Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Haziran '08

 
Kategori
Futbol
 

Milli (!) Takım ve Türkiye

Milli (!) Takım ve Türkiye
 

Milli(!) Takım ve başarı üzerine


Defalarca belirttiğim üzere üç Alman, bir İngiliz, bir Brezilyalı ve bir Fransız futbolcunun yer aldığı ''takım''ın ''Türk Milli Takımı'' olarak lanse edilmesi beni rahatsız ediyor. Keşke uluslararası arenaya 23 Türk futbolcusuyla çıksaydık da başarılı olamasaydık. Bu kadar milli (!) olan bir takımla oynuyoruz ve olayı öylesine dramatize ediyoruz ki, hiç sormayın. Son günlerde yapılan açıklamalara bakalım...

_ Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ''Dünyanın mazlumları bizi destekliyor.'' başlığıyla verilen haberde <ı>''Bugün biliyorum ki, Brezilya'dan Gazze'ye bütün mazlumlar bizi destekliyor.'' açıklamasını yapmış. Bu tip açıklamalar, her Türk Milli Takımı başarısında yapılır. Bu açıklama başarıyı başarısızlaştırmaktan öteye gitmez.

Şimdi soruyorum, dünyanın herhangi bir mazlumuna ''<ı>Gelin bizim takımı destekleyin.'' mi dedik? Onlar bizi desteklese ne kazanırız, desteklemese ne kaybederiz? Dünyanın mazlumlarından birisi de keşke bize Kıbrıs Davası'nda destek olsa. Hani diyorum, herhangi bir mazlum neden KKTC'yi tanımıyor? Yoksa onlar adam mı kandırıyor? Cumhurbaşkanımız'ın yaptığı açıklamaya bakılırsa, biz de kanmayı çok iyi beceriyoruz...

_ Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Doğan olaya ''damardan'' girerek <ı>''Milli Takım oyuncuları müthiş bir bayrak ve vatan sevdasıyla oynuyorlar. Gurur duyuyorum.'' demiş. Bu açıklama aşırı milliyetçilik ve ırkçılıktan başka birşey kokmuyor.

Milli olmayan Türk Takımı'nın turnuvada gösterdiği performans gözümüzün önünde. Futbolumuzu yöneten insanlar ''bayrak ve vatan sevdası'' derken bizim düşündüğümüz şeylerden mi yoksa başka birşeyden mi bahsediyorlar. Örneğin, Çek Cumhuriyeti maçında Jan Polak'ın Emre Aşık'ın tekmesine rağmen kafasına topa uzatmasını bizim takımımızda yapabilecek bir oyuncu var mı? Peki ya Robert Kovac'ın topun üstüne kendini atmasını? Gökhan Zan'ın önünden geçen ve büyük ihtimalle gol olacak olan topa ayağını uzatmamasının nedeni ''vatan sevdası'' mıdır? Bu ne biçim ''vatan sevdası''?

Bizim bildiğimiz ''vatan sevdası'' vatana hizmetle olur. Örneğin, askerden kaçmak için devre arasında yurt dışına transfer olan Tümer Metin'in bu takımın kadrosunda yer alması ve büyük ihtimalle devlet üstün hizmet madalyası alacak olması onun ''vatana hizmeti'' ile mi alakalıdır? Tümer Metin esasen ''vatana ihanet'' etmemiş midir? Bunun karşılığı ''devlet üstün hizmet madalyası'' mıdır?

Peki ya Euro 2004 şampiyonu Yunanistan'ın durumu nedir? Euro 2004'te ''vatan sevdası'' ile vatanına hizmet eden Yunanlılar dört sene içinde ''vatan''dan soğudular mı? O nedenle mi ilk turda elendiler? İki turnuvada birden forma giyen futbolcu sayısının çokluğuna bakarsak doğru açıklama bu olamaz. Peki İsveç, İtalya, Hırvatistan, İsviçre vs. ? İki sene önce dünya kupasını alan İtalyanlar o zaman ''vatan sevdalısı'' idi şimdi değiller mi? İlk maçta sakatlanarak oyundan çıkmak zorunda kalan Alex Frei gözyaşlarına boğulmuştu. Penaltılar sonucu elenen Hırvatistan'ın Darijo Srna'sı gözyaşlarına boğulmuştu. Bizim takımımızda neden böyle bir futbolcu yok. Onlar vatanını az seviyor biz çok mu seviyoruz? Turnuva öncesi sakatlanan ve kadro dışı kalan Fabio Cannavaro takımdan ayrılmazken çeyrek finalde sakatlanan Nihat Kahveci neden koşa koşa İspanya uçağına gitti? Neden Nihat beş gün kadar kalamadı? Nihat'ın ''vatan sevdası'' mı ağır basıyor ''para sevdası'' mı?

Bu açıklamaları umarım kimse kaale almaz. Bugüne kadar oynadığımızdan çok farklı oynar ve başarılı oluruz. Görüşmek üzere...

 
Toplam blog
: 641
: 316
Kayıt tarihi
: 16.12.07
 
 

Bir uluslararası ilişkiler öğrencisinin gözünden dünya ve bonusu olarak da futbol... ..