Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '10

 
Kategori
Güncel
 

Millet onuru

Millet onuru
 

Öğrencilik yıllarınızdan hatırlayınız. Tarih derslerinde birçok krallık , beylik ve devletlerin çöküş sürecinin başında ' iç karışıklıklar, taht ve mevki kavgaları ' mealinde cümleler vardır. Ardından ya bir iç savaş ya da dış saldırı neticesinde çöküş.

Bu doğa kanununu unutmamak gerekir; bakteri ve virüsler nasıl ki vücudun direnç gücünün zayıf anını kollarlar ise, insanlık tarihi de benzer şekilde, devletlerin zayıf anlarında gizli ve aleni saldırılarla çökertildiğine şahittir. Sanki bu süreci yaşıyor gibiyiz. Yargı, yürütme ve yasama ve sonrasında millet içinde çekişmeler. İşte bu durum, bakteri ve virüsler için bulunmaz fırsatı yaratmaktadır milletimizin bünyesinde.

'Kurt puslu havayı sever' atasözünü unutmamalıyız. İşte büyükelçimize yapılan aşağılık davranış, böyle bir zafiyet görüntüsünün eseridir. Lafla efelenmek yeterli değildir. Zafiyete sebep teşkil eden olaylar ortadan kaldırılmalıdır, ama bu dirayet yönetenlerimizde gözükmemektedir.

Bir büyükelçi, bulunduğu yerde devleti temsil eder. Tel Aviv büyükelçimiz nezdinde milletimize hakaret edilmiştir. Hem de tarihte en büyük yakınlığı ceddimizden görenler tarafından.. Bu gün de olsa gene aynı şeyi yapar bu millet. Mazlumlara kol kanat germek, hamurunda vardır onun, damarlarındaki asil kanda vardır.. 'Elçiye zeval olmaz' sözünü de söyleyen, yine bu milletin atlarıdır. Bu millet, misafire de sofrasını evini açan bir millettir. Misafirini başköşeye oturtan millettir. Tarih bunun misalleri ile doludur.

Büyükelçimize gelince; maruz kaldığı davranış karşısında görüşmeyi terkedebilirdi ve bu, diplomatik teamüllere aykırı olmazdı. Çünkü kendisine yapılan, Türk bayrağının İsrail bayrağı yanına konmayışı, yanında İbranice konuşulması ve neredeyse yere oturtulması gibi ağırlanma biçimi diplomatik teamüllere son derece aykırıdır. Herhangi bir arkadaş toplantısında bile iki kişinin aralarında diğerlerinin anlamayacağı bir lisanı konuşmaları, ne kadar yakışıksızdır.

Siyasilerimizden de yeterli ve denk ölçülerde bir cevap işitilmemiştir. He ne kadar özür bekliyoruz vs. dense de bunlar yapılanlara denk olamaz. Oysa verilecek cevap ve gösterilecek davranışlar için başvuracak bir mihenk taşımız vardır. Bunun için tarihimize bakmak yeterli değil midir?

Milletimizin dışındaki sermaye ve finans güçlerine teslim olmaya devam edildiği müddetçe, bu ve benzeri sahneler yaşanmaya devam edecek ve hatta daha da çoğalacaktır. Küresel sermaye masalından uyanmalıyız artık, ziynetlerimizi yabancılara kaptırmamalıyız. Bir tas çorba içelim ama bize ait olsun. Ey Türk ! silkin ve kendine gel, zaman daralıyor.

 
Toplam blog
: 53
: 671
Kayıt tarihi
: 22.12.09
 
 

1969 Tarhan Kolej (lise), 1978 Atatürk Eğ. Ens. Türk dili ve edebiyatı bl. Mezunuyum. Araştırmak ..