Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '12

 
Kategori
Siyaset
 

Millet, vekil, milletvekili ve dokunulmazlık üzerine (1)

Millet, vekil, milletvekili ve dokunulmazlık üzerine (1)
 

Ben milletim.

Tanımadığım biri gelip “Vekilin olacağım, oyunu bana ver!” diyor. Kıramadığım için veya zorunlu olduğum için “OY” veriyorum. Çünkü devlet, böyle bir kanun koymuş, milletine. Oyunu vermezsen, para cezası var!

Oy veriyorum da vekil hakikatten bana vekillik yapacak mı, bunu bilmiyorum.

Bu olay hani bir avukata, bir muhasebeciye görev verilir ya, senin adına senin görevlerini yürütsün diye, ona benzer.

Fakat burada bir fark var; avukata veya muhasebeciye noterden vekâletname çıkartıyoruz. Maaş ve ücret konusunda da görüşüyoruz.

Bunu vekiller bize danışmadan kendilerine zam yapıyorlar, işçiye, memura gelince de sendika, işveren, hükümet temsilcileri günlerce kaç kuruş zam yapalım diye görüşüyor.

Elektrik, doğalgaz, su, ev veya dükkân kirası için ise bize yine danışılmıyor.

Yol, pazar, manav, market vb. konularda da bize danışılmıyor.

Bunun süresi; görev süresincedir veya taraflardan biri görevi kötüye alet edinceye kadar. Bu durumda avukat veya muhasebeciyi azil etmece hakkımız vardır.

Bu görevler kişisel işçeler içindir. Yani kişisel salt çıkarlarımızı veya yararlarımızı göz önünde tutuyoruz. Bir miras için, kendi salt çıkarlarımız için yapmayacağımız kötülük kalmaz, değil mi?

Fakat millet işçelerinde böyle titiz davranmıyoruz. Çünkü başkalarının değerlerine cömertlik etmek daha kolaydır.

VEKİL; millete, devlete ihanet mi edecek, bir zarara mı uğratacak bunu düşünmüyoruz, sorgulamıyoruz, yargılamıyoruz. Nasıl olsa kişisel bir şey yok, deyip “Ben yanarsam millet de yansın, millet yanarsa ben de yanayım, gerçi böyle bir durum da yok.” mantığı ile hareket ediyoruz.

VEKİL; mecliste ettiği yemini unutup, hatta bana; yani millete minnettar olduğunu unutup tüm hakların ve yetkilerin kendisinde olduğunun farkına varır.

Milletin sırtından her türlü salt çıkar ve yarar sağlar. Kendine belirli bir güç de kazandırmıştır. Şimdi sıra millete ve milletin yücelsel, dinsel, insansal, bilgisel, bilimsel değerlerine hakaret etmeceye geldi. Nasıl olsa; sırtı pek karnı tok, dokunulmazlığı da var, istediği yasal veya yasal olmayıcı her şeyi yapabilir.

MİLLET; görevini yaptı VEKİLİNİ seçti ve vekilini MİLLETVEKİLİ yaptı. Bazıları ise bakan yaptı, Başbakan yaptı, Cumhurbaşkanı yaptı. Bunlar yeter mi?

MİLLETVEKİLİ; millete karşı artık her türlü şeyi yapabilecek yetkidedir.

Fakat bu yapacakları şeyi; bir vekâletname ile, bir kontrat ile belirtse ve bu görevleri yapamadığı zaman istifa etse olmaz mı veya millet; onları milletvekilliğinden azletse olmaz mı? Şart mı, 4-5 sene beklemek? Hangi patron, görevlerini yerine getirmeyici işçisine bu kadar süre tanıyabilir? Hangi işçi veya memur istediği kadar maaş veya ücret alabilir? Üstelik başaramadığı görevden ötürü, bu mümkün mü?

Milletvekillerinin kendilerinin refah içinde yaşayıp millete verdiği sıkıntı yetmezmiş gibi, bir de DOKUNULMAZLIK istiyorlar.

Millete birileri dokunuyorsa; yani millet hırsızlıkla, tacizle, tecavüzle, cinayetle, darpla, hakaretle, küfürlü, çirkeflikle, haksızlıkla karşı karşıya ise; mill etin seçtiği vekil; yani milletvekili bunlardan niçin yoksun kalsın, değil mi?

Adalet, mülkün temelidir. Öyleyse adalet; millete ve vekile de eşit olmalıdır. Terazinin bir tarafında MİLLET, bir tarafından VEKİL var. Yoksa denge bozulur. Birinin hakkı birine fazladan geçmiş olur.

MİLLET; vekil seçtiği milletvekillerinden adalet istemece hakkına sahiptir. Millet dokunulmazlığı hak ediyor. Vekiller bunu sağlayamıyorsa; OYUMU iade etmelisiniz.

Ramazan Gülsen 

 
Toplam blog
: 205
: 266
Kayıt tarihi
: 10.06.12
 
 

Tekirdağ, 02.01.1961 doğumluyum. İstanbul'da yaşıyorum. Evli, 3 çocuk bâbâcânıyım. Türkçeci, muha..