Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Temmuz '12

 
Kategori
Blog
 

Milblog’ta bir yıl… Editörlük kurumu, izlenimler, sorular…

Milblog’ta bir yıl… Editörlük kurumu,  izlenimler, sorular…
 

Yazı yaşamımda onaltı, Milblog’ta  ise on iki aylık yazı işçisi oldum. Milblog, özel bir deneyim oldu benim için. Merak ettiğiniz her konuyu, orada bulmak mümkün. Çok değerli kalemleri de.

Kimi konulara yönelik ilgi ve dikkat eksikliğimden midir, bilemeyeceğim.  Milblog’un işleyişinde çözemediğim, bana çetrefilli gelen epeyce özellik ve benden kaynaklanan epeyce eksiklik  var hâlâ.

Çok istediğim halde, günü gününe Milblog anasayfasını ve yükünü tutmuş haberciyi izleyemiyorum. İlle birikiyor, sonra da yetişemiyorum. Oysa Milblog, anamedyadaki pekçok yazara taş çıkartacak, günceli izleyen ve yorumlayan yazar açısından, genelde  medyada gözlenen yoksullaşmaya karşın yine de zengin. Onlardan çok şey öğreniyorum. Yeterli hızla izleyememek,  benim eksiğim.

Artık düzelmiş gibi görünse de, habercinin unutkan biri olduğu yargısı bende neredeyse kesinleşmiş gibi olduğundan, anasayfadan yazı seçip okuma alışkanlığı kazandım.

Nedense editör önerilerine bakmak aklıma gelmiyor. Bakıp da, genellikle ilgimi çekmeyen konulara rastladığımdan mı, “Benim yazım nasılsa yoktur” düşüncesinin yarattığı bilinçdışı kıskançlıktan mı, bilmiyorum. Bildiğim, tanındığım kadarıyla kıskanç biri değilimdir ama…

Bugün bakacağım tuttu, editör önerilerine. Aaa… Bir de ne göreyim?: Benim iki yazı, orada kurulup oturmuş. Hay Allah!... Yerinsem mi, sevinsem mi?...

Kıdemli  Milblog yazıcılarının, siteyle ilgili yazılarını okuyup, işleyişi kavramaya çalıştım. Kimine göre, sevinmem, kimine göre yerinmem gerekiyor bu durumda.  “Ah nerde eski Milblog? Nerede o güzel kavgalar, yazarlar?” yakınısının yanısıra, “Bu da iyi oldu, yola devam.”  diyenler var. Editörlere sitemlerin yanısıra, teşekkürler de var.  Nerede durmalıyım, bilmiyorum. Gerçeği söylemek gerekirse, okunmak, beğenilmek, önerilmek hoş bir duyguymuş bir yazıcı için. Ahir ömrümde,  bunu da tadıyorum yavaş yavaş.

Yalnız, güncel bir konuda yazdığınız yazıyı, gecenin ilk saatlerinde yayına veriyorsunuz, ertesi günü çok geç saatte çıkabiliyor. Oysa anasayfaya baktığınızda, o konuda, ertelenmeyi gerektirecek bir yığılma göremiyorsunuz. O zaman, yanıtlayamadığınız sorular doğuyor kafanızda. Diğer yandan, soru soracak, iletişim kuracak bir merci yok,  iki eliniz kanda olsa.  Bu kez de iletişim kurulamayan bir “İletişim bölümü niye konmuş?” diye düşünüyorsunuz.

Editör önerilerine giren yazımın biri, Madimak Katliamı ile ilgili. Aynı konuda başka yazıların da yer alması, editörlük kurumundan, toplumsal ve tarihsel duyarlılığın henüz tamamen yok edilmediğini imledi bana, mutlandım, umutlandım. Tüm yüreğimle devamını dilerim.

