canlanmasını, bedenin ayağa kalkmasını, bedenin dünyevi ihtiyaçlarını karşılayıp yerine getirir. Gelişen akılla da birlikte uhrevi aleme ait, akli duygu ve hislerin geliştirilip olgunlaşmalarını sağlar. İnsanı kamil yapar. Böyle bir ruh, sahibini Allah’a yaklaştırıp dost eder. İnsanı; dünya ve ahrette huzurlu edip, mutlu yaşatır. Aksi takdirde insanı aşağılayıp alçaltır. Huzursuz edip mutsuz kılar.

Cahit KARAÇ