Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Mikroçipini nerene istersin tatlım?

Geçenlerde, internette dolaşan ve çok enteresan bir konusu olan, kurgusal bir video seyrettim. Bu videoya göre öyle bir zamana doğru gidiyorduk ki; dünya üzerinde bir dünya imparatorluğu kurulacaktı ve bu imparatorluğun bütün bireylerine birer mikroçip takılacaktı. Bu mikroçipler sayesinde o dünya imparatorluğunun yöneticileri bütün tebayı gözetleme fırsatı bulacaklardı. Dahası, içinde gelmiş geçmiş bütün bilgilerimiz yüklü olacak olan o mikroçipler yardımıyla alışveriş yapabilecektik, hatta o mikroçip vasıtasıyla imparatorluğun güvenlik çemberi içinde “Güvenli Bireyler” olarak kalacaktık. Herhangi bir hata yapmamız durumunda ise mikroçipimiz merkezi yönetim tarafından kapatılacaktı ve biz de tamamen devre dışı kalmış bireyler olacaktık.

Bu videoyu izlerken, mutasyona uğrayan insanların anlatıldığı muhteşem filmler olan; X-Men serisi, insanlarla robotların, makinelerin ilişkilerinin anlatıldığı bir film olan; Ben Robot, Matrix, Star Trek (Yıldız Savaşları) gibi, ilginç senaryoları ile dikkat çeken devasa yapımlar olan filmler aklıma geldi. Bir gün insan-robot karışımı; ya da insan-makine karışımı bir yaratık var olacak belki. Honda’ nın yaptığı “Asimo” belki bu makinelerin büyük büyük dedesi olacak hatta kim bilir?

Daha ben bunları düşünürken genetik mühendisi olan, ve uzun zamandan beridir görüşme fırsatı bulamadığımız bir dostum telefonla beni aradı ve hal hatır sorma faslından sonra biraz işten güçten konuşurken; dostum bana üzerinde çalıştıkları yeni projede, kışın da yetişebilecek, içine soğuğa dayanıklılık geni katılmış genetik yapıdaki meyve ve sebze üretmenin yollarını aradıklarını söyledi. Yaz, kış demeden daha dalından yeni koparılmış domates yiyebildiğinizi düşünün, kışın ortasında buğday yetiştirdiğinizi… Biliyorum bunlar hep hayal gibi geliyor şu anda ama zaten bu çağda yaşamakta olduğumuz bir çok şey bundan 200 yıl önce külliyen hayal değil miydi?

Dünya, yaşam müthiş bir hızla değişiyor. Ve maalesef bizler, bu işin görüntüsel boyutunu ucundan köşesinden yakalasak da, düşünsel boyutunu bir türlü yakalayamıyoruz. Hala en basit ve temel insani haklar, insan hakları, birey özgürlükleri konusunda kaba, yıkıcı, gerici; günün gerçekleriyle, insan doğasıyla, yaratılışın ve varoluşun renkliliği, çeşitliliği ile hiç alakası olmayan düşünceler ve tartışmalar düzeyindeyiz. Lakin, biz ne olursak olalım, nerde durursak duralım; ne hayat bizi bekler, ne teknolojik gelişmeler, ne de yeni kuralları her gün yenilenen dünyanın, hayatın… Ya uyum sağlarız, ya da hayat bizi uydurur kendine, hep yaptığı gibi… Mikroçipli günlerimiz gelmeden, en yalın halimizle insan olmanın ve yaşamın renkliliğinin biraz tadını çıkarabilsek bari…

D. Dara KILINÇ

mailto:ddarakilinc@gmail.com

 
Toplam blog
: 160
: 2717
Kayıt tarihi
: 16.04.09
 
 

Öykü Şiir Deneme ..