Milblog ve internet sitelerinde, işin içinden çıkamadığım, ne yapacağımı şaşırdığım bir durum daha var: Yorum sorunsalı. Siteye ilk girdiğimde, niteliği kavramak için, gücümü zorlayarak da olsa, çok yazıyı okumaya, çok yazarı  izlemeye çalışırım. Hızlı bir keşif gezidir bu. Elbette bu çaba ve güç sonraları gevşer, yetişemez olurum. Ama okuduğum bir yazı, yazar, hoşuma gitmişse, yerimde duramaz, yorum yazarım. Yorum, yazarın güzel çabasına, emeğine, duygu ve düşüncelerine bir teşekkürdür benim için. Beni okumasını, izlemesini beklemem ama teşekküre karşılık, “Bir şey değil”i  beklerim doğrusu. Onu bulamazsam, kendimi iyi hissetmem, yazar için gereksiz bir okur olduğum düşüncesi doğar. Bir daha yorum yazmam ama beğenim sürüyorsa sessizce izlerim, yararlanırım; o, benim için gereklidir çünkü, besin kaynağımdır.

Kıdemli blog yazarlarının, yorumların kullanılışına dair yazılarını okudukça, bende de bir çekimserlik, korku, kuşku uyandı. “Okunma ve yorum dilencisi miyim acaba?” diye bir sorguya durdum ki, içim acıdı. Öyle ya, yaptığım, belki de bilince çıkmamış bir edimdi. Kendi derinliklerimize bile inmemiz zordur ne de olsa. Hem yetişemediğim için hem de bu nedenle, artık yorum yazmayı azalttım, yüreğimin, aklımın onlarla birlikte olduğunu anlayan yazar dostlar, umarım bağışlarlar beni. Elbette, henüz ulaşamadığım nice değerli yazar da…

Milblog’ta, çözemediğim bir sorun daha var. Raporlar bölümünde, uzayıp kısalan çizgiler ve onların imlediği sayılar. Yüzdeye vuruyorum olmuyor; dört işlem hesapları yapıyorum, tutmuyor. Nedir onlar, anlamadım gitti. Sistemini, mantığını bilen varsa ve anlatırsa mutlu olacağım inanın ki…

Site formatının değişimi sırasında, kayba uğrayan okunma sayılarını geçtik, çok da önemli değil. Öğrendim ki, teknolojinin böyle cilveleri oluyormuş.

Yine, kıdemli Milblog yazarlarından öğrendiğime göre, okur sayısı düşmüş, çok okunan yazıların seçiminde  nitelik düşmüş. Zaten, tüm değerler hızla aşınmıyor mu?  Cami sayısı, okul sayısını geçti geçecek, okullarda da Mele olarak göreve başladıklarına göre, imam sayısının, öğretmen sayısını geçmek üzere olduğunu tahmin etmek abartı olur mu? Bilim insanı sayısı kaç, falcı sayısı kaç ki okumada seçicilik gelişsin?

Kadınlar, erkeğin çok eşliliğini can-ı gönülden önerir oldu. Yetmiyormuş gibi, arkadaşını kocasına sunuyor.

Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete…

Milblog derken nereye geldik.

Benim aklımın almadığı bir sorunsal daha var. Yine kıdemli yazarların yazılarından öğrendiğime göre, “güvenilir yazar” konumu varmış blogta.

Güvenen kim/ler?

Güvenilen/ler kimler? 

Güvenilirlik ölçütleri neler?

Güven ihsan edenlerin güvenilirliğini kim belirler?

Güvenilenler,  güvenenlere güvenirken, güvenilirlik öçütleri neler? Bu konularda da meraktayım doğrusu.

Bir de akıl erdiremediğim, “Tavsiyeler” bölümü var. Hani anasayfada ve kendi sayfamızın yanında çıkan kutu. Orada, neye göre yazılar yer  alıyor, onu da anlamadım. Örneğin, bir yazı, 65 kişi tarafından tavsiye edilmiş ama o kutuda yok. Diğerini 15 kişi tavsiye etmiş, kutuda yer alıyor.

Merak bu… Bilgisizlik de vardır belki işin içinde. Sonuçta aklımın ermediği konuları sizlerle de paylaşmak istedim.

İşte, Milblog’ta bir yıl böyle geçti.

Tüm  blog dostlarına, sağlık ve  nice nitelikli yazılar dileğiyle…

Vildan Sevil

09.07.2012

 
Toplam blog
: 102
: 882
Kayıt tarihi
: 07.06.11
 
 

1949 İstanbul doğumluyum. Emekli edebiyat öğretmeniyim. Çeşitli edebiyat sitelerinde, çeşitli kon..