Milletvekili seçilen Atatürkçü, Aydın tutuklulara

Şimdi Gerçek Asalet Zamanı! 

Ben özellikle Sayın Mustafa Balbay’dan beklerim ki: Eğer bir hukuk mücadelesinin içinde idiyseniz, bu mücadelede son derece önemli bir fırsat yakaladınız. Bu fırsat bu hukuk mücadelesini asil ve güçlü bir şekilde devam ettirme fırsatıdır. Eğer siz haksız yere bunca zamandır tutuklu durumda bulunuyorsanız, şimdi bunu samimiyetinize şüphe vermeyecek derecede inandırıcı bir şekilde halka anlatma, duyurma fırsatı yakalamış durumdasınız. 

Şimdi siz milletvekilliği mazbatasını ancak, hukuksal adaletin sağlanmasından sonra kabul edebileceğinizi ilan edebilirsiniz. 

Eğer tutukluluk haliniz, adalet sisteminde hukuki bir haksızlığa uğramaktan kaynaklanıyorsa, bu hat üzerinde kalmalısınız. Bu haksızlığa bir daha mahal vermeyecek bir hukuksal sonuca ulaşarak sonuçlandırmalısınız bu hukuksal süreci. Çünkü TBMM gibi bir çatı altına, “zanlı” olarak hapishaneden çıkıp gitmek, bu hukuk mücadelesinde bir zafer değil, tam tersi, hukuksal bir açıktan yararlanmaktır. Bu bir mücadelenin sonuçsuz kalmasına göz yummaktır. O zaman sizin söylediklerinize inanmak vicdanımı rahatsız eder. Sayın Balbay’ın mazbatayı almadan önce, bu dava sürecinde aklanmayı bekleyeceğini açıklayarak, amacının kişisel bir özgürlük, kişisel bir adaletsizlikten kurtulmak olmadığını; fakat hukukun işleyişinde, bu zamana kadar dile getirdiği haksız durumu, yine hukuki yollarla, başka insanların da aynı hukuki haksızlığa uğramalarını engelleyecek şekilde çözecek, bir başka deyişle hukuksal bir ilerlemeye, gelişmeye katkıda bulunacak şekilde davranmasını, Türk siyasi tarihine geçecek asalette ve önemde görüyorum bir okuru olarak. Çünkü ben toplumumuzdaki fikir insanlarından tarihe geçecek değerde, değiştirici, dönüştürücü eylemleri özledim. Sanırım millet olarak biz bu asaleti hak ediyoruz.Bunun için, Sayın Balbay tarihi bir fırsat yakalamıştır. Ben Sayın Balbay’ın asıl hedefinin, “milletvekili olarak tutukluluk halinden kurtulmak” kadar basit olmadığına inanıyorum. Böyle bir tutum son derece sıradan olurdu. 

Sizden beklediğim kişisel özverinin ne kadar büyük olduğunu biliyorum. Dışarıdan konuşması kolay, içerde tutuklu yatan sizsiniz, bunu da biliyorum. Ancak, sosyal bir kimlik kazanmış insanların sorumluluğu, önce topluma, sonra kendilerine karşı olmalıdır. Yoksa herkes bu sosyal kimliği hak ettiğini iddia eder. Ben Sayın Mustafa Balbay’ın bu sorumluluk ve asalet anlayışında bir insan olduğundan eminim. Bu nedenle de, doğal olarak, kendilerinden böyle bir tavır beklemekteyim. Atatürkçü aydınların Atatürk gibi davranmalarını özledim. Mustafa Kemal Atatürk’ün, saltanat, halifelik gibi mevkileri reddedip Cumhuriyeti kurması, onu Atatürk yapmıştır. Bu bir modeldir. NLP açısından, tüm dünyaya övünerek gösterebileceğimiz bir “lider modelidir” Atatürk. Atatürkçü aydınların Atatürk’ü modellemelerini özledim bir NLP uzmanı olarak. Dolayısıyla sözüm, sevip saygı duyduğum Sayın Balbay’la birlikte, kendilerine Atatürkçüyüm diyen diğer, tutuklu olarak milletvekili seçilmiş aydınlaradır aynı zamanda. Bu tarihi fırsatta, gerçekten Atatürk gibi davranın, kişisel değil, toplumsal yararı savunduğunuzu gösterin ve Atatürkçü aydınlar olarak, siyasi tarihimize bir asalet örneği yazdırın. 

Böylece TBMM çatısını, bir hukuki sığınak olma şaibesinden de kurtarmış olursunuz. 

Atatürkçü, Atatürk hayranı bir vatandaş olarak, ben bunları beklerim sizden sayın tutuklu bulunan Atatürkçü, aydın müstakbel vekillerim. Bu yönde davranacağınızdan eminim. Saygılar. 

İzzet Balcı