Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mayıs '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Miço ve görünen bizim köy!

Miço ve görünen bizim köy!
 

Bilirsiniz, tarihte kökleri olan her milletin, karanlığa mum yakan, kendilerine özgü; Atasözü, Deyimi ve özlü sözleri vardır.

Edebiyatla ilgilenen, roman, hikâye, masal, makale, fıkra, söyleşi yazan kalem; zamanı/ zemini gelince, mumu yakar yolunu aydınlatır.

Fikre, düşünceye güç veren direktir deyim ve atasözü…

Direk dedim de Direk Vurmanın da bir özlü söz kadar etkili olduğunu söylemeyi geçiştirdim.

Eski Anadolu evleri,  taşduvardan örülür, duvar üstüne ağaçtan uzun bir kirişatılır, kirişi desteklemek için de orta yerine direk dikilirdi.

Tıpkı “Toros Dağları” sırtlarına kurulan Yörük çadırı misali!

Şimdi zaman değişti. Yapı kolaylaştı, kirişve direk yerine beton kolon atılıyor.

Amacım ne İnşaatçılık etmek ne de inşaatın eski ve yeni tarihçesini yazmak.

Düşüncem başka. Ciddi bir konuyu önünüze kek kalıpları içinde koymak ve yerken düşündürmek!

Elimden gelse binaların arasına direk dikerim. Direkler arasında “Karagöz ve Hacivat” oynatır, İsmail Dümbüllü’ yâd eder, cennette kulaklarını çınlatırım.

Dümbüllü şimdi sağolsaydı, hedefinde direk, kiriş, kolon değil, pusulasını kaybetmiş, ortaçağa doğru yanlışyol alan gemi olurdu!

Dümene geçmek için güverteye kaçak tırmanır, dümenciyi denize atar, rotayı limana çevirirdi.

Direkler arasına perde çeker, perdenin arkasında “Karagöz ve Hacivat” oynarken o ışıklarla perde üstüne “kral çıplak” diye pankart açardı!

Bizim sessizliğimizi saflığımıza, korkaklığımıza veriyorlar. Biz ne kadar  “kral çıplak”diye bağırsak, imam kendi bildiğini okuyor. O kendi ne duymak istiyorsa onu işitiyor, ne duyurmak isterse onu söylüyor.

İmam bildiğini okuyor diyebiz – siz / onlar mecbur muyuz susmaya? Bizde kendi bildiğimizi okumalı ve de yazmalıyız.

Bizim mahallenin birmiçosuvar, kendini süvari ve çarkçıbaşı zannediyor. Ne zaman sefere hazırlanan bir gemi görse,  yelken direğine kene gibi yapışıyor.

Makine dairesinde şempanze gibi sağa sola zıplayıp duruyor.  Yolcu gemisi ne zaman açık sulara doğru yol almaya başlasa, miço yelkenleri indirip, dümeni orta çağın karanlığına doğru çevirmeyi başarıyor. 

Yolculara, zaman tüneli içinde geçmişe yolculuk etmenin geleceğe yolculuk etmekten daha doğru ve isabetli olduğuna dair konferanslar düzenliyor.

Yolcu Gemisinin “BaşVe Kıç” omurgasına  “YENİ”  diye bir yazı eklemiş!  Orta çağyeniçağdan önce vardı. Çağaçıp kapamak o kadar kolay mı?  

Dünya âlem Güneş’in yörüngesi dışında yaşanabilir yeni yıldız ve yaşam merkezi ararken Bizim gemi, şaşkın ördek misali kıçın kıçın geriye 15. Yüzyıla doğru yüzüyor.

Laf ebesi işbaşında!

Dümeni, hokkabazlıkla ve ilizyon’la elinde tutmanın hesaplarını yaparken, Nasrettin Hoca’nın gerisine nişadır sürülmüşodun yüklü eşeği gibi oraya buraya seğirtip duruyor.

Zaman makinesi hikâyeleri ve yoksul bedevi masalları ile yolcu gemisini ortaçağkaranlığına sürüklemeyi sessiz devrim diye yutturmaya çalışıyor.

Atalarımız diyor ki “Eskiye itibar olsaydı, bitpazarına nur yağardı”. Milleti bitpazarına muhtaç eden mürettebat,  açık sularda, dalgalıdenizde rotasını kaybettiğinin farkında değil.

Çarkçı başı makine dairesinde ne olup bittiğinden habersiz!  Süvari gemi sevk ve idaresinden bi haber!

Dümen kamarot ve miçonun elinde! Haksız mıyım İsmail Dümbüllü’yü yâd etmekte ve kulaklarını çınlatmakta?  

Hal ve gidişbu kadar vahim iken, dönemin yaşayan meddah ve saray soytarıları, ellerinde kıl fırça önlerinde zeytinyağı fıçısı,  süvariyi durmadan yağlıyorlar.

Görenler de süvari  “Kırk Pınar”da yağlı güreşe çıkacak zanneder.

Yolcu güvertede şaşkın ve telaşlı! Gözleri sığınacak emin bir liman, ayaklarını basacak sağlam bir toprak parçası arıyor. 

Yolcunun paniği, korkusu süvarinin umurunda değil! Onun aklı bitpazarında. Bir dönem daha süvariliği garantilerse Başve Kıç’a “Yeni” yazdığı gemiyi götürüp bitpazarında elden çıkartacak!

Dümeni ele geçiren  “miço”nun ağzı kulaklarında, açık Deniz’de dümen tutmanın keyfiyle  kendini faresi olmayan köyde kaval çalan çoban zannediyor.

Lafı çok uzatmanın ne anlamı var?

Atalarımız “Görünen Köy Kılavuz İstemez” demiş. Mademki köy göründü, mesafe bir kurşun atımı , siz de görünen köye kılavuz istemeden gidebilirsiniz.

Yolunuz açık olsun gayrı!

 
Toplam blog
: 380
: 438
Kayıt tarihi
: 27.08.07
 
 

Karanlığın düşmanı Işık! Gecenin zifiri karanlığı, şafak sökerken yerini, ufukta yükselen Güneş Işı..