Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '12

 
Kategori
Tarih
 

Mihrimah Sultan

Mihrimah Sultan
 

Mihrimah Sultan


Kanuni Sultan Süleyman ile Hürrem Sultanın kızları

Mihrimah; Mihr-ü Mah Farsça da Güneş ve Ay demektir.

Mimar Sinan’ın büyük aşkı

Büyük aşktan doğan Mihrimah Sultan – Çok büyük bir aşka imza attı.

Büyük aşkta o yoktu.

Adına inanılmazlar yapıldı.

Akıllara durgunluk verecek eserler ortaya kondu.

Mihrimah Sultan Mimar Sinan’dan iki ayrı zamanda iki büyük eser yaptırır. İlkinde; kendi adına bir külliye yapılmasını ister. Yerini de Sinan’ın seçimine bırakır.

Mimar Sinan, 1540 yılında Üsküdar’daki Mihrimah Sultan Külliyesi’nin temelini atar. Külliye, 1548 yılında tamamlanır.

Aradan on dört yıl geçer. Mihrimah Sultan tekrar Mimar Sinan’dan kendi adına bir külliye daha yapmasını ister. Yerini yine Sinan seçecektir. İstanbul’un en yüksek tepesi, Edirnekapı surlarının dibini seçer.

İlk yapılan; Padişahtan da yapılmasına dair emir alındıktan sonra Mimar Sinan burayı sihirli simetriyle yapmış. Dünyada bir eşi daha yokmuş yaptığının… İlk cami ve külliye, İstanbul’un yedinci tepesine Üsküdar’a…

İkincisi; Edirnekapı’dadır.

Burada her iki cami içinde şöyle bir anlatım vardır.

Üsküdar’daki, etek giymiş bir hanım görünümündeki Mihrimah Sultan Camii ve gün ışığının her köşede adeta dans ettiği kadınsı edalı Edirnekapı Cami’leriymiş.

Mimar Sinan çok büyük bir sır gizlemiştir bu iki camide…

Edirnekapı Camii’nin tek minaresinin arkasından güneş batarken, Üsküdar’daki caminin minareleri arasından ay doğmaktadır.

Mihr ü mâh, Farsça güneş ve ay anlamına gelmekteymiş.

Bu günlerde Kanuni ile Hürrem Sultanı bilmeyenimiz onların hayatlarını yakından takip etmeyenimiz yoktur herhalde… Muhteşem Süleyman’da Hürrem Sultana kah kızıyoruz kah acıyoruz en çokta şaşırıyoruz. Büyük bir aşk diyor tarihçiler bu iki ünlünün arasında yaşananlara. Ben onların kızlarını anlatmak istedim sizlere. Mihrimah Sultan… Onlar kadar olmasa da tarihte adı geçen bir sultan. İstanbul’da adına yapılmış iki büyük cami olduğunu öğrendiğimde araştırmıştım. Daha önce başka bir gazetede Mimar Sinan’ın büyük aşkı olarak yayınlamıştık ama bu cepheden bakmamıştık o zaman. Sadece Mimar Sinan’ı anlatmıştık. Büyük aşkını da ilave etmiştik. Şimdide onun tersini yapacağım. Mihrimah Sultanı anlatırken Mimar Sinan dan söz edeceğim. Mecburum çünkü. Mimar deliler gibi aşık olmuş bu büyük Hünkarın dünya güzeli aşkına… Sizlere önce Mihrimah Sultanı anlatmalıyım sonrada ona çok aşık olan Mimar Sinan’ın onun için yaptıklarını…

Mihrimah Sultan, Topkapı Sarayı’nda 1522 yılında doğmuş.

İsmini babası Kanuni Sultan Süleyman koymuş.

Onunla evlenmek isteyen iki kişi çıkmış.

Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa,

Baş mimar Koca Sinan.

Mimar Sinan evliymiş. Mihrimah’a göre de yaşlıymış. Mihrimah 17 Sinan 50 yaşındaymış…

Hürrem Sultan kızının Rüstem Paşa ile evlenmesini istiyormuş. Mihrimah Sultan bu paşa ile evlendirilmiş.

Rüstem Paşa o tarihlerde; Diyarbakır valisiymiş.

Düğün töreni kardeşleri; Bayezid ve Cihangir'in sünnet düğünleriyle birlikte yapılmış.

Bu evlilikten sonra Rüstem Paşa Sadrazam olmuş.

Mihrimah Sultan her zaman devlet işlerinde söz sahibi olmuş.

Babasına ve kardeşi Padişah olan II. Selim’e danışmanlık yapmış.

Valide Sultan gibi yaşamış.

Bütün bunlar tarihte Mihrimah Sultanın hayatının küçük bir özeti olarak yazılı… Ona çok âşık olan Mimar Sinan ne yapmış o evlenince? Çok üzülmüş. Çok sevdalıymış bu dünya güzeli genç kıza… Mihrimah Sultan Sinan’dan kendi adına cami ve külliye yapmasını isteyince Mimar Sinan’a gün doğmuş. Eserine aşkını işleyebilecekmiş. Öylede olmuş… Öyle bir şey yapmıştır ki, Dünyada bir şekli daha yokmuş.

Edirnekapı Camii’nin tek minaresinin arkasından güneş batarken Üsküdar’daki caminin minareleri arasından ay doğmaktadır!

Aşkın aydınlık ve karanlık yüzü

Mihrimah Sultan adına yapılan külliyelerin duru, gösterişsiz ve asil duruşuna rağmen içinin alabildiğine aydınlık olmasında da Sinan’ın duygularının izleri sürülebilirmiş.

Sinan’ın Mihrimah Sultan’ın eşi Rüstem Paşa için yaptığı caminin çinileri ve süslemelerinin tüm ihtişamına rağmen diğer bütün yapılarının aksine daha karanlıkmış.

Prof. Dr. İskender Pala ise filmde mecaz bir anlatım kullanıldığını söyleyerek “Mimar Sinan, bir kadına âşık olsaydı bu kişi Mihrimah Sultan olurdu. Bana göre âşıktı ki iki abidede onun ismini bir araya getirdi. Adını kıyamete kadar yaşatacak iki abideye imza attı. Bunu yedi-sekiz sene evvel bir akşamüstü kendi gözlerimle gördüm. İki külliyeyi de gören bir yerde duruyordum, birinden güneş batarken, diğerinden ay doğuyordu. O an gözlerimdeki perde açıldı. Mimar Sinan, bilim adamı olduğu gibi aynı zamanda bir sanatçı. Şairlerle dost. Baki’yle yakın arkadaş. Eserlerinde de şiirsel bir anlatım olması çok doğal” diyor.(alıntı)

Bir bayan olarak yazılanları okuduğumda acaba Mimar Sinan’a Mihrimah Sultan’da ilgi duymuş mudur diye düşündüm. Rüstem Paşa ile annesinin ısrarı ile evlenmiş. Mimar Sinan’da o zamanlar çok ünlü bir mimar. Kendine çok âşık olduğunu da biliyorsa ne düşünmüştür, uzaklara onun kendi için yaptığı eserlere baktıkça ne düşünüyordu. Kim bilir…

 

Nazan Şara Şatana

http:// http://www.facebook.com/#!/profile.php?id=100002892442552

 

https://twitter.com/#!/nazansarasatana

 

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....